Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2023/3129 E. 2023/5121 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/3129
KARAR NO : 2023/5121
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, kaçak eşyanın müsaderesi, nakil aracının iadesi
TEMYİZ EDENLER : Katılan … İdaresi vekili, sanık müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî düzelterek onama, kısmî bozma

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.02.2015 tarihli ve 2014/1289 Esas, 2015/223 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kaçakçılık suçundan 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun (5607 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin beşinci, onuncu fıkraları ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62, 52, 53, 58 ve 54 üncü maddeleri gereği 2 yıl 6 … hapis ve 6.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, mükerrirliğe, eşya müsaderesine, nakil aracının iadesine karar verilmiştir.

2.Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.02.2015 tarihli ve 2014/1289 Esas, 2015/223 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve katılan … İdaresi vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 14.06.2021 tarihli ve 2019/1619 Esas 2021/7880 Karar sayılı ilâmıyla;
” …15.04.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına eklenen düzenlemeler yönünden 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddenin ikinci fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu, ve tekerrüre esas ilâm hakkında 7242 sayılı Kanun değişikliği nedeniyle uyarlama yargılaması sonucuna göre karar verilmesi gerekliliği…” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.Bozma üzerine yapılan yargılama sonucu, Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.04.2022 tarihli ve 2021/819 Esas, 2022/520 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci, onuncu ve yirmiikinci fıkraları, 5237 sayılı Kanun’un 52, 53, 58 ve 54 üncü maddeleri gereği 1 yıl 6 … hapis cezası ve 1.500,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, mükerrirliğe, kaçak eşyanın müsaderesine, nakil aracının iadesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan … İdaresi vekilinin temyiz istemi, nakil aracının müsadere edilmesi gerektiğine ve re’sen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulmasına ilişkindir.

2.Sanık müdafiinin temyiz istemi, suçun manevi unsuru olan ticari kastın bulunmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi gerektiği ve re’sen gözetilecek nedenlerle hükmün bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanığın sevk ve idaresinde bulunan araçta yapılan aramada 314 karton bandrolsüz gümrük kaçağı sigara ele geçirildiği anlaşılmıştır.

2.Sanık savunmasında, sigaraları inşaatta çalışan işçilerin içmesi için aldığını, ticari kastının bulunmadığını, sigaraların kaçak olduğunu bilmediğini beyan ederek suçlamayı kabul etmemiştir.

3.Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek, gereklerinin yerine getirildiği saptanmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Suçta Kullanılan Nakil Aracının Müsaderesine Yer Olmadığına İlişkin Karar Yönünden
Suça konu kaçak eşyanın değeri ve işlenen suça nazaran aracın müsaderesinin 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince hakkaniyete aykırı olacağı, aracın gizli bölmesi bulunmadığından 5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, nakil aracının müsaderesine yer olmadığına karar verilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Sanık Hakkındaki Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
1.Tüm dosya kapsamının incelenmesinde sanığın kullandığı araçta arama yapılmasına dayanak teşkil eden Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 05.08.2014 tarihli ve 2014/314 Değişik İş sayılı arama kararının 06.08.2014 tarihi saat 00.01’den 20.08.2014 tarihi saat 24.00′ a kadar geçerli olduğu, 22.08.2014 tarihinde sanığın aracında ve kaçak eşya konusunda mahkemece verilmiş bir arama kararı olmadığı gibi gecikmesinde sakınca olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet savcısı tarafından da verilmiş bir yazılı arama kararının da bulunmadığı, buna göre yapılan aramanın usul ve yasaya aykırı olduğu ve ele geçen delillerin de hukuka aykırı delil niteliğinde olup, Anayasamızın 38 inci maddesinin altıncı fıkrası “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilemez.” hükmü ve yine 5271 sayılı Kanun’un 206 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi, 217 nci maddesinin ikinci fıkrası, 230 uncu maddesinin birinci fıkrasında da hukuka uygun surette elde edilen delillerin kullanılabileceğini, kanuna aykırı elde edilenlerin ise hükme esas alınamayacağı şeklinde açık düzenlemeleri karşısında, hiç bir aşamada suçlamayı kabullenmemiş olan sanık hakkında hukuka aykırı şekilde elde edilen ve kaçak olduğu anlaşılan eşyanın hükme esas alınamayacağı gözetilerek beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Suçta Kullanılan Nakil Aracının Müsaderesine Yer Olmadığına İlişkin Karar Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.04.2022 tarihli ve 2021/819 Esas, 2022/520 Karar sayılı kararında nakil aracının iadesi kararı yönünden katılan … İdaresi vekili tarafından öne sürülen temyiz sebeplerine göre herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden hükmün Tebliğname’ye uygun olarak oy çokluğuyla ONANMASINA,

B. Sanık Hakkındaki Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.04.2022 tarihli ve 2021/819 Esas, 2022/520 Karar sayılı kararına yönelik katılan … İdaresi vekili ve sanık müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

24.05.2023 tarihinde karar verildi.

KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık … hakkında, 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün, sanık müdafii ile katılan … İdaresi vekili tarafından temyizi üzerine, sayın çoğunluğun sanık müdafiinin de temyiz talebi olduğu halde nakil aracının iadesine ilişkin temyiz incelemesinin sadece katılan … İdaresinin temyizine hasredilmesi ile hükmün müsadereye ilişkin fıkrasının onanmasına dair kararı yerinde değildir. Şöyle ki;

1)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2019 tarihli ve 2016/10-543 E, 2019/668 K nolu ilamında da belirtildiği üzere, suçta kullanılan ancak müsadere edilmeksizin aracın iadesine dair hükmün, cezayı aleyhe değiştirmeme ilkesi kapsamında değerlendirilemeyeceği dikkate alındığında, işlenen suça bağlı ve suçtan ayrılmayan, sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünün sonucu doğrultusunda değerlendirilmesi gereken bir hüküm olduğu, bu nedenle de mahkûmiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edildiği durumlarda da temyiz incelemesine konu edilebileceği, kaldı ki 7. Ceza Dairesinin 15.09.2022 tarih ve 2021/1265 E, 2022/12357 K ile 21.09.2022 tarih ve 2021/894 E, 2022/12287 K sayılı ilamları ve bir çok ilamında da sadece sanık temyiz ettiği halde sanığın temyizine göre araç müsaderesiyle ilgili karar verildiği de gözetildiğinde, sanık hakkındaki mahkûmiyet hükmünün temyizi kapsamında aracın iadesine ilişkin hükmün sanık müdafiinin temyizine göre de incelenmesi yerine, sadece katılan … İdaresi vekilinin temyizine hasren nakil aracının iadesine ilişkin hükmün temyiz incelemesine konu edilmesi yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

2)Yerel Mahkemenin 29.04.2022 tarihli ve 2022/520 K sayılı kararıyla sanığın 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan mahkûmiyetine, suçta kullanılan aracın iadesine karar verilmiştir. Temyiz incelemesi yapan Dairemiz, hükmün suçta kullanılan aracın müsaderesine yer olmadığına ilişkin fıkrasının onanmasına, mahkûmiyete ilişkin kısmının ise bozulmasına karar vermiştir.

Esas hükümle birlikte Yargıtay’ın temyiz incelemesine tabi tutulan müsadere kararının, aynı davanın konusunu oluşturan suça doğrudan bağlı olduğu hallerde suça ilişkin mahkûmiyet hükmü bozulduğunda, bu hükme bağlı olarak verilen müsadereye ilişkin hüküm fıkrasının onanması ya da düzeltilerek onanması mümkün değildir. Nitekim doktrindeki görüşler ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları da bu yöndedir. Hükmün bozulması durumunda hüküm tümüyle ortadan kalkar, kısmi kesinleşme olmaz. (Nurullah Kunter, Temyiz Kanunyolunda Reform, Cumhuriyetin Ellinci Yılında Ceza Adalet Reformunun İlkeleri Sempozyumu Kanun Yolları, İstanbul 1973, s 97; …., Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin, 5. Baskı, Ankara, Ekim 2017, s. 963; …, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin, Ankara 2011, s. 733). Bir karar bozulmakla tümüyle ortadan kalkmış ve hukuki gerekliliğini yitirmiş olacağından mahkeme bozmaya uyarsa yeni bir hüküm kurmak zorundadır. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 14.11.1994 tarih ve 1994/5-262/280 E-K; 26.12.1994, 1994/1-350/375 E-K). Yukarda anlatılan doktrindeki görüşler ve Ceza Genel Kurulu kararlarına göre, özetle, bir karar hangi nedenle ve ne yönde bozulursa bozulsun tümüyle ortana kalkacak ve hukuki sonuç doğurma özelliğini kaybedecektir. Yine; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.07.2014 tarih ve 2014/66-365 E-K sayılı ilamı ile birçok ilamında, Dairemiz ile diğer Ceza Dairelerinin ilamlarında belirtildiği gibi müsadere kararı bir güvenlik tedbiri olmakla birlikte hükmün bir parçasını oluşturmaktadır. Müsadere kararı esas hükme konu suç ile doğrudan ilişkili ise, yani incelemeye konu dosyada olduğu gibi suçta kullanılan aracın müsaderesi işlenen suça bağlı olarak talep edilmişse, mahkemenin kurmuş olduğu hüküm bir bütün olup, bozma kararı verilmesi halinde hüküm tüm sonuçları ile ortadan kalkacak, yerel mahkemece bozma sonrası yapılacak yargılamada müsadere ile ilgili yeniden değerlendirme yapılarak bu konuda da karar verilecektir. Müsadere kararı esas hükme konu

suç ile doğrudan ilişkili ise ancak asıl suç ve hükümle birlikte sonuç doğurabilir. Bu halde sadece müsaderenin infazı mümkün değildir. Hükmün bölünmek suretiyle, asıl suç ve hükümle birlikte sonuç doğuran müsadere ile ilgili fıkranın onanması, hükmün diğer kısımlarının bozulması halinde yerel mahkeme kararının ceza ve güvenlik tedbiri olarak birbirinden ayrıştırılması sonucunu doğuracaktır. Bunların yanı sıra 5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 54/3. maddesinde belirtildiği gibi müsadere kararının verilip verilmeyeceği mahkemenin takdirine bırakılan hallerde ki, dosyamızdaki müsadere hususu hakimin takdirinde olup, takdir yetkisinin ve mahkemenin direnme hakkının elinden alınması sonucuna neden olacaktır. Bunun tek istisnası müsadere kararı esas hükme konu suç ile doğrudan ilişkili olmayıp müsadere konusu eşyanın üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımının suç oluşturmasıdır. Tüm bu anlatılanlar dikkate alındığında hükmün suçta kullanılan aracın müsaderesine yer olmadığına ilişkin kısmının onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 24.05.2023