Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2023/2015 E. 2023/2963 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2023/2015
KARAR NO : 2023/2963
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/27 E., 2016/102 K.
ŞİKAYETÇİ : EPDK
SUÇTAN ZARAR GÖREN : EPDK
SUÇ : 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Beraat, mahkûmiyet, kaçak eşya tasfiyesi, suçta kullanılan eşya
müsaderesi, nakil araçlarının iadesi
TEMYİZ EDENLER : Sanık …, katılan Gümrük İdaresi vekili, şikayetçi EPDK
vekili
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî red, kısmî onama, kısmî bozma

Katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteği yönünden; suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği itibarıyla eylemin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na (5015 sayılı Kanun) muhalefet suçu kapsamında kaldığı, buna göre de Gümrük İdaresi’nin suçtan zarar gören sıfatı bulunmadığından, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan kamu davasına katılma hakkının ve aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği bu suçtan kurulan hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunmadığı,

Sanık … ve suçtan zarar gören Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu vekilinin temyiz isteği yönünden; sanıklar hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi

gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Doğanşehir Asliye Ceza Mahkemesinin 01.03.2016 tarihli ve 2013/27 Esas, 2016/102 Karar sayılı kararı ile sanık … hakkında 5015 sayılı Kanun’a (5015 sayılı Kanun) muhalefet suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca sanığın beraatine, sanık … hakkında 5015 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesinin ikinci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca hak yoksunluklarına, 58 inci maddesi gereği tekerrür hükümlerinin uygulanmasına, suça konu kaçak akaryakıtın tasfiyesine, suçta kullanılan eşyaların 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca müsaderesine, suçta kullanılan nakil araçlarının karar kesinleştiğinde hak sahiplerine iadesine karar verilmiştir.

2.Doğanşehir Asliye Ceza Mahkemesinin 01.03.2016 tarihli ve 2013/27 Esas, 2016/102 Karar sayılı kararının sanık … ve Gümrük İdaresi vekili tarafından temyizi üzerine; Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 20.09.2022 tarihli ve 2021/1270 Esas, 2022/12156 Karar sayılı ilâmıyla; suçtan zarar gören, dava ve duruşmalardan haberdar edilmeyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na gerekçeli kararın tebliği ile temyiz etmesi halinde ek tebliğname düzenlenerek dairemize gönderilmek üzere tevdiine karar verilmiştir.

3.Dava dosyası, suçtan zarar gören EPDK vekilinin temyiz dilekçesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 27.01.2023 tarihli, 7-2023/8088 sayılı ek tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık …’un temyiz nedenleri; suçlamaları reddederek hükmün bozulması talebine ilişkindir.

2.Şikayetçi EPDK vekilinin temyiz nedenleri; davaya katılan olarak kabul edilmesine, hükümde vekâlet ücretine hükmedilmemesine, sanıklar hakkında kurulan hükümlerin bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.12.07.2012 tarihinde sanık …’un işlettiği madeni yağ satışı iş yeri ile ilgili gelen ihbar üzerine, kolluk görevlilerince bahse konu adrese intikal edildiğinde, sanığın iş yerinin önünde diğer sanık …’ın kullandığı … plakalı çekicinin yakıt deposuna plastik huni ile madeni yağ aktarımı yaptıkları sırada suç üstü yakalandıkları, çekicinin deposuna aktarılan 22 kg madeni yağın geri çekildiği, çekicinin yanında da tenekelerde 33 kg madeni yağın bulunduğu, sanık …’un işlerinde kullandığı … plakalı kamyonette ve iş yerinde boş madeni yağ tenekelerinin ele geçirildiği anlaşılmıştır.

2.Suça konu eşyanın mineral yağ olduğuna, EPDK teknik düzenlemelerine aykırı olduğuna ilişkin İnönü Üniversitesi PAL raporu dava dosyasında mevcuttur.

3.Sanıklar alınan savunmalarında olay tarihinde çekicinin mazot deposuna madeni yağ aktarımı yaptıklarını ikrar etmişlerdir. Tutanak tanıkları alınan beyanlarında tutanağı doğrulayarak sanıkları suç üstü yakaladıklarını ifade etmişlerdir.

