Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2022/17901 E. 2023/769 K. 25.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/17901
KARAR NO : 2023/769
KARAR TARİHİ : 25.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/285 E., 2015/158 K.
EK KARAR TARİHİ : 06.10.2015
SUÇ : 5607 sayılı Kanun’a muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet, kaçak eşyanın müsaderesi, nakil aracının iadesi
EK KARAR : Sanık …’in temyiz isteminin reddi
TEMYİZ EDENLER : Sanık …, sanık … müdafii, katılan … İdaresi vekili
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî onama, kısmî bozma

Sanık Rıfat …’e gıyabi karar MERNİS adresinde birlikte ikamet eden, ehil babası … … imzasına 27.07.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Her ne kadar 27.07.2015 tarihli tebligat evrakında birlikte ikamet ettiği belirtilmiş ise de, sanık Rıfat … ile babası … …’in farklı adreslerde ikamet ettiği, eski hale getirme talepli dilekçe ve eklerinden anlaşılmıştır. Bu nedenle sanığa yapılan 27.07.2015 tarihli tebligatın usulsüz olduğu, sanık müdafiinin öğrenme üzerine temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilmiştir.

Sanık …, sanık Rıfat … müdafii ve katılan … İdaresi vekilinin temyiz istemlerine ilişkin olarak; sanıklar hakkında Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.05.2015 tarihli ve 2014/285 Esas, 2015/158 Karar sayılı asıl kararının ve sanık … hakkında 06.10.2015 tarihli ve 2014/285 Esas, 2015/158 Karar sayılı ek kararının; karar tarihleri itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir
olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ( 5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKÎ SÜREÇ
A. Asıl Hükme Yönelik Hukuki Süreç
1.Cizre Cumhuriyet Başsavcılığının, 26.04.2014 tarihli, 2014/583 Esas, 2014/621 Soruşturma ve 2014/457 İddianame numaralı iddianamesiyle sanıklar hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan, 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin 18 inci fıkrası uyarınca cezalandırılması, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi gereği hak yoksunluklarına, 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesi gereği kaçak eşyanın müsaderesi talebiyle kamu davası açılmıştır. Yargılama sırasında sanıklara, hakkında hüküm tesis edilen ilgili kanun maddelerinden ek savunma verilmiştir.

2.Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.05.2015 tarihli ve 2014/285 Esas, 2015/158 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmalarına, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği hak yoksunluklarına, sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca sanığın cezasının mükerrerlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, suça konu kaçak eşyanın 54 üncü maddesinin bir ila dördüncü fıkraları gereğince müsaderesine, nakil aracının iadesine karar verilmiştir.

3. Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.05.2015 tarihli ve 2014/285 Esas, 2015/158 Karar sayılı kararının katılan … İdaresi vekili ve sanık Sedar Binzet tarafından temyizi üzerine dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 24.10.2019 tarihli ve 7-2015/400194 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

4. Dairemizin 14.11.2022 tarihli ve 2021/11215 Esas, 2022/16244 Karar sayılı ilamı ile ” Sanık … müdafiinin 24/05/2016 havale tarihli eski hale getirme istemli temyizi yönünden tebliğnamede görüş bulunmadığından, bu hususta ek tebliğname düzenlenmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, karar verilmiştir.

5. Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.05.2015 tarihli ve 2014/285 Esas, 2015/158 Karar sayılı kararının sanık Rıfat … müdafiinin temyizine ilişkin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 28.12.2022 tarihli ve 7-2015/400194 sayılı, bozma görüşlü Ek Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

B. Ek Karara Yönelik Hukuki Süreç
Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.10.2015 tarihli ve 2014/285 Esas, 2015/158 Karar sayılı ek kararı ile sanık …’in temyiz başvurusu hakkında, 1412 sayılı Kanun’un 315 inci maddesinin birinci fıkrası gereği “sanığa 14.07.2015 tarihinde tebligatın bizzat yapılması nedeniyle usulüne uygun olduğundan, temyiz isteminin süre yönünden reddine” karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık …’in Ek Karara Yönelik Temyiz Sebepleri;
06.10.2015 tarihli ve 2014/285 Esas, 2015/158 Karar sayılı ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ve sair sebeplere ilişkindir.

B. Sanık Rıfat … Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
Gerekçeli karar tebliğinin usulsüz olduğuna, tebligat yapılan sanığın babasının aynı adreste birlikte oturmadığına, eski hale getirme talepli olarak öğrenme tarihi olan 23.05.2016 tarihinin tebliğ tarihi olarak belirlenmesine, eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, suçun unsurlarının oluşmadığına ilişkindir.

C. Katılan … İdaresi Vekilinin Asıl Karara Yönelik Temyiz Sebepleri;
Suçun işlenmesinde kullanılan nakil aracının müsaderesi yerine iadesine ve sair sebeplere ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Cizre İdil Karayolu Düzova Jandarma Karakol Komutanlığı önünde Cizre Sulh Ceza Mahkemesinin 2013/973 Değişik İş sayılı önleme aramasına istinaden yapılan kontrolde, sürücülüğünü sanık Rıfat …’in yaptığı, malen sorumlu … adına kayıtlı bulunan 35 DER 21 plakalı araçta yapılan aramada, araçta yolcu olarak bulunan sanık …’e ait 600 adet gümrük kaçağı alkollü içkinin ele geçirildiği anlaşılmıştır.

