Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2023/525 E. 2023/5429 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/525
KARAR NO : 2023/5429
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye muhalefet
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin, 01.07.2015 tarihli ve 2015/302 Esas, 2015/335 Karar sayılı kararı ile sanığın marka hakkına tecavüz suçundan (mülga) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 54 üncü maddesi uyarınca 10 … hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve suça konu eşyaların müsaderesine hükmedilerek 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 14.07.2015 tarihinde
kesinleştiği anlaşılmıştır.

2.Bakırköy 3. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin, 26.05.2021 tarihli ve 2021/86 Esas, 2021/153 Karar sayılı kararı ile sanığın, tabi tutulduğu denetim süresi içinde yeni bir kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile sanığın marka hakkına tecavüz suçundan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 … hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 11.11.2021 tarihli ve 2021/2843 Esas, 2021/5747 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin istinaf başvurusu üzerine duruşma açılmadan, Bakırköy 3. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin, 26.05.2021 tarihli ve 2021/86 Esas, 2021/153 Karar sayılı sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün kaldırılmasına, sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraatine karar verilmek suretiyle hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

4.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 05.01.2023 tarihli ve 2021/161272 sayılı, esastan ret görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz sebepleri; yapılan aramada satışa hazır vaziyette taklit markalı ürün bulunmasına rağmen, sanığın savunmasına itibar edilerek beraati yönünde verilen kararının usûl ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.Katılan vekili 19.01.2015 havale tarihli şikâyet dilekçesi ile içlerinde sanığa ait Sevgi Ucuzluk Dünyası isimli iş yerinde hak sahibi oldukları tescilli markalı ürünlerin, marka haklarına tecavüz edilerek satışa arz edildiği iddiası ve arama yapılması talebi ile şikâyetçi olmuştur. Şikâyet dilekçesine ek olarak, şikâyete konu iş yeri tarafından 11.01.2015 tarihinde düzenlendiği anlaşılan 10,00 TL tutarında satış fişini dosyaya delil olarak sunmuştur.

2.Bakırköy 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin, 26.01.2015 tarihli ve 2015/348 Değişik İş sayılı kararı doğrultusunda ilgili iş yerinde 27.01.2015 tarihinde yapılan aramada dükkânın giriş kat sol arka bölümünde oyuncak reyonunda orta rafta satışa hazır vaziyette bir adet Pepee markalı peluş oyuncak bebeğe el konulmuştur.

3.Sanık savunmalarında; iş yerini devraldığında bir kısım ürünlerin dükkânda bulunduğunu, suça konu ürünün de bunların arasından çıktığını, taklit ürün satışı yapmadığını eğer yapacak olsa bir adetten daha fazla ürün bulunması gerektiğini beyan ederek üzerine atılı suçlamayı kabul etmemiştir.

4.Dosyada mevcut 22.06.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda; katılan adına tescilli 2009 08967 numaralı Pepee markasının suç tarihinde geçerli olduğu, yapılan aramada ele geçirilen peluş oyuncak bebeğin orijinal ürün olmadığı ve üzerinde katılan adına tescilli markanın iktibas yolu ile taklit edilerek aynen kullanıldığı, hem kullanılan işaretler hem de işaretlerin kullanıldığı ürün bakımından ayniyet ve karıştırılma tehlikesinin bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir.

5.İlk derece Mahkemesince, sanığın, katılan adına tescilli markanın taklidi olan ürünleri satışa sunduğu sabit görülerek mahkûmiyetine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Sanığın tüm aşamalarda iş yerini devralması nedeni ile üründen haberdar olmadığını, suç kastı bulunmadığını savunması, iş yerinin niteliği itibarı ile çok sayıda ürün içerisinde yalnızca bir adet suça konu taklit ürünün ele geçmesi, bu ürünün iade sonrası müşterilerden temin edilmiş ürün olma ihtimalinin bulunması karşısında; savunmanın aksi ispatlı olmayıp özellikle ele geçen ürünün bir adet oluşu karşısında sanığın suç kastıyla hareket ettiğinin söylenemeyeceği şeklindeki gerekçe ile istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddi ile sanığın beraatine karar vermiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık işlettiği iş yerinde oyuncak satışı yapmaktadır.
Soruşturulması şikâyete tabi olan marka hakkına tecavüz suçunun takibi için katılan vekili 11.01.2015 tarihinde sanığa ait iş yerine giderek o yerde taklit “Pepee” markalı oyuncaklar satıldığını tespit ettiklerine dair tutanak düzenlemiştir. Bilahare sanığın iş yerinden alışveriş yaptıklarını belgeleyen 11.01.2015 tarihli 10,00 TL tutarındaki yazar kasa fişini delil olarak ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına sunmuştur. Bu şekilde iş yerinde arama kararı alınması için makul şüphe duyulmasına yol açan delil elde edilmiş ve bu delil üzerine Bakırköy 4. Sulh Ceza Hâkimliğince verilen arama kararı doğrultusunda sanığın iş yerinde arama yapılmıştır. 27.01.2015 tarihli “arama ve el koyma” tutanağına göre, bu iş yerinde ele geçirilen bir başka taklit markalı ürün orta rafta satışa arz edilmiş vaziyette bulunmuştur.
Her ne kadar sanık savunmasında iş yerini, içindeki ürünlerle birlikte dayısından devraldığını ve bunların taklit olduğunu bilmediğini beyan etmişse de; suç tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “marka hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlıklı 61 inci maddesinin (c) bendinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılırken “markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, … başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak,… ticari amaçla elde bulundurmak..” şeklinde düzenleme mevcuttur. Sanığın yaptığı iş gereği katılan firma adına tescilli markayı taşıyan ürünlerin taklit olduğunu bilebilecek durumda olduğu gibi bilmesi de gerekir. Ayrıca 11.01.2015 tarihli yazar kasa fişinde satılan ürünün oyuncak değil de “tekstil” malı olduğu yazılı ise de; iş yeri sahibi olan sanığın düzenlediği yazar kasa fişinde matbu olarak bu ibareyi kullanmasının mümkün olduğu değerlendirilmiştir.
Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde suça konu bir ürünü iş yerinde sattığı ve diğer ikinci ürünü satışa arz ettiği hususunda şüphe bulunmayan sanık hakkında yüklenen marka hakkına tecavüz suçunun unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, yerinde görülmeyen gerekçe ile sanığın mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle katılan vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 11.11.2021 tarihli ve 2021/2843 Esas, 2021/5747 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy çokluğuyla BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.05.2023 tarihinde karar verildi.

