Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2023/5477 E. 2023/5083 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/5477
KARAR NO : 2023/5083
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

KANUN YARARINA BOZMA

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2022/202 Değişik İş.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
İNCELEME KONUSU KARAR : İtirazın Kabulü

5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan sanık …’nin, anılan Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, 2 yıl 6 … hapis ve 600,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Ahlat Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2015 tarihli ve 2014/157 Esas, 2015/171 Karar sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, 15.04.2020 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5607 sayılı Kanun’da yapılan değişiklikler gereğince değerlendirme yapılması için dosyanın iade edilmesini müteakip yapılan yargılama neticesinde Ahlat Asliye Ceza Mahkemesinin 03.02.2022 tarihli ve 2020/109 Esas, 2022/18 Karar sayılı kararı ile sanığın, 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrasının son cümlesi yollamasıyla aynı maddenin beşinci, onuncu ve yirmiikinci fıkraları, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 10 … hapis ve 20,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 … maddesinin beşinci fıkrası gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan itirazın suç tarihi itibarıyla 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onuncu fıkrasının uygulanma koşulları bulunmadığı gerekçesiyle, kesin

nitelikte olan Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.04.2022 tarihli ve 2022/202 Değişik İş sayılı kararı ile kabul edildiği anlaşılmıştır.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 29.12.2022 tarihli evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.02.2023 tarihli ve KYB-2023/1929 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.02.2023 tarihli ve KYB-2023/1929 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, sanığın yolcu olarak bulunduğu yolcu otobüsünde önleyici arama kararı ile yapılan aramada, aracın bagaj kısmındaki sanığa ait olduğu tespit edilen toplam 260 paket ticari amaçla kaçak olarak yurda sokulduğu anlaşılan bandrolsüz sigara ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olaya ilişkin yapılan yargılama neticesinde, Ahlat Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2015 tarihli kararı ile sanığın 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesi uyarınca mahkûmiyetine karar verilmesini müteakip, 15/04/2020 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda yapılan değişiklikler gereğince değerlendirme yapılması bakımından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dosyanın iade edilmesi üzerine yapılan yargılama neticesinde, bu defa sanığın 5607 sayılı Kanun’un 3/18-son yollamasıyla 3/5, 3/10-ilk, 3/22-son maddeleri uyarınca mahkûmiyetine ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan karara yapılan itiraz üzerine merciince, suç tarihi itibariyle 5607 sayılı Kanun’un 3/10. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığından itirazın kabulüne karar verilmiş ise de,
Suç tarihi olan 30.04.2014 tarihi itibarıyla 11.04.2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesinin, “Ambalajlarında bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaret bulunmayan tütün mamulleri, etil alkol, metanol ve alkollü içkileri üreten, yurda sokan, ticarî amaçla bulunduran, nakleden, satışa arz eden veya satanlar üç yıldan altı yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki hâlinin yürülükte olduğu ve sanığın sübuta erdiği mahkemesince kabul edilen kaçak olarak yurda sokulan bandrolsüz tütün mamullerini ticari amaçla bulundurma eyleminin suç tarihi itibariyle anılan madde kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 89. maddesiyle 5607 sayılı Kanun’un 3/18-son madde ve fıkrasına “…Ancak, tütün mamullerinin etil alkol, metanol ve alkollü içkilerin kaçak olarak yurda sokulduğunun anlaşılması halinde, onuncu fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmolunur.” şeklindeki hükmün eklendiği ve aynı Kanun’un 3/10. maddesinde yer alan “Kaçakçılık suçunun konusunu oluşturan eşyanın akaryakıt ile tütün, tütün mamulleri, makaron, yaprak sigara kâğıdı, etil alkol, metanol ve alkollü içkiler olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarısından iki katına kadar artırılır, ancak bu fıkranın uygulanması suretiyle verilecek ceza üç yıldan az olamaz.” ile anılan Kanun’un 3/5. maddesindeki, “Birinci ila dördüncü fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesine iştirak etmeksizin, bunların konusunu oluşturan eşyayı, bu özelliğini bilerek ve ticarî amaçla satın alan, satışa arz eden, satan, taşıyan veya saklayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, sanığın kaçakçılık fiiline iştirak etmeksizin kaçak olarak ülkeye sokulan suça konu tütün mamullerini ticari maksatla bulundurmak eyleminin hüküm tarihi

itibarıyla 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3/18-son delaletiyle 3/5-10. maddeleri kapsamında kaldığı,
Dolayısıyla 15.04.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin, 6545 sayılı Kanun’un 89. maddesi ile değişik 5607 sayılı Kanunda hüküm altına alınması nedeniyle, Mahkemesince ya 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesi delaletiyle 3/5, 3/10, 3/22. maddelerinin bir bütün halinde uygulanarak bir hüküm kurulması ya da suç tarihi itibarıyla uygulama yeri bulunan 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği nazara alındığında,
Mahkemesince 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesi delaletiyle 3/5, 3/10, 3/22. maddeleri gereğince kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itiraz üzerine, merciince, suç tarihi itibariyle anılan Kanun’un 3/10. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığından bahisle itirazın kabulüne karar verildiği, ancak mercii kararı doğrultusunda hüküm kurulması halinde 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesi uyarınca belirlenen temel cezayla birlikte 6545 sayılı Kanun’un 89. maddesi ile değişik 5607 sayılı Kanunda hüküm altına alınan 7242 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3/22. maddesinin birlikte uygulanması suretiyle karma uygulamaya yol açılacağı gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
Kanun yararına bozma müessesinin uygulanmasında, 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrasındaki “Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.” şeklindeki düzenleme esas alınarak, kanun yararına bozma incelemesinin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesindeki istem ve gerekçe ile sınırlı olduğu cihetle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarnamesindeki talep yerinde görüldüğünden istemin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR
1.Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2.Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.04.2022 tarihli ve 2022/202 Değişik İş sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

24.05.2023 tarihinde karar verildi.