Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2023/2451 E. 2023/4447 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2451
KARAR NO : 2023/4447
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Suça sürüklenen çocuk ve katılan vekili
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Suşehir Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.12.2014 tarihli ve 2014/137 Esas, 2014/184 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında 5607 sayılı Kaçakçılık Kanunu’ na ( 5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ nun (5237 sayılı Kanun) 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 52 nci
maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 1 yıl 8 … hapis ve 1420,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 51 inci maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.

2.Anılan kararın katılan vekili ve suça sürüklenen çocuk müdafi tarafından temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Ceza Dairesinin 09.12.2020 tarihli ve 2019/21544 Esas, 2020/18322 Karar sayılı ilâmıyla 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 61 ve 62 nci maddeleriyle değişik 5607 sayılı Kanun’un 3 ve 5 inci maddelerinde yapılan değişikliklerin, hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmuş suça sürüklenen çocuk lehine olması ve teşdit uygulamasını gerektirir bir durum bulunmamasına karşında, adlî para cezasının belirlenmesi sırasında alt sınırdan uzaklaşılarak fazla ceza tayin edilmesi nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.Bozma uyarınca yapılan yargılama sonrasında Suşehri Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.02.2022 tarihli ve 2021/386 Esas, 2022/122 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci ve yirmiikinci fıkraları ve 5237 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hapis cezasından çevrilen 4.000,00 TL adlî para cezası ve doğrudan hükmolunan 20,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, suça konu kaçak eşyaların 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince müsaderesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Katılan vekilinin temyiz sebepleri; kaçak eşyanın değerinin pek hafif kabul edilmesi ile suça sürüklenen çocuğun cezasında yapılan indirimin hatalı olduğuna, suça sürüklenen çocuk hakkında 5327 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca yapılan indirime ilişkin gerekçeler ile indirim oranının hukuka aykırı olduğuna, somut olayın özelliklerinin değerlendirilmediğine, madde metninin olduğu şekli ile indirim gerekçesi olarak gösterildiğine, suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan cezasının adli para cezasına çevrilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğine, uygulanan lehe hükümlerin gerekçelerinin bulunmadığına, belirtilen ve re’sen tespit edilecek nedenler ile kararın bozulması talebine ilişkindir.

B.Suça sürüklenen çocuğun temyiz sebepleri; eksik ve hatalı inceleme ile karar verildiğine, dosyanın tam olarak aydınlatılamadığına, savunmalarının dikkate alınmadığına, hukuka aykırı olarak alt sınırdan uzaklaşıldığına, kendisi ile illiyet bağı kurulamamış olunmasına karşın ceza verilmesinin adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğuna, hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine, belirtilen ve re’sen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Yolcu otobüsünde yapılan denetimlerde, suça sürüklenen çocuğa ait olduğu belirlenen bez torba içinde toplam 550 paket gümrük kaçağı sigaranın ele geçirildiği anlaşılmıştır.

2.Suça sürüklenen çocuk bozma öncesi alınan savunmasında, iddianamede anlatılan olayın kısmen … olduğunu, sigaraları … Beyazıt’… tanımadığı birinden aldığını, ucuz olduğundan arkadaşları için 10’ar karton aldığını, satmak gibi bir niyetinin bulunmadığını, sigaraların kaçak olduğunu bilmediğini,

suçlamayı kabul etmediğini, kaçak olduğunu bilse almayacağını beyan etmiş, bozmadan sonraki aşamada savunması tespit edilememiştir.

3.Tutanak tanığı beyanlarında, tutanak altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, olay tarihinde suça sürüklenen çocuğa ait çuval içerisindeki sigaraları otobüsün bagajında bulduklarını, suça sürüklenen çocuğun, sigaraların kendisine ait olduğunu söylemiş olduğunu, çuvalın içerisinde sigara olduğunun belli olduğunu, karton kutular içerisinde paketlenmiş vaziyette olduklarını beyan etmiştir.

IV. GEREKÇE
Suç tarihinde 18 yaşından … olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sırasında “çocuk mahkemesi sıfatıyla” görülmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devamla, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 25 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Çocuk mahkemelerinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısı bulunmaz” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak Cumhuriyet savcısının katılımı ile duruşma yapılması esasa tesiri bulunmayan usuli bir hata olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.

1.Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre suça sürüklenen çocuğun eyleminin 11.04.2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrasının son cümlesi delaletiyle aynı maddenin beşinci ve onuncu fıkraları kapsamında bulunduğu nazara alınarak suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’ un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası ile 6545 ve 7242 sayılı Kanunlar ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’ un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrasının son cümlesi delaletiyle aynı maddenin beşinci, onuncu ve yirmiikinci (10.12.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’ un 8 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasının “yirmiüçüncü” fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek) fıkraları somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle suça sürüklenmen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken karma uygulama yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi,

2.Suça sürüklenen çocuk hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak cezanın belirlendiğinin belirtilmesine karşın, temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi sureti ile hükümde çelişki oluşturulması,

Kabule göre ise;
1.Suç tarihinde yürürlükte olan 5607 sayılı Kanun’ un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının ”…Yedinci fıkrası hariç, 3 üncü maddede tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek, soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı … Hâzinesine ödediği takdirde, hakkında, bu kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde uygulanmaz…” hükmünü içerdiği, 7242 sayılı Kanun’ un 62 nci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’ un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik uyarınca kovuşturma aşamasında da etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve 5607 sayılı Kanun’ un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi kapsamında ”…Soruşturma evresinde ihtar yapılmaması hâlinde kovuşturma evresinde hâkim tarafından sanığa ihtar yapılır…” düzenlemesinin getirildiği cihetle,
soruşturma aşamasında kendisine etkin pişmanlık hususunda ihtarat yapılmayan sanık hakkında, mahkemece suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı … Hazinesine ödediği takdirde cezada yapılacak indirimin “yarı oranında” olacağının bildirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi sureti ile yanıltılması,

2.Suça sürüklenen çocuk hakkında takdiri indirim uygulanırken uygulama maddesi olarak 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası yerine 62 nci maddesi gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına muhalefet edilmesi,

3.Suça sürüklenen çocuğun sıfatının gerekçeli karar başlığında sanık olarak gösterilmesi,
hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Suşehri Asliye Ceza Mahkemesinin, 17.02.2022 tarihli ve 2021/386 Esas, 2022/122 Karar sayılı kararına yönelik katılan vekili ile suça sürüklenen çocuğun temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.05.2023 tarihinde karar verildi.