IV. GEREKÇE
A.Katılan Gümrük İdaresi Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 5015 sayılı Kanun kapsamında kaldığı, suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi’nin davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığı gibi katılmasına karar verilmesi de hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, Gümrük İdaresi vekilinin temyiz hakkının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş bulunan, 5271 sayılı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenen ve temyiz dilekçesiyle katılma talebinde bulunan suçtan zarar gören EPDK’nun temyiz dilekçesi kapsamı da gözetilerek 5271 sayılı Kanun’un 237 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya katılmasına karar verilerek;

B.EPDK Vekilinin Suçta Kullanılan Nakil Araçlarının Müsaderesine Yer Olmadığına İlişkin Karara Yönelik Temyiz İstemi Yönünden;
5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, nakil araçlarının sahiplerine iadesine karar verilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.

C.EPDK Vekilinin Sanık … Hakkında Kurulan Beraat Kararına Yönelik Temyiz İstemi Yönünden;
Sanık …’un işlettiği madeni yağ satışı iş yerinde sanık …’ın kullandığı ticari mahiyette olan çekicinin yakıt deposuna tenekelerdeki madeni yağın boşaltıldığı sırada yakalandıkları, sanıkların alınan savunmalarında tevil yollu ikrarları birlikte değerlendirildiğinde; akaryakıt yerine ikame edilen madeni yağın ticari amaca yönelik kullanıldığının kabulüyle eylemin sabit olduğu gözetilmeden, sanık …’ın mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

D.EPDK Vekili Ve Sanık …’un Anılan Sanık Hakkında Kurulan Mahkûmiyet Kararına Yönelik Temyiz İstemleri Yönünden;
Sanık hakkında kurulan hüküm,
1.Sanığın eyleminin 5015 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kaldığı gözetilmeksizin anılan Kanun’un ek 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca yazılı şekilde hüküm tesisi,

2.Dava konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katının ödenmesi halinde; soruşturma evresinde etkin pişmanlık konusunda ihtarat yapılmamış ise verilecek cezada 1/2 oranında, yapılmış ise 1/3 oranında indirim yapılacağı belirtilerek 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca etkin pişmanlık ihtaratında bulunulması gerektiği de göz önünde bulundurulmak suretiyle;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 5015 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11.04.2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanun ile 5015 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesinin birinci fıkrasının yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onbirinci ve onikinci fıkraları kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onbirinci ve onikinci fıkraları ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
10.12.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasının “yirmiüçüncü” fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek, hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı dikkate alınarak,
Suç tarihinde yürürlükte olan 5015 sayılı Kanun ile 6545 ve 7242 sayılı Kanunlar ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un onikinci, yirmiikinci fıkraları ile 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 12 nci maddenin ikinci fıkrası gereği sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,

3.Sanık hakkında tekerrüre esas alınan adli sicil kaydının 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin olduğu anlaşılmış olup, 10.12.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrası “yirmiüçüncü” fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek; hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin anılan sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamlarla ilgili öncelikle uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı mahkemesinden araştırılarak, neticesine göre söz konusu ilamın tekerrüre esas alınıp alınmayacağının ve 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında etkin pişmanlık müessesesinin uygulanmasına engel teşkil edip etmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

4.Gün adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında uygulama maddesi olarak 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrasının gösterilmesi gerekirken 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına muhalefet edilmesi,

5.Dava konusu akaryakıtın müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tasfiyesine karar verilmesi,

Nedenleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A.Gümrük İdaresi Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden,
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle, Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteğinin 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B.Suçta Kullanılan Nakil Araçlarının Müsaderesine Yer Olmadığına İlişkin Karar Yönünden;
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle Doğanşehir Asliye Ceza Mahkemesinin 01.03.2016 tarihli ve 2013/27 Esas, 2016/102 Karar sayılı kararında nakil araçlarının müsaderesine yer olmadığına ilişkin karar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan EPDK vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün nakil aracının müsaderesine yer olmadığına ilişkin bölümünün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

C.Sanık … Hakkında Kurulan Beraat Kararı Yönünden;
Gerekçe bölümünde (C) bendinde açıklanan nedenle Doğanşehir Asliye Ceza Mahkemesinin 01.03.2016 tarihli ve 2013/27 Esas, 2016/102 Karar sayılı kararına yönelik katılan EPDK vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

D.Sanık … Hakkında Kurulan Mahkumiyet Kararı Yönünden;
Gerekçe bölümünde (D) bendinde açıklanan nedenlerle Doğanşehir Asliye Ceza Mahkemesinin 01.03.2016 tarihli ve 2013/27 Esas, 2016/102 Karar sayılı kararına yönelik sanık … ve katılan EPDK vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

22.03.2023 tarihinde karar verildi.