Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2023/2793 E. 2023/5920 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2793
KARAR NO : 2023/5920
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2022/760 E., 2022/1704 K.
SUÇ : 6831 sayılı Orman Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Alanya 6.Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.09.2018 tarihli ve 2014/260 Esas, 2018/692 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 6831 sayılı Orman Kanunu’na (6831 sayılı Kanun) muhalefet suçlarından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri uyarınca beraatine karar verilmiştir.

2.Katılan … İdaresi vekilinin istinaf başvurusu üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin, 16.12.2020 tarihli ve 2018/4334 Esas, 2020/3357 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak sanık hakkında 6831 sayılı Kanun’un 93 üncü maddesinin birinci ve
ikinci fıkraları, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

3.Anılan kararın sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 16.02.2022 tarihli ve 2021/25850 Esas, 2022/2807 Karar sayılı ilâmı ile sanığın usulüne uygun şekilde sorgusu yapılmadan karar verilmesi nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

4.Bozma üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin 06.07.2022 tarihli ve 2022/760 Esas, 2022/1704 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 6831 sayılı Kanun’un 93 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 … hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği, sanığın maden işletme ruhsatı aldığı alan ile açma yapılan alan arasında özellik bakımından bir fark bulunmadığından ruhsat dışında faaliyet yürütmesi için makul bir neden bulunmadığına, orman ve jeoloji mühendisi bilirkişilerin hazırladığı raporlara göre arazi kaymasına ve toprağın yer değiştirmesine sanığın etkisinin olmadığına, atılı suç bakımından sanığın kastının bulunmadığına, alt sınırdan uzaklaşılması ve cezanın seçenek yaptırımlara çevrilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğuna, maden sahası ile orman sınırını ayırır tabela bulunmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.31.07.2013 tarihli suç tutanağına göre, orman muhafaza memurları tarafından yapılan kontrolde Bacoğlu İnş.Tur.veTic. A.Ş’nin maden sahasında sınırları belirleyen jalonların bulunmadığı, 416 m2 lik kısmı sit alanı olmak üzere 30.096 m2 lik alanda açma yapıldığı tespit edilmiştir.

2.Sanık savunmasında suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiştir.

3.Mahallinde 13.03.2015 tarihinde yapılan keşif sonucu kadastro kontrol memuru tarafından düzenlenen 23.03.2015 tarihli raporda, haritada (A-B-C-D-E-G) harfleriyle gösterilen toplam 30.259 m2 lik alanın izin verilen saha dışında, orman sınırları içinde kaldığı tespit edilmiştir. Orman bilirkişisi tarafından hazırlanan 13.05.2015 tarihli raporda, orman kadastrosunun 2008 yılında kesinleştiği, madencilik çalışmaları sırasında izinsiz orman alanına da taşılarak yer yer sınır dışında çalışma yapıldığı, 15.07.2014 tarihinde ilave izin oluru verildiği, coğrafik ve topografik zorunluluktan kaynaklanıyor olsa da açma suçunun işlendiği kanaati bildirilmiştir. 24.02.2016 tarihli ek raporda fen bilirkişisi raporunda (A-B-D-G ) harfleriyle gösterilen alanlardaki taşmaların izin sahası sınırlarının engebeli ve dik yamaçta oluşundan kaynaklandığı, (C-E) harfleriyle gösterilen alanlardaki sınır ihlallerinin ise herhangi bir zorunluluk sonucu yapılmadığı belirtilmiştir.

4.28.10.2016 tarihinde mahallinde ikinci kez yapılan keşif sonucu düzenlenen 31.10.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda işgale konu alanın orman sınırları içinde kaldığı, 26.12.2016 tarihli orman bilirkişisi raporunda (A-B-D-G) harfleriyle gösterilen alanlardaki taşmaların arazi eğimi ve zeminin doğal yapısından kaynaklanmakta olduğu tespit edilmiştir. 08.06.2017 tarihli fen bilirkişisi ek raporunda
Orman İdaresi tarafından verilen izinlerin suça konu yerleri kapsamadığı belirtilmiştir. 14.06.2017 tarihli orman bilirkişi raporunda tutanağa konu alanların izin alanlarının dışında kaldığı tespit edilmiştir. Jeoloji mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda ise dava konusu arazideki kütle hareketlerinin çevresel ve doğal etkilerden meydana geldiği tespitine yer verilmiştir. 01.10.2020 tarihli ek raporda suça konu yerin bir kısmının sit alanı içinde kaldığı tespit edilmiştir.

5.Orman İdaresinin 15.04.2015, 15.02.2017, 12.06.2018 tarihli cevap yazıları dosyada mevcuttur.

6.İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı ve sanığın suç kastının bulunmadığı gerekçesiyle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) ve (c) bentleri uyarınca beraatine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1.Sanık savunmasında heyelan nedeniyle taşların orman alanına kaydığını beyan etmiştir.

2.İlk derece mahkemesi tarafından iki kez keşfe gidildiği, her iki keşif sonucu fen, orman mühendisi ve jeoloji mühendislerinden ayrı ayrı bilirkişi raporu alındığı, bu raporlara göre, sanığın izin aldığı saha dışına çıkarak ormanlık alana taşma yaptığı, taşılan alanın 30.259,23 metrekare olduğu, sonradan izin alanının genişletilmesinin suçun oluşumunu etkilemeyeceği, yıllardır bu işi yapan tecrübeli birisinin kayma ya da taşma olabileceğini hesap ederek izinli alanı kullanması gerektiği, kaldı ki taşılan alanın az bir alan olmayıp, 30 dönümden fazla bir yeri kapsadığı, bu durumda istenmeyerek orman alanına taşıldığı şeklindeki gerekçenin yerinde olmadığı, suça konu yerin kesinleşmiş orman sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmakla, alt sınırdan uzaklaşılarak sanığın mahkûmiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1.Davanın dayanağını oluşturan ve aksi sabit oluncaya kadar geçerli bulunan suç tutanağı, bilirkişi raporları, Orman İdaresinin cevap yazıları, sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre mahkemenin sübuta ve suç niteliğine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.

2.Kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeki suça konu alanın genişliği ve niteliğine göre, sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayininde ve hükmedilen netice cezanın miktarı itibarıyla hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmemesinde isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmememiştir.

3.Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların … biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesinin, 06.07.2022 tarihli ve 2022/760 Esas, 2022/1704 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak
yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Alanya 6. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 10. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

12.06.2023 tarihinde karar verildi.