YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/17137
KARAR NO : 2023/711
KARAR TARİHİ : 23.01.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/356 E., 2021/567 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na Muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, kaçak eşyanın ve nakil aracının müsaderesi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Gevaş Asliye Ceza Mahkemesinin 18.12.2014 tarihli ve 2013/543 Esas, 2014/733 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 6111 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun (5607 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası,
5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesi ve 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesi uyarınca erteli 1 yıl 8 ay hapis ve 4166 gün karşılığı 83.320,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, kaçak eşyanın ve nakil aracının müsaderesine karar verilmiştir.
2.Gevaş Asliye Ceza Mahkemesinin 18.12.2014 tarihli ve 2013/543 Esas, 2014/733 Karar sayılı kararının katılan … İdaresi vekili ve sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 10.02.2021 tarihli ve 2018/4685 Esas, 2021/1901 Karar sayılı ilâmıyla;
“…Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre de;
1. 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Yasanın 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin, 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’nda yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nun 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK’nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “basit yargılama usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2. Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3. Suça konu kaçak eşyaların 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaleti ile TCK’nun 54/4. maddesi, suçta kullanılan nakil aracının 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaleti ile TCK’nun 54/1. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,…” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
3.Gevaş Asliye Ceza Mahkemesinin 10.09.2021 tarihli ve 2021/356 Esas, 2021/567 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 6111 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi, 5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası yollamasıyla 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası yollamasıyla 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca erteli 1 yıl 8 ay hapis ve 833 gün karşılığı 16.660,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, kaçak eşyanın ve nakil aracının müsaderesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan … İdaresi vekilinin temyiz isteği, kararın usul, yasa ve hakkaniyete aykırı olduğuna, sanık hakkında alt sınırdan hüküm kurulması ve eşyanın değerinin hafif kabul edilerek sonuç cezaya hükmedilmesi sebebiyle kararın kaldırılması gerektiğine, kamu zararı karşılanmadığından cezanın ertelenmemesi gerektiğine, kararda somut gerekçe gösterilmeden sanığın suç işlemeyeceği yönünde izlenim bıraktığı gerekçesiyle cezanın ertelenmesinin hukuka aykırı olduğuna, sanığın işlediği suçtan dolayı hiçbir yaptırımla karşılaşmadığına, topluma verdiği zararların sonuçlarıyla yüzleşmediğine, bu nedenle erteleme kararının kaldırılması gerektiğine veya kamu zararı tahsil edilerek ertelenmesine karar verilmesi gerektiğine, ayrıca kararı aleyhe olan tüm hususlar yönünden temyiz ettiklerine, açıklanan ve resen göz önüne alınacak nedenlerle hükmün bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Olay tutanağı ve dosya kapsamına göre, kolluk görevlileri tarafından oluşturulan uygulama noktasında saat 19.40 sıralarında sanığın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın durdurulduğu, önleme araması kararına istinaden yapılan aramada, aracın tabanının yükseltilerek hazırlanmış olan zula bölme içerisinde muhtelif markalarda, faturasız, toplam 3045 adet gümrük kaçağı cep telefonu ele geçirilmiştir.
2.07.11.2012 tarihli bilirkişi raporuna göre, aracın alt kısmının sonradan yaklaşık 15 cm yükseltilerek gizli bir bölmenin oluşturulduğu, gizli bölmenin bu araçta suçun işlenmesini kolaylaştıracak ve fiilin ortaya çıkmasını engelleyecek şekilde özel olarak hazırlanmış gizli bir tertibat olmasından dolayı zula niteliği taşıdığı ve ele geçen cep telefonlarının hacim itibariyle aracın ağırlıklı bölümünü oluşturduğu tespit edilmiştir.
3.Sanık 07.11.2012 tarihinde savcı huzurunda alınan savunmasında, bölgede terör tehditi olduğu için telefonları aracın bazı bölümlerine zula şeklinde yerleştirdiğini, bozma öncesi 17.02.2014 tarihinde talimat mahkemesinde alınan savunmasında, paraya ihtiyacı olduğu için cep telefonlarını 500,00 TL karşılığında taşıdığını, bozma üzerine 02.09.2021 tarihinde talimat mahkemesinde alınan savunmasında, sadece faturalı olduğu kendisine söylenen cep telefonlarını ücret karşılığında taşıdığını, kaçak olup olmadığı konusunda bir bilgisinin olmadığını beyan etmiştir.
4.Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği saptanmıştır.
IV. GEREKÇE
1.Gevaş Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.09.2021 tarihli ve 2021/356 Esas, 2021/567 Karar sayılı kararında; olay tutanağı, 07.11.2012 tarihli bilirkişi raporu, sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre, sanıktan ele geçen gümrük kaçağı cep telefonlarının miktarı ve değeri nazara alındığında ticari mahiyette olduğu gözetilerek, sanığın suça konu kaçak cep telefonlarını ticari amaçla bulundurduğunun kabul edilmesi nedeniyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan … İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Gevaş Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.09.2021 tarihli ve 2021/356 Esas, 2021/567 Karar sayılı kararında katılan … İdaresi vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan … İdaresi vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.01.2023 tarihinde karar verildi.