Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2023/2845 E. 2023/4472 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2845
KARAR NO : 2023/4472
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, eşya müsaderesi
TEMYİZ EDENLER : Sanık müdafii, Gümrük İdaresi vekili
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Silopi 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.09.2011 tarihli ve 2010/1355 Esas, 2011/818 Karar sayılı kararı ile sanığın kaçakçılık suçundan 10 … hapis ve 4 gün karşılığı adlî para cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

2. Silopi 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.06.2016 tarihli ve 2015/377 Esas, 2016/365 Karar sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına, sanığın kaçakçılık suçundan 10 … hapis ve 4 gün karşılığı adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3. Anılan kararın sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 15.09.2021 tarihli ve 2021/4168 Esas, 2021/9758 Karar sayılı ilâmıyla; ”Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun ile 5607 sayılı Kanun’da yapılan değişikliklerin mahkemesince değerlendirilmesi zorunluluğu, kazanç müsaderesi ve nakil aracı müsadere talepleri ile ilgili karar verilmemesi” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

4. Silopi Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.05.2022 tarihli ve 2021/1124 Esas, 2022/854 Karar sayılı kararı ile sanığın kaçakçılık suçundan 6.000,00 TL hapisten çevrili adlî para cezası ve 20,00 TL doğrudan tayin olunan adlî para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye ve dava konusu eşyaların müsaderesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyetine karar verildiğine, eşya değerinin hafif olup bunun dikkate alınmadığına ve re’sen tespit edilecek sebeplere ilişkindir.

B. Katılan … İdaresi vekilinin Temyiz Sebepleri
Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli hapis cezasının şartları olmadığı halde adlî para cezasına çevrildiğine, sanık hakkında alt sınırdan uygulama yapılarak eksik ceza tayini yoluna gidildiğine, eşya ele geçmediğinden kazanç müsaderesine hükmedilmesi gerekirken eşyanın müsaderesine karar verildiğine ve nakil aracı müsadere talebi ile ilgili karar verilmediğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın 16.11.2010 tarihinde saat 06.20 sıralarında sevk ve idaresindeki adına kayıtlı 73 AE … plaka sayılı araç ile Irak ülkesinden Türkiye’ye giriş yapmak üzere Habur Gümrük sahasına geldiği, 4 numaralı kapıda giriş işlemlerininin gerçekleştirilmekte olduğu sırada çıkışına izin verilen önündeki tırı takiben çıkış işlemlerini beklemeden hızlıca gümrük sahasından çıkarak Silopi istikametine … giderek ülkeye giriş yaptığı ve olay tarihinde yakalanamadığı, 20.11.2020 tarihinde Türkiye’den çıkış yapmak üzere Habur Gümrük sahasına geldiği sırada yakalandığı anlaşılmıştır.

2. Sanığın müdafisiz kolluk ifadesinde; aracında 9 karton sigara, 5 kg çay ve 15 kg şeker bulunmakta olduğunu, gümrük işlemleri sırasında yolcu listesine yazılacak eşya miktarları hususunda muayene memuru ile aralarında tartışma çıktığını, bunun üzerine sinirlenerek işlemleri tamamlanmadan gümrük sahasından çıkış yaptığını belirttiği, sanığın mahkemedeki 08.12.2010 tarihli savunmasında; dava konusu kaçak eşyaları Irak ülkesinden satmak amacıyla almış olduğunu, olay sırasında kaçmadığını, 4 numaralı kapıdan bilmeden çıkmış olduğunu belirttiği, 10.02.2022 tarihinde bozmaya karşı alınan beyanında ise; olay sırasında aracında herhangi bir kaçak eşya olmadığını, perondan kaçmadığını, polislerin aracında 10 kg şeker, çay ve sigara bulunduğunu yazacaklarını söylediklerini, kendisinin de kabul ettiğini, suçlamayı kabul etmediğini belirttiği anlaşılmıştır.

