Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2022/7379 E. 2023/5392 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/7379
KARAR NO : 2023/5392
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na muhalefet
SUÇ TARİHLERİ : 07.02.2008 – 30.07.2008 tarihleri arası
HÜKÜM : İstinaf başvurularının esastan reddi, hükmün düzeltilerek istinaf
başvurularının esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Katılan …vekili, sanık … ve müdafii, sanık … müdafii, sanık … müdafii ve sanık … müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükümlerin onanması

İlk Derece Mahkemesince sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’na muhalefet (5411 sayılı Kanun) suçundan kurulan beraat hükümleri ile sanıklar …, …, … ve … hakkında 5411 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun’un) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu,

260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Katılan …Ş. vekilinin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu 17.06.2009 havale tarihli şikâyet dilekçesinde şüpheliler …, … ve adı geçenlerin sahibi olduğu … firması yetkilileri hakkında …, …, …, …, …, …, …, Atalay Kalaftçıoğlu, …, …, …, … ve …’e 07.02.2008-30.07.2008 tarihleri arası Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Merter Şubesi tarafından kullandırılan 13 adet sabit faizli konut finansman kredilerinde usulsüzlük yapılarak bankanın zarara uğratıldığı iddiasıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçundan cezalandırılmaları talebinde bulunulduğu belirlenmiştir.

2. Bu şikâyet başvurusu üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmada, soruşturmanın şikâyet olunan … ve … ile sınırlı tutulmayarak re’sen genişletildiği, işlemleri tamamlanamayan şüpheliler hakkında evrakın 28.09.2011 tarihli ve 2011/1461 Karar sayılı karar ile tefrik edilerek soruşturma defterinin 2011/88956 sırasına kaydedildiktan sonra, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 28.09.2011 tarihli ve 2011/45569 Esas numaralı iddianamesi ile, …, …, …, …, …, …, …, Atalay Kalaftçıoğlu, …, …, …, … ve …’e 07.02.2008-30.07.2008 tarihleri arası Yapı ve Kredi Bankası A.Ş Merter Şubesi tarafından kullandırılan 13 adet sabit faizli konut finansman kredilerindeki usulsüzlüklere ilişkin olarak sanıklar …, …, … ve … hakkında banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık suçundan cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açılmıştır.

3. Açılan kamu davasının, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/426 Esas sırasına kaydının yapıldığı, anılan mahkemenin 28.03.2012 tarihli ve 2012/75 Karar sayılı kararı ile dosyanın görevsizlik kararı ile İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, görevsizlik kararı ile gönderilen dosyanın İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/59 Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.

4. Hukukî Süreç başlığında yukarıda (2) numaralı bentte belirtilen tefrik kararı sonrası soruşturma defterine kaydı yapılan 2011/88956 sayılı soruşturma neticesinde ise Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 23.12.2011 tarihli ve 2011/60553 Esas numaralı iddianamesi ile bahse konu 07.02.2008-30.07.2008 tarihleri arası Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Merter Şubesi tarafından kullandırılan 13 adet sabit faizli konut finansman kredilerindeki usulsüzlüklere ilişkin olarak kredi hamilleri olan sanıklar …, …, …, …, …, Atalay Kalaftçıoğlu, …, …, …, … ve …

ile, Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Avcılar Çarşı şubesi, Bomonti Şubesi ve Halkalı şubesinden aynı konut projesi için kredi kullanan sanıklar …, …, … ve … hakkında banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık suçundan cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açılmıştır.

5. Açılan kamu davasının, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/17 Esas sırasına kaydının yapıldığı, anılan mahkemenin 26.04.2012 tarihli ve 2012/123 Karar sayılı kararı ile dosyanın görevsizlik kararı ile İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, görevsizlik kararı ile gönderilen dosyanın İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/85 Esas sırasına kaydının yapıldığı, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 14.11.2012 tarihli ve 2012/52 Karar sayılı kararı ile aynı mahkemenin 2012/59 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiği belirlenmiştir.

6. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/59 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında, 15.01.2015 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya ulaşması üzerine 02.05.2016 tarihli müzekkere ile Bakırköy Cumhuriyet Başsacılığına … hakkında ”Yazı ekinde gönderilen bilirkişi raporunda mudi …’nun hesabında yapılan işlemler tespit edilmiş olup, iddianamede dışında olduğu anlaşılmakla bu mudi yönünden gereğinin taktir ve ifası için” denilerek ihbarda bulunulması üzerine başlatılan soruşturma neticesinde ise Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 20.06.2016 tarihli ve 2016/26944 Esas numaralı iddianamesi ile sanık …’nun Merter şubesinden 18.07.2008 tarihinde kullandığı konut kredisi yönünden banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı, açılan dava İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/35 Esas sırasına kaydının yapıldığı, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 29.06.2016 tarihli ve 2016/42 Karar sayılı karar ile aynı mahkemenin 2012/59 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiği anlaşılmıştır.

7. İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 16.05.2018 tarihli ve 2012/59 Esas, 2018/105 Karar sayılı kararı ile;
a) Sanık … hakkında açılan kamu davasının sanığın 29.12.2012 tarihinde vefat etmesi nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 64 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca düşürülmesine,

b) Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’in üzerlerine atılı banka zimmeti suçundan 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine,

c) Sanıklar … ve …’ın zincirleme biçimde basit banka zimmeti suçundan, sanıklar … ve …’in ise sanıklar … ve …’ı zincirleme biçimde basit banka zimmeti suçuna azmettirmekten 8 yıl 4 … hapis ve 2500,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmalarına, hak yoksunluklarına, 451.952,71 TL miktarındaki banka zararının müştereken ve müteselsilen ödettirilmesine, nisbi harca, nisbi ve maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.

8. Anılan karardaki beraat ve mahkûmiyet hükümlerine yönelik olarak katılan banka vekili, sanıklar …, …, … ve … müdafiileri tarafından yapılan istinaf başvuruları hakkında İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi’nin 12.04.2021 tarihli ve 2020/3821 Esas, 2021/2229 Karar sayılı kararı ile dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde;
a) Katılan banka vekilinin beraat kararlarına yönelik istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine,

b) Sanıklar … ve …’in sanıklar … ve … müdafiilerinin mahkûmiyet kararlarına yönelik istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca hükmün düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan Banka Vekilinin Temyiz Sebepleri
Beraatlerine karar verilen sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’in sanıklar … Karçelik ve … ile bağlantılarının bulunduğuna, adı geçenlerin suç kasıtlarının araştırılması gerektiğine, eylemin basit değil nitelikli zimmet olduğuna, yeterli ve objektif araştırma yapılmadan hüküm kurulduğuna ilişkindir.

2. Sanık … ve Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Sanık … müdafiinin hükmü temyiz sebebi göstermeksizin süre tutum dilekçesi ile temyiz ettiği, sanık …’in ise gerekçeli temyiz dilekçesi ibraz ettiği ve temyiz isteğinin; suç tarihlerinde … firmasının yetkili temsilcisi olmadığına, … firmasının taşeron firma olup asıl iş sahibi A. C. ile kendisi arasında bir sözleşme bulunmadığına, konut kredilerinde inşaat firmasının rölü olamayacağına, yetersiz bilirkişi raporu ve eksik araştırma ile karar verildiğine, banka zimmeti suçundan ek savunma hakkı tanınmadığına, taşınmazlara ilişkin olarak bağımsız bilirkişiler eşliğinde mahkemece değer tespiti yapılması gerekirken yapılmadığına ilişkindir.

3. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Sanık …’ın temel bankacılık eğitimi almadığına, konut kredisine esas taşınmazlara ekspertiz raporu düzenleme yetkisi bulunmadığı halde sanığa bu işin yaptırıldığına, bu konuda bilgisiz ve tecrübesiz olan sanığa ekspertiz sırasında farklı daire gösterildiğine, banka müdürü sanık …’nın talimatları nedeniyle bir kısım ekspertiz raporlarının yerinde inceleme yapılmadan masa başında düzenlendiğine, bazı ekspertiz raporlarında uzman ekspertizlere dahi farklı daireler gösterilmeye çalışılmış olduğunun belli olduğuna, sanığın suç tarihlerinde bireysel portföy yönetmeni değil de yardımcısı olduğuna, banka zimmeti suçunda ceza muhakemesi şartı olan kurum veya fon tarafından yazılı başvuruda bulunulması şartı gerçekleşmediğinden sanık hakkında düşme kararı verilmesi gerektiğine, 17.01.2018 tarihli duruşmada hazır bulunan tanıklarının 5271 sayılı Kanun’un 178 inci maddesine aykırı olarak mahkemece dinlenilmediğine, diğer şubelerden ekspertiz yapmaya giden banka görevlilerinin de tanık olarak dinlenilmeleri gerektiğine, sanığın kaçınılmaz bir hata içerisinde ekspertiz raporlarını düzenlediğine, zimmet suçunun unsurlarının gerçekleşmediğine, sanığın zimmet kastıyla hareket etmediğine, banka iç denetim raporundaki lehe değerlendirmelerin mahkemece dikkate

alınmadığına, sanık … ve …’in sanık …’ı tanımadıklarını ifade ettiklerine, banka çalışanı tanık Ö.Ö’nün de sanık …’ın inşaat firması ya da kredi kullanan kişiler ile görüşmesi olmadığını belirttiğine ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğuna ilişkindir.

4. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Sanık …’nın ekspertizine gittiği iki kredi başvurusunda sanık … tarafından kendisine ekspertize konu bitmemiş daire yerine bitmiş daire gösterilerek yanıltıldığına, sanığın kötü niyetli olmayıp işi gereği para satma baskısı altında olduğuna, sanığın … ve … Karçelik’in eylemlerini farketmesi üzerine …’nun kredi talebini geri çevirdiğine, sanığın tanık Ö.Ö hakkında düşük performans değerlendirmesi yapması nedeniyle Ö.Ö’nün sanık aleyhine ifade verdiğine, şubede çalışan diğer tüm personelin dinlenilmesi gerekirken bu yöndeki talepleri reddedilerek eksik araştırma ile hüküm kurulduğuna, ekspertiz raporlarının profesyonel kurumlar tarafından düzenlenmesi gerektiğine, banka kayıtlarında yapılan incelemede sanığın usulsüz talimatına rastlanmadığına, olağan bankacılık hataları dışında bir usulsüzlük bulunmadığına, sanık …’nın diğer sanıklar … ve … tarafından azmettirildiğine dair delil bulunmadığına ilişkindir.

5. Sanık … Müdafiinin Temyiz Sebepleri
Banka zimmeti suçunda ceza muhakemesi şartı olan kurum veya fon tarafından başvuruda bulunulması şartının gerçekleşmediğine, müvekkiline banka zimmeti suçundan ek savunma hakkı verilmediğine, zimmet suçunun unsurlarının oluşmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Temyizin kapsamına göre;
1. Sanıklar … ile …’in … İnşaat Oto Turizm Nak. Tekstil ve San. Tic. Ltd. Şti.’nin ortakları oldukları, firmanın katılan … Merter Şubesinin kredili müşterisi olduğu ve … adresinde konut inşaatı proje çalışması yürüttüğü, diğer sanıklardan…’un suç tarihlerinde katılan bankanın Merter Şubesinde Şube müdürü olarak, diğer sanık … Karapınar’ın ise aynı şubede Kişisel Bankacılık Portföy Yönetmeni ünvanı ile görev yaptıkları, sanıklar … ve …’in yaptıkları inşaattan daire satmak için anlaşmaya vardıkları alıcı konumundaki diğer sanıkları konut kredisi kullandırılması maksadıyla katılan bankanın Merter Şubesine yönlendirdikleri, kimi zaman da bu şahıslar ile birlikte şubeye giderek işlemleri bizzat takip ettikleri, sanıklar …’ın, … inşaat firması ortakları sanıklar…’in yönlendirmesi ile şubeye konut kredisi için başvuru yapan kişilerin işlemlerini birebir takip eden banka personeli oldukları, suça konu kredilerin tahsis ve kullandırma işlemlerinin bu sanıkların bilgi ve onayı dahilinde yürütülüp gerçekleştirildiği, bankacı sanıkların 13 kişiye 07.02.2008-30.07.2008 tarihleri arasında fakat kısa zaman aralığında toplam 1.320.000,00 TL tutarında sabit faizli konut finansman kredisi kullandırdıkları, kullandırılan bu kredilerden 2 adedine ilişkin ekspertiz raporunun sanık … Gökkurt tarafından kalan 11 adet krediye ilişkin ekspertiz raporlarının ise diğer bankacı sanık … Karapınar tarafından hazırlandığı, şube tarafından hazırlanan ekspertiz raporlarında 13 adet konut için toplam 1.790.000,00 TL tutarında rayiç ekspertiz bedeli tayin edildiği, bankacı sanıkların konutları görmeden, daha önce eksper için gidilen konuta hazırlanmış bir örnekten yola çıkarak kredi dosyalarında ekspertiz raporlarını kağıt üzerinde