2. Sanık Rıfat … tüm aşamalarda suçlamayı kabul etmemiş, malen sorumluya ait aracı kendisinin çalıştırdığını, daha önce tanımadığı sanık …’e ait eşyayı taşıdığını, eşyanın kutu kola olduğunu sandığını, içki olduğunu bilmediğini belirtmiştir.

3. Sanık … aşamalarda, içkileri tanımadığı kamyon şoföründen aldığını, taşıma için daha önce tanımadığı sanık Rıfat … ile anlaştığını ve taşınacak eşyanın kutu kola olduğunu söylediğini, içkilerin kaçak olduğunu bilmediğini savunmuştur.

4. İddianamede nakil aracı hakkında müsadere talebi bulunmadığı, trafik sicil kaydında tedbir şerhi bulunduğu anlaşılmıştır.

5. Dosyada mevcut kaçak eşyaya mahsus tespit varakasında, eşyanın gümrüklenmiş değerinin 32.284,38 TL, bilirkişi raporunda ise 15.716,96 TL olduğu tespit edilmiştir.

6. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun 27.01.2015 tarihli iletişimin tespitine ilişkin kayıtlar dosya arasında bulunduğu anlaşılmıştır.

7. Sanıkların adli sicil kayıtları dosyasında bulunduğu tespit edilmiştir.

IV. GEREKÇE
A.Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.10.2015 tarihli ve 2014/285 Esas, 2015/158 Karar sayılı Ek Kararı Yönünden
Sanık … hakkında verilen gıyabi kararın sanığın MERNİS adresinde Tebligat Kanun’un 21 inci maddesinin birinci fıkrasına göre 24.06.2015 tarihinde tebliği yapılmış ise de; sanığın yargılama aşamasında mahkemesine bildirdiği adres farklı olup, öncelikle sanığın bildirdiği adrese tebligat çıkartılıp iade olması halinde MERNİS adresine tebligat çıkartılması gerektiği gözetilmediğinden usulsüz olduğu anlaşılmıştır.

Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.10.2015 tarihli ve 2014/285 Esas, 2015/158 Karar sayılı Ek Kararında sanığa yapılan 14.07.2015 tarihli tebligatın bizzat tebliğ edilmesi nedeniyle sanığın temyiz isteminin süre yönünden reddine karar verilmiş ise de; 14.07.2015 tarihli tebligat evrakında gerekçeli karar evrakının bulunduğuna dair şerh görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.10.2015 tarihli ve 2014/285 Esas, 2015/158 Karar sayılı ek kararının kaldırılarak, sanık …’in öğrenme üzerine temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenmiştir.

B.Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.05.2015 tarihli ve 2014/285 Esas, 2015/158 Karar sayılı Asıl Kararı Yönünden
1.Ele geçen eşyanın 23 koli içerisinde 600 adet olması, ticari miktar ve mahiyette bulunması, sanıklar arasında olay tarihinden önce iletişimin bulunması nedeniyle sanık Rıfat …’in savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğuna dair mahkeme gerekçesinde isabetsizlik görülmemiştir.

2.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan … İdaresi vekili ve sanık … ve sanık Rıfat … müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

3.Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eylemlerinin 11.04.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin on sekizinci fıkrasının son cümlesi delaletiyle anılan Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci ve aynı maddenin onuncu fıkraları kapsamında bulunduğu;
10.12.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrası “23 üncü” fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek, hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun(7242 sayılı Kanun)’un 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanıklar

lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Kanun’un 62 inci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,

Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası ile 6545 ve 7242 sayılı Kanunlar ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrasının yollamasıyla 3 üncü maddesinin beş, on, yirmiikinci fıkrası ve 5 inci maddesinin ikinci fıkrası hükümleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı Kanun’un 7 inci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanuna eklenen geçici 12 inci maddenin ikinci fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının ilgili mahkemesince saptanması gerekmektedir.

4.24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

5.Sanık Rıfat … hakkında hem adli para cezası, hem de hapis cezası verildiği ve adli para cezaları için 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesine göre tekerrür hükümleri uygulanamayacağı halde tekerrür hükümleri uygulanmasına karar verilirken hiç bir ayrım yapmaksızın sanığın cezasının 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesinin altıncı fıkrası gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,

6.Ele geçen 600 adet kaçak içkinin 60 adeti hakkında dava açıldığı, dava açılmayan kaçak içkiler yönünden ek savunma hakkı verilek müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuştur.

7.5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasında yer verilen; “Hüküm fıkrasında, 223 üncü maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.
” şeklindeki düzenleme karşısında, dava konusu kaçak içkilerin 5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası delaletiyle 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince müsaderesine karar verilmesi gerekirken uygulama maddelerinin ilgili fıkraları gösterilmeden müsaderesine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.

8.Nakil aracı hakkında dava bulunmadığından, trafik sicil kaydı üzerindeki şerhin kaldırılması ile yetinilmesi gerekirken, müsadere koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmesi yapılarak müsaderesine yer olmadığına karar verilmesi, isabetli bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (B-3, 4, 5, 6, 7, 8) paragraflarında açıklanan nedenlerle Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.05.2015 tarihli ve 2014/285 Esas, 2015/158 Karar sayılı kararına yönelik katılan … İdaresi vekili ve sanık … ve sanık Rıfat … müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun, kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.01.2023 tarihinde karar verildi.