3. Gümrük muayene memuru A.B.’nin 21.11.2010 tarihli kolluk ifadesinde; sanığın önünde bulunan tır aracını takiben hızlıca gümrük sahasından ayrıldığını belirttiği, aralarında bir tartışma olduğundan bahsetmediği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
Nakil aracının müsaderesi ya da iadesi yönünde mahallinde her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
1. Dava konusu eşyalar ele geçmemiş olsa da, sanığın Irak ülkesinden geliyor olması ve savunmasında da eşyaları Irak ülkesinden aldığını beyan etmesi nedeniyle ele geçirilemeyen dava konusu sigara, çay ve şekerin yabancı menşeili olduğunun kabulü gerektiği ve sanığın 08.12.2010 tarihli savunmasında dava konusu kaçak eşyaları satmak amacıyla Irak ülkesinden aldığını beyan etmesi karşısında, sanığın bozmaya karşı alınan beyanının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu, atılı kaçakçılık suçunun sübuta erdiği anlaşılmış olup hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. Mahkemece sanık hakkında kurulan hükümde, temel cezanın ”suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın kasta dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saiki” gerekçe gösterilerek alt sınırdan belirlendiği, yine 6545 ve 7242 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun (5607 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin onuncu fıkrası uyarınca da alt sınırdan artırım yapıldığı ifade edilmiş olup, suçun işleniş biçimi ve mahkemenin gerekçesine göre hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

3. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 50 nci maddesinin birinci fıkrasında kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre seçenek yaptırımlara çevrilebileceği düzenlemesine yer verildiği, mahkemece sanık hakkında hükmolunan kısa süreli hapis cezasının ”sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama süresince duyduğu pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özellikler” dikkate alınarak adlî para cezasına çevrilmiş olup, mahkemenin gerekçesinin yerinde olduğu anlaşılmış olup, bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4. Paranın alım gücüne, günün ekonomik koşullarına göre dava konusu kaçak sigaraların pek hafif değerde kabulü ile 7242 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrası uyarınca sanık hakkında hükmedilen cezada 2/3 oranında indirim yapılması karşısında sanık müdafiinin eşya değerinin nazara alınmadığı yönündeki temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.

5. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların … biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

Sanık kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen aşağıdaki hususlar dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

6. Sanığın lehe olan 6545 ve 7242 sayılı Kanunlar ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrası ve aynı maddesinin onuncu fıkrası gereği mahkûmiyetine karar verilmesi sırasında bu hükümlere atıf yapan aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrasının gösterilmesi yerine aynı maddenin yirmibirinci fıkrasının gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına muhalefet edilmesi,

7. Dava konusu eşyaların 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin dördüncü maddesi kapsamında oldukları ve ele geçmedikleri, kazanç müsaderesi için eşyanın aynı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında olması gerektiğinden iddianamede talep edildiği gibi kazanç müsaderesi hükümlerinin somut olayda uygulanmasının da mümkün olmadığı halde eşya müsaderesi yönünde karar verilmesi, hususları isabetli bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (6 ve 7) numaralı bentlerde açıklanan nedenle Silopi 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.05.2022 tarihli, 2021/1124 Esas, 2022/854 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafii ve katılan … İdaresi vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği BOZULMASINA, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının 1.a paragrafındaki ”5607 sayılı Kanun’un 3/21 maddesi delaletiyle” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine gelmek üzere hükme ”5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası delaletiyle” ibaresinin hükme eklenmesi ve hükümden eşya müsaderesine ilişkin bölümün çıkarılması suretiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy çokluğuyla DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

10.05.2023 tarihinde karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE

Sanığın kullandığı araç ile ilgili gümrük kapısında işlemler devam ettiği sırada, işlemlerin bitişini beklemeden sanığın gümrük sahasından uzaklaştığı, daha sonra yakalanan sanığın aracında o tarihte kaçak eşya olduğunu söylediği, sanık hakkında kaçakçılık suçundan dava açıldığı, dava sonucunda sanığın mahkûmiyetine karar verildiği olayda, sanıktan kaçağa konu ele geçirilmiş eşya olmaması nedeniyle sanığın beraatına karar verilmesi gerektiğini düşündüğümüz için, yerel mahkemece verilen mahkûmiyete dair hükmün onanması gerektiğine dair çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.