hazırladıkları, oysa ki, banka müfettişliğince yürütülen soruşturma sırasında bağımsız bir değerleme firmasına söz konusu kredi kullandırılan konutlar için hazırlatılan ekspertiz raporunda kredi kullandırılan konutların yapım aşamasında ve henüz tamamlanmamış oldukları, her bir konuta 20.000,00 TL’den olmak üzere 13 konut için toplam 260.000,00 TL ekspertiz bedeli belirlendiği, ayrıca konutların mahallinde yapılan incelemesinde fiili durumlarının satışı güç olarak saptandığı, buna göre şube çalışanı sanıklarca hazırlanan ekspertiz raporundaki değer ile bağımsız değerleme firmasınca hazırlanan ekspertiz raporundaki değer arasında toplam 1.530.000,00 TL gibi çok yüksek bir değer farkı bulunduğu, bankacı sanıkların hazırladığı ekspertiz raporlarında kredi kullandırılan konutların sanki bitmiş gibi gösterilerek fiyatları da yüksek tutulup tamamen gerçeğe aykırı bir durum yaratıldığı, buna göre bankacı sanıklar …’ın diğer sanıklar … ve …’in yönlendirmesi ile mahallinde inceleme yapmadan, kredi kullandırılacak konutlar yerinde fiilen görülüp incelenmeden, tamamen kağıt üzerinde bitmemiş dairelere gerçeğe aykırı şekilde olduğundan çok daha yüksek değere sahipmiş gibi ekspertiz raporları hazırlayıp onaylamak suretiyle bankadaki görev gereklerine ve bankacılık teamül ve ilkeleri ile mevzuatına tamamen aykırı şekilde hareket ederek, keza teminat olarak ipotek alınsa bile daireler natamam durumda ve şubenin hazırladığı ekspertiz bedelinin çok altında kaldığı için teminat açığına da sebebiyet vermek suretiyle usulsüz şekilde kullandırılmaması gerekli konut kredilerini bankaya yönlendirilen diğer sanıklara tahsis ve kullandırımını sağlayıp, kredi bedellerini de inşaat firması sahipleri sanıklar … ve …’in mal edinmelerini sağlamak suretiyle bu şahısları finanse ederek banka aleyhine haksız menfaat sağladıkları, kredilerin büyük kısmının ödenmediği, toplanan tüm delillere göre sanıkların açıkça zimmet kastı ile hareket ettikleri ve amacın … firmasını finans etmek olduğu, bu şekilde sanıklar … ve …’in azmettirmesi ile bankacı sanıklar Sunay ve Pınar tarafından diğer sanıklar üzerinden bitmemiş konutlar için usulsüz şekilde tahsis edilerek kullandırılan 13 adet 1.320.000 TL tutarındaki konut kredisi ile kredi bedelleri satıcı konumdaki … firmasına ödenip firmaya kaynak aktarımında bulunmak suretiyle sanıklar … ve …’in haksız ve hukuka aykırı surette nakit para ile finanse edilerek bu sanıklara menfaat sağlayıp katılan bankayı zarara uğrattıkları, sanıklar … ve …’in 5237 sayılı Kanun’un 38 inci maddesi minvalinde azmettirmesi ile bankacı sanıklar Sunay ile Pınar’ın görevleri gereği zilyet oldukları ve koruma ve gözetimi ile yükümlü bulundukları banka parasını usulsüz kredi kullandırımı yöntemi ile sanıklar … ve …’in zimmetine geçirmek suretiyle üzerlerine atılı 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun (5411 sayılı Kanun) 160 ıncı maddesinde tanımını bulan zimmet suçunu işledikleri, zimmet suçunun oluşumu bakımından failin banka parasını kendisi veya bir üçüncü şahsın zimmetine geçirmesi arasında bir fark bulunmadığı, sanıklar … ve …’in de menfaat sağlayan, kredi kullandırılan kişileri şubeye yönlendirip usulsüz kredi kullandırımını sağlayan kişiler olarak bankacı sanıkları zimmet suçunu işlemeye azmettirmek suretiyle 5237 sayılı Kanun’un 38 inci maddesi uyarınca zimmet suçuna azmettiren sıfatı ile iştirak ederek atılı suçu işledikleri kanaatine varılarak sanıklar … ve … ile bankacı sanıklar Sunay Gökkurt ve Pınar Karapınar’ın banka zimmeti suçundan dolayı cezalandırılmaları cihetine gidildiği, kredi hamilleri olan diğer sanıklar …, …, …, Nihal Kartal, …, …, …, …, … …, …, …, …, …, …, … ve …’in savunmalarına göre, bu sanıkların … firmasına iş yapan, malzeme satan ya da tanıdıkları vasıtasıyla şirket ortağı sanıklar … ve … ile tanışıp üstlendikleri inşaat projesinden daire satın almak isteyen kişiler oldukları, firma ile ticari ilişki sonucu alacağı doğan sanıkların bu alacaklarına mahsuben kendilerine sanıklar … ve … tarafından daire teklifi yapıldığı, alacak miktarı daire bedelini karşılamayan sanıkların bu
kez kalan bakiyeyi ödeyebilmek için sanıklar … ve …’in yönlendirmesi ile katılan bankanın Merter şubesine müracaat ile konut kredisi başvurusunda bulundukları, keza bir vesile ile inşaat firması ortaklarıyla tanışan ve inşaat projelerinden ev almak isteyen bir kısım sanıkların da yine aynı şekilde konut kredisi almak için sanıklar … ve … tarafından bilerek bahsi geçen banka şubesine yönlendirildikleri, şubede konut kredisi tahsis ve kullandırma, ekspertiz işlemlerinin diğer bankacı sanıklar Sunay ve Pınar tarafından bizzat yürütüldüğü, bu şekilde daire satın alan ve konut kredisi kullanan sanıkların yine savunmalarında bitmiş daire satın aldıklarını zannettiklerini, kendilerine bitmiş veya bitmeye yakın bloktan daire gösterildiğini, bankaca hazırlanan ekspertiz raporlarından haberleri olmadıklarını, ekspertiz ücretini ödediklerini, bitmemiş daire için konut kredisi aldıklarını sonradan öğrendiklerini savunmuşlar, yapılan savunmalar ve toplanan tüm deliller ile dosya içeriğine göre bu 17 sanığın eylemleri ile diğer sanıkların zimmet suçuna iştirak kastıyla hareket ettiklerine dair savunmalarının aksine yeterli ve inandırıcı, kesin ve somut delil bulunmadığından, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi de gözetilmek suretiyle bu sanıklar hakkında 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verildiği anlaşılmıştır.

2. Savunması alınmadan önce 29.12.2012 tarihinde vefat eden kredi hamili olan sanıklardan … dışındaki sanıkların savunmalarında atılı suçu inkar ettikleri anlaşılmıştır.

