YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/3061
KARAR NO : 2023/1193
KARAR TARİHİ : 13.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/184 E., 2020/95 K.
SUÇ : 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’na aykırılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.(Kapatılan) 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 16.05.2011 tarihli ve 2011/795 Esas, 2011/178 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında firar suçundan, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun (1632 sayılı Kanun) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, ayrıca 5237 sayılı
Kanun’un 53 üncü maddesi uyarınca hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
2.(Kapatılan) 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 16.05.2011 tarihli ve 2011/795 Esas, 2011/178 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine (Kapatılan) Askeri Yargıtay 1. Dairesinin 19.06.2013 tarihli ve 2013/0932 Esas, 2013/0893 Karar sayılı kararı ile;
A)Sanığın yüzüne karşı yapılan ve hüküm verilen 16.05.2011 tarihli duruşmada, yazılı deliller okunarak taraflara söz verildiği, devamında kovuşturmanın genişletilmesi hususunda Askeri Savcının talebi olup olmadığı sorulmasına rağmen sanığa sorulmamasının 5271 Sayılı CMK’nın 216 ncı maddesinin ikince maddesine aykırılık oluşturması,
B)Askeri Mahkemece, 18.01.2011 tarihinde sorgu ve savunması tespit edilen sanığa, 5271 sayılı CMK’nın 147 nci maddesinde düzenlenen hakları hatırlatılırken, müdafi seçecek durumda olmadığı ve bir müdafi yardımından faydalanmak istediği takdirde, kendisine baro tarafından görevlendirilecek müdafie yapılacak ödemenin yargılama giderlerinden sayılacağının ve mahkumiyeti halinde kendisinden tahsil edileceğinin bildirilmesinin mülga 353 Sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usul Kanunu’nun 207 nci maddesinin üçüncü fıkrasının (H) bendine aykırılık oluşturmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
C) Sanığın yakalandığı ve temadinin bu tarihte kesildiğinin delili olarak kabul edilen belgenin fotokopiden ibaret olduğu, dosya içerisinde aslının ya da onaylı suretinin bulunmadığı nedenleriyle mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
3.Bozma üzerine (Kapatılan) 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 14.03.2014 tarihli ve 2013/1361 Esas, 2014/205 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında firar suçundan, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca on ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin sekizinci fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş, söz konusu karar yasal süresi içerisinde taraflarca itiraz edilmemek suretiyle 26.06.2014 tarihinde kesinleşmiştir.
4.Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 26.06.2014 tarihinde kesinleşmesinin ardından 5 yıllık denetim süresi içerisinde 05.07.2017 tarihinde hakaret ve basit yaralama suçlarını işlediğinin Aydın 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.03.2019 tarihli ve 2017/1163 Esas, 2019/227 Karar sayılı kararı ile ihbar edilmesi üzerine Kilis 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.02.2020 tarihli ve 2019/184 Esas, 2020/95 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında (Kapatılan) 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, açıklanması geri bırakılan 14.03.2014 tarihli ve 2013/1361 Esas, 2014/205 Karar sayılı hükmünün açıklanmasına, sanığın firar suçundan, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca on ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; hürriyeti bağlayıcı hapis cezası almadığına dolayısıyla beş yıllık denetim süresinin devam etmesini istediğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Olay tarihinde askerlik hizmetini sürdüren sanığın; 21.10.2010 tarihinde çıkarıldığı çarşı izni bitiminde aynı gün birliğine dönmeyerek izinsiz uzaklaştığı, 15.11.2010 tarihi saat 01:45’te Adıyaman İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri tarafından yakalandığı, aynı gün önce Adıyaman İl Jandarma Komutanlığına, akabinde birlik komutanlığına teslim edildiği, 16.11.2010 tarihinde mevcutlu olarak 5. Zh.Tug.K.lığı Askeri Savcılığına sevk edildiği ve aynı gün tutuklandığı maddi vakıa olarak belirlenmiştir.
2.Sanığın ilk savunmasında özetle; maddi durumu iyi olmadığı ve parası kalmadığı için firar ettiğini beyan etmiştir.
3.Bozma sonrası alınan 06.12.2013 tarihli beyanında özetle; Yargıtay bozma ilamında lehine olan hükümlere uyulmasını, maddi ve ailevi problemleri olduğunu, çarşı iznindeyken nişanlısı ile tartıştığını ve o anlık siniriyle kaçtığını, olay tarihinde psikolojik tedavi gördüğünü, pişman olduğunu, beraatini istediğini mahkeme aksi kanaatteyse hükmün açıklanmasının geri bırakılması dahil lehine olan tüm hükümlerin uygulanmasını istediğini ayrıca hakkında mahkumiyet kararı verilecek olması halinde hapis cezasının paraya veya kamuya yararlı bir işte çalıştırılma seçenek yaptırımına çevrilmesini kabul ettiğini beyan etmiştir.
4.Sanık 13.02.2020 tarihli savunmasında; askerdeyken firar ettiğinin doğru olduğunu ancak ihbar yazısına katılmadığını, ihbar konusu suçta doktorla arasında sözlü bir tartışma yaşandığını ancak kendisine herhangi bir fiziki müdahalede bulunmadığını, lehine olan kanun hükümlerinin uygulanmasını talep ettiğini ifade etmiştir.
5.Dosya kapsamında bulunan sanığa ait nüfus ve adli sicil kaydı, sanığın çarşı izninden dönmediğine dair tutanak, yakalama ve birlik komutanlığına teslim edildiğine dair tutanaklar, vak’a kanaat raporu ile mevcut bilgi ve belgeler okunup, incelenerek değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.(Kapatılan) 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesince; sanığın ruhsal durum bilirkişi dinlenilmesi suretiyle araştırılıp, suç tarihlerinde ve hâlen askerliğe elverişliliğini etkileyecek ruhsal rahatsızlığının bulunmadığı, cezai ehliyetinin tam olduğu, adli gözlem altına alınmasına gerek olmadığı belirlenmiştir.
2.1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen firar suçunun mazeret kabul etmeyen suçlar arasında bulunduğundan sanığın maddi ve ailevi sorunlarından ötürü firar ettiği şeklindeki beyanlarının mahkemece mazeret olarak kabul edilmeyerek suça konu eylemin sabit görülmesinde ve denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği anlaşılan sanık hakkındaki açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
4.5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili olarak; 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la yapılan değişikliklerin, infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.
5.Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 21.10.2010-15.11.2010 yerine yalnızca 21.10.2010 olarak yazılması yerinde düzeltilmesi olanaklı bir husus olarak görülmüştür.
V.KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Kilis 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.02.2020 tarihli ve 2019/184 Esas, 2020/95 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.02.2023 tarihinde karar verildi.