Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2023/6419 E. 2023/4712 K. 15.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/6419
KARAR NO : 2023/4712
KARAR TARİHİ : 15.05.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇTAN ZARAR GÖREN : Gümrük İdaresi
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, nakil aracının iadesi
TEMYİZ EDENLER : Suçtan zarar gören Gümrük İdaresi vekili, sanık
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, Gümrük İdaresi vekilinin katılma talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş ise de, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açık olduğundan temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Hatay 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2012 tarihli ve 2012/425 Esas, 2012/1092 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na (5015 sayılı Kanun) muhalefet suçundan aynı Kanun’un Ek 5 inci maddesinin birinci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı
Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 51 inci maddesi, ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca erteli 1 yıl 11 … 10 gün hapis ve 5.500,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, suça konu kaçak petrol ve suçta kullanılan nakil aracının müsaderesine karar verilmiştir.

2.Anılan kararının sanık ve EPDK vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 06.11.2017 tarihli ve 2015/13998 Esas, 2017/8748 Karar sayılı ilâmıyla;
” I-EPDK vekilinin temyiz isteminin reddine,
II- …’ın temyiz talebinin incelemesinde;
1.Suriye sınırında bulunan 36 numaralı gözlem kulesi yakınlarında sanığın kullandığı traktörde 3.100 litre kaçak motorin ele geçirildiği olayda; kaçağa konu akaryakıtın, gümrük kapısından veya sınrıdan yurda sokulmak istenirken ya da sonrasında veya bu eylemlerin kesintiye uğramadan devamı sırasında yakalanması halinde, eylemin 5607 sayılı Kanunun 3/1. maddesi kapsamında kalacağı gözetilmeksizin 5015 sayılı Kanunun ek 5/1. maddesinden yazılı şekilde hüküm tesisi,
2-Dosya kapsamına göre araç maliki olduğu anlaşılan …’ın malen sorumlu sıfatı ile duruşmadan haberdar edilmeden yokluğunda yargılama yapılarak hüküm verildiği gözetilerek; nakil aracının kayden maliki …’ın dinlenerek ve sair surette aracın … niyetli 3. kişiye ait olup olmadığı değerlendirilip tartışılarak sonucuna göre nakil aracının müsaderesi ya da iadesi yönünde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde müsadere kararı verilmesi,
Kabul ve uygulama göre ise;
1-01/03/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Yasanın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK.nun 50/6. madde ve fıkrasında yer alan “yaptırım” ibaresinin “tedbir” olarak değiştirilip, 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinin 4. ve 9. yine 18/06/2014 tarihli 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile 3. ve 8. fıkralarındaki değişiklikler gözönüne alındığında, ayrıca 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde, verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda, ödenmeyen para cezasının hapis cezasına çevrilmesine karar verilmesi,
2-Açılan davanın niteliğine göre, suçtan zarar görmeyen ve davaya katılma hakkı olmayan EPDK lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
3-24.11.2015 günlü 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
TCK.nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, mahkum olduğu kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık hakkında anılan maddenin l. fıkrasının (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından uygulanmasına yer olmadığına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,..” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.Hatay 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.04.2019 tarihli ve 2017/1432 Esas, 2019/550 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrası, ile 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 2 yıl 2 … 20 gün hapis ve 221 gün karşılığı 4.420,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, suçta kullanılan aracın müsaderesine yer olmadığına,araç üzerindeki şerhin karar kesinleşince kaldırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Suçtan zarar gören Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteği, münhasıran suçta kullanılan nakil aracının müsaderesi gerektiğine ilişkindir.

2.Sanığın temyizi kanun yoluna başvurduğuna dair beyanından ibarettir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.07.03.2012 tarihli olay yeri tespit tutanağına göre, ihbar üzerine Piyade Hudut Karakoluna ait 36 numaralı gözetleme kulesi yakınlarında çamura saplanmış vaziyetteki traktörün römorkunda kaçak akaryakıt olduğu ihbarı üzerine, kolluk tarafından ihbara konu bölgeye gidildiği, bu esnada sanık …’ın gelerek sınırdan kaçak akaryakıt getirdiği esnada çamura saplandığını ve köye yardım istemek için gittiğini beyan etmesi üzerine traktörün römorkunda dışarıdan sayılabilen halde bidonları içinde 3100 litre akaryakıt ele geçirildiği anlaşılmıştır.

2.Sanık bozma öncesi savunmasına gözetleme kulesi mevkinde dağınık haldeki bidonları görüp traktörüne yüklediğini beyan etmiş, bozma sonrası ise akaryakıtı Suriyeli birinden kullanmak için aldığını, traktörün sahibinin olaydan haberinin olmadığını savunmuştur.

3.Malen sorumlu sanığın traktörü ödünç aldığını, suçtan haberdar olmadığını beyan etmiştir.

4.Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verildiği saptanmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Suçta Kullanılan Nakil Aracının Müsaderesine Yer Olmadığına İlişkin Karar Yönünden
5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca müsadere kararı verilebilmesi için müsadereye konu aracın iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmaması gerektiğine göre, aracın sahibi olan malen sorumlu tarafından nakil aracının kaçakçılık suçunda kullanılması amacıyla sanığa teslim edildiğine ilişkin dosya kapsamında delil elde edilemediği cihetle, 5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, nakil aracının müsaderesine yer olmadığına karar verilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Sanık Hakkında Kurulan Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, aşağıda yer alan hukuka aykırılıklar dışındaki temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.

Suçtan zarar gören Gümrük İdaresi vekilinin katılma talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş ise de, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yollarının açık olduğu, Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteminin münhasıran nakil aracının müsadere talebine
yönelik olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede;
1.10.12.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasının “yirmiüçüncü” fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek, hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği, dava konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin 2 katının ödenmesi halinde, soruşturma evresinde etkin pişmanlık konusunda ihtarat yapılmamış ise verilecek cezada 1/2 oranında, yapılmış ise 1/3 oranında indirim yapılacağı belirtilerek 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi ikinci fıkrası uyarınca etkin pişmanlık ihtaratında bulunulması gerektiği de göz önünde bulundurulmak suretiyle; 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddenin ikinci fıkrası gereği ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının mahkemesince saptanması ve sonucuna göre uygulama yapılması zorunluluğu,

2.Mahkemenin 28.09.2012 tarihli kararında sanık hakkında erteli 1 yıl 11 … 10 gün hapis ve 5.500,00 TL adlî para cezasına hükmedildiği, bu kararın sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 06.11.2017 tarihli ve 2015/13998 Esas, 2017/8748 Karar ilâmı ile hükmün bozulmasına karar verildiği, bozmadan sonra kurulan 25.04.2019 tarihli kararda sanık hakkında 2 yıl 2 … 20 gün hapis ve 4.420,900 TL adlî para cezasına hükmedildiği anlaşılmakla, sanığın cezada kazanılmış hakkının bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,

3.Suça konu kaçak eşyanın müsadere talebi hakkında karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Suçta Kullanılan Nakil Aracının Müsaderesine Yer Olmadığına İlişkin Karar Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Hatay 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.04.2019 tarihli ve 2017/1432 Esas, 2019/550 Karar sayılı kararında Gümrük İdaresi vekilinin temyiz sebepleri açısından nakil aracının müsaderesine yer olmadığına ilişkin karar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden hükmün nakil aracının müsaderesine yer olmadığına ilişkin bölümünün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B. Sanık Hakkında Kurulan Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle Hatay 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.04.2019 tarihli ve 2017/1432 Esas, 2019/550 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

15.05.2023 tarihinde karar verildi.