3. 27.05.2009 tarihli Kanuni Soruşturma Raporu Dosya arasında bulunmaktadır.

4. 15.01.2015 tarihli üçlü bilirkişi raporu dosya arasında mevcut olup, raporda 5271 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı şekilde hâkim tarafından yapılması gereken hukukî nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunulduğu belirlenmiştir.

5. Yapı Kredi Bankasının kredilere ilişkin olarak yapılan ödemelerle ilgili 17.01.2017 havale tarihli ve 207141 sayılı yazısı dosya arasında bulunmaktadır. Bu yazıdan sonra ise sanık … müdafiinin 16.02.2017 tarihli yazılı beyanı ekinde kredi borcunu kapattıklarına dair 25.11.2016 tarihli ve 136.000,00 TL bedelli para yatırma dekontu suretini ibraz ettiği anlaşılmıştır.

6. Sanıklar … ve ve …’ün İstanbul 4. Tüketici mahkemesinde katılan banka ile sanık … ve Kara Çelik firmasına açtıkları davalarda verilen kararların birer örneği dosyada mevcut olup, banka aleyhine açılan davaların husumet yokluğundan reddine, davacı … aleyhine açılan davanın ise kısmen kabulü ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshine, tapu kaydının iptali ile … adına tesciline, davacının davalıya ödediği satış bedelinin faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verdiliği, Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinde yapılan kontrolde kararların kesinleştiği ve kesinleşme şerhlerinin düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır.

7. Sanıklardan …’in hükümden sonra 26.04.2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmış olup, adı geçenin güncel nüfus kaydı UYAP sisteminden alınarak, dosyasına eklenmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
A. Katılan Banka Vekilinin Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … Hakkında Kurulan Beraat Hükümlerine Yönelik İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine Dair Kararlara İlişkin Temyiz İsteminin İncelenmesinde
Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’in katılan bankanın Merter Şubesinden kullandırılan bankanın şikâyet başvurusuna konu 13 adet krediden 12 sinin hamili oldukları, sanıklar …, … ve …’ın ise katılan bankanın Avcılar Çarşı Şubesi ve Halkalı Şubesinden konut kredisi kullanan şahıslar olup, dosya kapsamına göre adı geçen sanıkların … firmasına iş yapması vb. gibi sebeplerle oluşan ve ödenmeyen alacaklarını tahsil etmek amacıyla, firmadan gayrimenkul almayı kabul eden ve alacaklarının karşılamadığı satış bedelinin kalan ksımı için de katılan bankadan konut kredisi kullanan şahıslar ya da böyle bir alacak borç ilişkisi olmadan konut kredisi kullanarak konut edinmeye çalışan ve bu sırada … firmasınca da kendilerine gerçekte satışa konu bitmemiş daireler yerine bitmiş daireler gösterilerek hileli hareketlerle kandırılan kimseler oldukları, bir kısım sanıkların gerçek durumu devirden sonra öğrenmeleri ya da ekonomik durumlarının bozulması gibi sebeplerle kredi ödemelerini yapmayı bıraktıkları, bir kısım kredilerin ise ödeme, erken kapama, tahsilatla kapama gibi yöntemlerle kapatılmış olduğu, sanıklar … ve …’ün İstanbul 4. Tüketici Mahkemesinde açtıkları davada gayrimenkul satış sözleşmesinin adı geçenlerin talebi doğrultusunda iptal edilmiş olmasının da taraflar arasındaki satışların gerçek olduklarını, sanıkların usulsüz konut kredileri kullanarak bankayı zarara uğratmak gibi bir gayelerinin olmadığı yönündeki savunmalarını doğrular mahiyette olduğu, gerçekten de konut edinmeye çalışan ve bu amaçla kredi kullanmak isteyen sanıkların almaya çalıştıkları konutların krediye uygunluğunu ve bu konunun teknik detaylarını bilmelerinin de kendilerinden beklenemeyeceği, sanıklardan …’nın kendisine gösterilenden farklı bitmemiş bir dairenin satıldığını öğrenmesi üzerine bankayı arayarak nasıl olur da kendilerine bitmemiş daire için konut kredisi kullandırıldığını sorması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve …’in … firması sahipleri olan sanıklar … ve …’in finansmanını sağlamaya çalıştıklarına, adı geçenlerle birlikte iştirak iradesiyle hareket ederek bankayı zarara uğrattıklarına, tahsis edilmemesi gereken bir kredinin tahsis edildiğini bildiklerine, suç kastıyla hareket ettiklerine dair savunmalarının aksine her türlü şüpheden uzak, cezalandırılmalarını gerektirir mahiyette kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, aşağıda (B) bendinde izah edileceği üzere eylemin banka zimmeti suçuna vücut vermeyip, sanıklar … ve … yönüyle nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamında kaldığı gözetilmeden ilk derece mahkemesince banka zimmeti suçundan beraat kararı verilmiş ise de; hükmün neticesi itibarıyla yerinde olduğu anlaşılmakla, sanıklar hakkında verilen kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

B. Katılan Banka Vekilinin Sanık … Hakkında Kurulan Beraat Hükmüne Yönelik İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine Dair Karara İlişkin Temyiz İsteminin İncelenmesinde
Sanığın, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nden temin olunan güncel nüfus kayıt örneğine göre hüküm tarihinden sonra 26.04.2021 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması karşısında, bu durumun Mahkemece

araştırılarak 5237 sayılı Kanun’un 64 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülüp düşürülmeyeceğinin karar yerinde değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.