(K.D.)

K A R Ş I D Ü Ş Ü N C E

Şüpheli hakkında Bakırköy 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 26.05.2021 tarihli ve 2021/86 Esas, 2021/5747 Karar sayılı kararı ile 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 5833 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi ile değişik 61 inci maddesinin A fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 maddelerince verilen netice 10 … hapis cezasına konu kararının sanık tarafından istinaf edilmesi sonrasında, bu kere sanık hakkında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin 11.11.2021 tarihli ve 2021/2843 Esas, 2021/5747 Karar sayılı kararı ile beraatine ilişkin hükmünün temyiz istemi sonrasında, dosya heyetimizce temyizen incelenmiş olmakla birlikte, suçun sübuta erdiğine ilişkin sayın çoğunluk görüşünün aksine, sanığın hakkında müsnet suçu işlediğine ilişkin yeterli delil bulunmadığı gerekçesi ile beraati gerektiği düşünce ve kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

ŞÖYLEKİ :
Katılan … Yapım Yayın San. ve Tic. Ltd. Şti. adına vekili, Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu dilekçesi ile ekinde işlettiği iş yerinden satın almış olduğunu ileri sürdüğü 11.01.2015 tarihli buraya ait 10.00 TL tutarındaki tekstil ürünü ibareli satış fişini sunmak suretiyle sanık hakkında şikâyetçi olmuştur.

Şikâyet dilekçesi sonrasında, usulüne uygun olarak arama kararı alınmış, akabinde suç tarihinde usulüne uygun olarak yapılan arama işlemi esnasında, sanığın çalışanı da hazır olduğu halde dükkanın sol arka bölümünde oyuncak reyonunda, orta rafta, satışa hazır vaziyette mavi renkli, 30 cm boyutunda plastik-peluş “pepe” ibareli bir adet oyuncak ele geçtiği saptanılmıştır.

Sanık tüm aşamalardaki savunmasında suçlamayı kabul etmediğini, iş yerini bir yıl kadar önce, içindeki ürünler ile birlikte dayısından devraldığını, taklit ürün satışı yapmadığını, eğer yapacak olsa bir adetten daha fazla ürün bulunması gerektiğini beyan etmiştir.

Sanığın iş yerini içindeki ürünleri ile birlikte devraldığını beyan etmesi karşısında, iş yerindeki onlarca ürün arasından bir adet suç konusu taklit ürünü bilmesinin mümkün olamayacağı, bu durumun aleyhine değerlendirilemeyeceği düşüncesindeyim. Kaldı ki, soruşturma evrakı incelendiğinde, katılanın şikâyet dilekçesine konu sanığın iş yerinden satın alındığı iddia olunan taklit ürün dosyada bulunmadığı gibi, şikâyet dilekçesinde ürünün fotoğrafından bahsedildiği halde, fotoğrafının dahi olmadığı saptanmıştır. İbraz edilen satış fişinde ürünün “tekstil” ürünü şeklinde yazılması karşısında bizzat delil sayılamayacağı, (zira dosyada satın alındığı iddia olunan bir ürün bulunmadığı), ayrıca bu hususun sayın çoğunluğun kabulünde olduğu şekli ile iş yeri sahibinin düzenlediği yazar kasa fişinde matbu olarak bu ibareyi kullanması mümkün görülerek ihtimallerden bahis ile bizzat sanık aleyhine değerlendirilme yapılamaz. Evet, iş yerinde ele geçirilen ürünün bir adet olması şüphe uyandırıcı ise de, kasten sattığı değerlendirilerek aleyhe bir yoruma da gidilemez.

Bu nedenler ile, şikâyet dilekçesine konu bir adet tekstil ibareli genel bir satış fişinden yola çıkılarak yapılan soruşturma ve kovuşturma sonrasında ele geçen bir adet ürün ile ilgili olarak, sanık aleyhine yorum yapılmak suretiyle hüküm kurulmasının … olmadığı kanaati ile mahkûmiyetini gerekli kılacak derecede ayrıca somut bir delil de elde edilemediğinden tüm dosya kapsamına göre mevcut delil durumu itibarıyla sanığın beraatine karar verilmesi kanaatinde olduğumdan, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin kararının Esastan Reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.