Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2023/36 E. 2023/6035 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/36
KARAR NO : 2023/6035
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/404 E., 2021/607 K
SUÇ : 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. GEREKÇE
1.4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun gereğince, soruşturma izni talep yazısı tarihi olan 17.10.2007 ile soruşturma izninin kesinleştiği tarih olan 23.01.2008 tarihleri arasında zamanaşımı süresinin durduğu ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’na (5490 Sayılı Kanun) muhalefet suçu ile ilgili olarak mahkemece verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 17.10.2015 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içinde 28.09.2020 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan kurulan hükmün kesinleşmesi ve ihbarı üzerine hükmün açıklandığı, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasının (c) bendi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması dair kararın kesinleştiği tarih ile sanığın denetim süresi içinde kasten yeni suç işlediği tarih arasında zamanaşımı süresinin durduğu belirlenmiştir.

2.5490 sayılı Kanunun 67 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kaldığı anlaşılan sanık eylemi uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörülmesine ve 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin sanık savunmasının alındığı 10.07.2008 tarihi olduğu ve bu tarihten, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasının (c) bendi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması dair kararın kesinleştiği tarih ile sanığın denetim süresi içinde kasten yeni suç işlediği tarih arasındaki durma süresinin eklenmesi durumunda dahi karar tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

II. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ordu 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.09.2021 tarihli ve 2021/404 Esas, 2021/607 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

07.06.2023 tarihinde karar verildi.