C. Katılan …Ş vekili, Sanık … Ve Müdafii, Sanık … Müdafii, Sanık … Müdafii Ve Sanık … Müdafiinin, Sanıklar …, …, … ve … Hakkında Kurulan Mahkûmiyet Hükümlerine Yönelik İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine Dair Karara İlişkin Temyiz İstemlerinin İncelenmesinde
5411 Sayılı Kanun’un 160 ıncı maddesinde düzenlenen bankacılık zimmeti suçu ancak kasten işlenebilir. Taksirli hali kanunda suç olarak düzenlenmemiştir. Kastın varlığından söz edebilmek için failin görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu para veya para yerine geçen evrak, senetler ve diğer malları, kendisinin veya başkasının zimmetine geçirme bilinç ve iradesinin bulunması gereklidir. Bu suç özgü suç niteliğinde olup, suçun faili, banka yönetim kurulu başkanı ve üyeleri ile bankanın diğer mensupları olabilir. Banka mensubu olmayan kişiler, bankacılık zimmeti suçuna ancak azmettiren veya yardım eden sıfatıyla iştirak edebilirler.
Dava konusu olayımızda mahkemece katılan bankanın Merter şubesinden kullandırılan 13 adet konut kredisinde, 11 adet ekspertiz raporunun Merter Şubesi Portföy Yönetmen Yardımcısı sanık …, 2 adet ekspertiz raporunun ise Merter Şubesi müdürü olan sanık … tarafından düzenlendiği, bahse konu 13 adet konut gerçekte tamamlanmamış olduğu ve değerleri toplamda 260.000,00 TL olduğu halde, ekspertiz raporlarında konutların tamamlanmış oldukları belirtilip toplam değerleri de 1.790.000,00 TL gösterilerek bankanın alması gereken ipotek miktarından yoksun ve bu anlamda büyük oranda teminatsız bırakılarak toplamda 1.320.000,00 TL miktarında usulsüz konut kredisi kullandırıldığı, kredilerin büyük bölümünün ödenmeyerek tasfiye sürecine alındığı, böylece finansmana ihtiyaçları olan … inşaat firması sahipleri olan … ve …’in finanse edilerek bankanın 451.952,71 TL miktarında zarara uğratıldığı olayda; … ve …’in azmettirmeleriyle bankacı sanıklar … ve …’nın banka zimmeti suçunu işledikleri kanaatine varılarak sanıklar …, …, … ve …’nın zimmet suçundan cezalandırılmalarına karar verilmiş ise de;
Merter Şubesi Portföy Yönetmen Yardımcısı sanık … tarafından düzenlenen 11 adet ekspertiz raporundan yalnızca birinde sanığın mahaline giderek yerinde incelemede bulunduğu, diğer ekspertiz raporlarını ilgili dairenin konumuna göre daha önce kendisinin inşaat mahaline giderek hazırladığı ekspertiz raporundan ya da şube müdürü sanık …’nın inşaat mahaline giderek hazırladığı ekspertiz raporlarından hareketle masa başında düzenlediği, 2 adet ekspertiz raporunun ise Merter Şubesi müdürü olan sanık … tarafından mahaline giderek düzenlendiği, sanıklar … ve … savunmalarında; mahaline giderek düzenlenen ekspertiz raporları sırasında kendilerine inşaat firmasınca krediye konu tamamlanmamış konutlar yerine tamamlanmış konutların gösterilerek yanıltıldıklarını, ekspertize ehil kimseler olmadıklarından gerçek durumu fark edemediklerini belirtmişlerdir. Sanık …’ın yerinde inceleme yapmadan tanzim ettiği 10 adet ekspertiz raporuna ilişkin olarak ise; şube müdürü sanık …’nın kredi satarak performans göstermeleri gerektiğini, önceki ekspertiz raporları üzerinden aynı bloktaki daireler için mahaline gitmesine gerek olmadan ekspertiz raporu tanzim edebileceğini belirtmesi üzerine onun talimatıyla bu şekilde hareket ettiğini savunduğu, …’nın ise bunu kabul etmediği, ancak banka çalışanı tanık Ö.Ö nün beyanına göre de sanık …’nın banka personeline bu yönde talimatlar

verdiğinin anlaşılmakta olduğu belirlenmiştir.

Suç tarihinde yürürlükte olan 1.11.2006 tarihli ve 26333 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmeliğin Konut finansmanında değerleme başlıklı 22 nci maddesinin birinci fıkrasında ”Bankalarca konut edinmeleri amacıyla tüketicilere kredi kullandırımlarında ipotek tesis edilmek suretiyle teminat olarak alınan gayrimenkullerin değerlemesi, 12/8/2001 tarihli ve 24491 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sermaye Piyasası Mevzuatı Çerçevesinde Değerleme Hizmeti Verecek Şirketlere ve Bu Şirketlerin Kurulca Listeye Alınmalarına İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ uyarınca yetkilendirilmiş kişi veya kurumlarca yapılır.” düzenlemesine yer verildiği, katılan bankanın ise bu konuda şubelere gönderdiği talimatlarda konut kredilerinde 150.000,00 TL limite kadar olan krediler için, ekspertizin gerektiğinde şube ve bölüm yöneticileri tarafından yapılabileceği, şube ekspertiz yetkisinin ekspertiz firmasına devredilemeyeceği ve ücret ödenemeyeceği bildirildiği anlaşılmıştır.

Kanuni soruşturma raporu ve ekindeki delillere, aşamalardaki beyan içeriklerine ve tüm dosya kapsamına göre; katılan banka tarafından çalışanların ”Avcılık hedefi” adı altında kredi satışına yönlendirildikleri ve Merter Şubesinin suç tarihlerinde birçok defa avcı şube-keskin avcı şube olmayı başardığı, … inşaat firmasınca Esenyurt Beldesi, Namık Kemal Mah. Tonguç Baba cad. Büyükçekmece, İstanbul adresinde inşa edilen konut projesi ile ilgili olarak Merter Şubesine ilk konut kredisi başvurusunun banka müdürü sanık …’nın da tanıdığı olan … tarafından yapıldığı, …’a ilişkin ekspertiz işleminin sanık … tarafından inşaat mahaline gidilerek yapıldığı, sanık …’nın bu kredi vesilesi ile … firması sahiplerinden … ile tanıştığı ve kendi kredi performansları açısından kredili konut satışlarında müşterileri şubelerine yönlendirmelerini istediği, bunun üzerine de diğer 12 kredinin kullandırıldığı, hatta bir dönem firmanın konut kredi talebi göndermemesi üzerine sanık …’nın sanık …’dan sanık … Karacelik’i arayarak başka banka ile çalışmamalarını rica etmesini istediği, bu kredilerden yerinde ekspertiz yapılanlarda (3 kredi) bankacı sanıklara krediye konu daireler tamamlanmamış olduğu halde tamamlanmış dairelerin gösterildiği, katılan bankanın kanuni soruşturma raporu ve şikâyet dilekçesindeki iddia ve anlatımın da bu doğrultuda olduğu, sanıkların ekspertize ehil olmadıklarından bu durumu fark edemedikleri, ekspertiz raporlarının büyük kısmının masa başında düzenlenmesinin ise sanık …’nın sanık …’a yönelik olarak aynı bloktan satılacak daireler için ekspertize gitmeye gerek olmadığı, … ve seri kredi kullandırmaları yönündeki talimatlarından kaynaklandığı, kredi hamillerinden sanık …’nın satış işlemi sonrası kendisine tamamlanmış daire gösterilerek tamamlanmamış daire satıldığını öğrenmesi üzerine, Merter Şubesini arayarak kendisine nasıl olur da banka tarafından tamamlanmamış daire için konut kredisi kullandırıldığını sorguladığı, bu durumun banka çalışanı Ö.Ö tarafından o tarihte eğitimde olan sanık …’a telefonla bildirilmesi üzerine durumun ortaya çıkmaya başladığı, bunun üzerine sanıklar Sunay ve Pınar’ın birlikte inşaat alanına giderek … ve … tarafından tamamlanmış daireler gösterilerek tamamlanmamış daireler için kredi kullandırılıp satışa konu edilip edilmediği hususunu araştırmaya çalıştıkları, kendilerine yönetim planının verilmemesi vb. davranışlar üzerine şüphelerin arttığı ve sanıklar Sunay ile Pınar’ın söz konusu projeden 13 kredi hamili arasında yer alan sanık …’nun aynı inşaat projesinden ikinci kez kredi kullanmak için talepte bulunması üzerine, banka tarafından bu kez bağımsız değerleme firmasına ekspertiz yaptırıldığı ve kanuni soruşturma raporu ekinde mevcut İnşaat mühendisi M.S.Y tarafından düzenlenen 10.09.2008 tarihli rapor

içeriğinde de inşaat alanında ekspere krediye konu daireden farklı bir dairenin gösterilmeye çalışıldığının belirtilmesi üzerine …’nun ikinci kredi talebininin reddedildiği, 10.09.2008 tarihi itibarıyla firmanın hileli işlemlerinden kesin olarak haberdar olunması üzerine, sanık …’ın sanık …’a … inşaat firmasınca yönlendirilen konut kredilerinde firma tarafından yanıltıldıkları ve tamamlanmamış konutlar için kredi kullandırılmış olduğunun tespit edildiğini Bölge Satış Yönetimi ve İç Denetim Yönetimi’ne bildirmesi gerektiğini telkin ettiği ancak sanık …’ın 20 yıllık bankacılık geçmişinin bu olay yüzünden karalanmasını istemediğini, bu konuda kesin çözüm bulmadan bildirimde bulunmayacağını belirttiği ve inşaat firmasına inşaatı bitirmeleri için baskı yaptığı, toprak sahibi A.C. ile görüştüğü, bir kısım kredi ödemelerini de … inşaat firmasına yaptırdığı, kredi hamillerinden sanık …’u telefonla arayarak gösterilen daire ile tapuda işlem yapılan dairenin başka daire olduğunu, gerçekte satılan dairenin bitmemiş daire olduğunu, dolandırıldıklarını söylediği, 05.03.2009 tarihinde ise durumu Bölge Satış Yönetimi veya İç Denetim Yönetimi’ne bildirdiği ve bunun üzerine katılan banka tarafından müfettiş görevlendirildiği, kanuni soruşturma raporunda sanıklar Sunay ve Pınar’ın ekspertiz esnasında gerekli dikkat ve özeni göstermediklerinin belirtildiği anlaşılmıştır.

Kanuni soruşturma raporunda bankacı sanıklar Sunay ve Pınar’ın suç kasıtlarından söz edilmemesi, inşaat firması tarafından konutların alıcısı olan kredi hamillerine ve hatta bağımsız değerleme firması ekspertizlerine dahi krediye konu tamamlanmamış daireler yerine tamamlanmış daireler gösterilmeye çalışılması karşısında; bankacı sanıkların mahaline gidilerek düzenlenen ekspertiz raporları sırasında kendilerine tamamlanmayan daireler gösterilerek yanıltıldıkları yönündeki savunmalarına itibar edilmesi gerektiği, kaldı ki banka personelinin ilgili yönetmeliğe göre ekspertiz konusunda yetkisinin de bulunmadığı gibi, bu konuda ehil olduklarının da düşünülemeyeceği, olayın geç de olsa sanık … tarafından bildirilmesi ile soruşturmanın başlaması, bankacı sanıklar ile inşaat firması sahipleri ya da firma arasında dosyaya yansıyan banka görevlisi-banka müşterisi boyutunu aşan bir ilişkiye, çıkar-menfaat birlikteliğine dair herhangi bir tespit bulunmaması, olayın öğrenilmesi sonrası …’nun ikinci kredi talebi üzerine bağımsız değerleme kuruluşundan rapor istenerek kredi talebinin reddedilmesi, olayın öğrenilmesi sonrası bankacı sanıkların yukarıda özetlenen davranış biçimleri hep birlikte değerlendirildiğinde bankacı sanıkların usulsüz kredi bedellerini kendilerinin ya da sanıklar … ve … veyahut başka şahısların zimmetine geçirme bilinç ve iradelerinden, zimmet kastından söz edilemeyeceği, aksine bankacı sanıkların da … ve …’in hileli işlemlerine maruz kaldıkları, banka zimmeti suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı, sanıklar … ve …’nın beraatlerine karar verilmesi gerektiği, Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin 23.02.2021 tarihli ve 2017/32252 Esas, 2021/1816 Karar sayılı ”sanığın önce bitmiş ve oturulur vaziyette olan başkasına daha önce satışını yaptığı daireyi gezdirip, katılana inşaat halinde başka dairenin satışını yaparak hileli hareketlerle kendisine kazanç sağladığı ve resmî kurum olan tapu müdürlüğünü aracı kılmak suretiyle üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği” şeklindeki kararı da nazara alındığında, eylemin sanıklar … ve … tarafından gerçekleştirilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde düzenlenen banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla dolandırıcılık ve (d) bendinde düzenlenen kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Katılan Banka Vekilinin Sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … Hakkında Kurulan Beraat Hükümlerine Yönelik İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine Dair Kararlara İlişkin Temyiz İstemi Bakımından
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin 12.04.2021 tarihli ve 2020/3821 Esas, 2021/2229 Karar sayılı kararında, anılan hükme yönelik olarak katılan …Ş vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

B. Katılan …Ş Vekili, Sanık … Ve Müdafii, Sanık … Müdafii, Sanık … Müdafii ve Sanık … Müdafiinin, Sanıklar …, …, … Ve … Hakkında Kurulan Mahkûmiyet Hükümlerine Yönelik İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine Dair Karara İlişkin ve Katılan Banka Vekilinin Sanık … Hakkında Kurulan Beraat Hükmüne Yönelik İstinaf Başvurusunun Esastan Reddine Dair Karara İlişkin Temyiz İstemleri Bakımından
Gerekçe bölümünde (B) ve (C) bentlerinde açıklanan nedenlerle anılan hükümlere yönelik olarak katılan … vekili, sanık … ve müdafii, sanık … müdafii, sanık … müdafii ve sanık … müdafiinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin 12.04.2021 tarihli ve 2020/3821 Esas, 2021/2229 Karar sayılı karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

31.05.2023 tarihinde karar verildi.