Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2022/16207 E. 2023/1114 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/16207
KARAR NO : 2023/1114
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/119 E., 2022/3 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na Muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, kaçak eşyanın müsaderesi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme

neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.10.2014 tarihli ve 2014/421 Esas, 2014/725 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan, 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi, 52 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, hapis cezasının 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca ertelenmesine, 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 2 yıl denetim süresi belirlenmesine, suça konu kaçak petrolün 5607 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesinin (A) fıkrası uyarınca müsaderesine, dava konusu akaryakıtın karar kesinleşinceye kadar tasfiye edilmesi halinde bedelinin hazineye irad kaydına, suça konu kaçak eşyanın naklinde kullanılan 214629 plakalı aracın müsaderesine yer olmadığına, aracın karar kesinleşmesi beklenmeksizin teminatsız olarak sanığa iadesine, sanığın gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin 5237 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi uyarınca cezasından mahsubuna karar verilmiştir.

2.Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.10.2014 tarihli ve 2014/421 Esas, 2014/725 Karar sayılı kararının sanık müdafii ve katılan … İdaresi vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 24.06.2020 tarihli ve 2019/13396 Esas, 2020/8332 Karar sayılı kararı ile;
“1-Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine ilişkin hükme yönelik incelemede;
Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden temyiz davasının esastan reddiyle hükmün onanmasına,
2-Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu’nun (7242 sayılı Kanun) 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmi ikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddenin ikinci fıkrası değişen ve lehe sonuç doğuran kanun maddelerinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının yerel mahkemece saptanması ve sonucuna göre yeniden hüküm kurulması zorunluluğu,”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.Bozma üzerine Kilis 1 Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.01.2022 tarihli ve 2021/119 Esas, 2022/3 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan, 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrasının son cümlesi delaletiyle aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci, onuncu ve yirmiikinci fıkraları, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 10 ay hapis ve 20,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca ertelenmesine, 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 1 yıl denetim süresi belirlenmesine, suça konu kaçak petrolün 5607 sayılı Kanun’un 16

ncı maddesinin (A) fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca müsaderesine, dava konusu akaryakıtın karar kesinleşinceye kadar tasfiye edilmesi halinde bedelinin hazineye irad kaydına, sanığın gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin 5237 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi uyarınca cezasından mahsubuna, katılan … İdaresi lehine 5.100,00 TL vekalet ücretinin sanıklardan ve suça sürüklenen çocuktan eşit olarak alınarak müdahil kuruma verilmesine karar verilmiştir.

4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 06.12.2022 tarihli ve 2022/38122 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz isteği; sanığın suç işleme kastıyla hareket etmediğinden ve herhangi bir suç da işlemediğinden hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken ceza verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek açıklanan ve re’sen gözetilecek nedenlerle kararın bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Olay tutanağına göre, önleme araması kararına istinaden kolluk görevlilerince yapılan uygulama esnasında sanığın sevk ve idaresindeki araçta yapılan aramada 260 litre kaçak akaryakıt ele geçirildiği anlaşılmıştır.

2. Kaçak eşyaya mahsus tespit varakası dava dosyasında bulunmaktadır.

3.Ele geçen akaryakıtın Ulusal Marker ölçümünde marker seviyesinin geçersiz bulunduğu görüşünü belirten 14.05.2014 tarihli İnönü Üniversitesi Akaryakıt/Petrol Analiz Laboratuvarı tarafından düzenlenmiş Motorin Analiz Raporu dosya arasında bulunmaktadır.

4.Sanığın 27.04.2014 tarihinde gözaltına alındığına dair kayıtlar ile 28.04.2014-08.05.2014 tarihleri arasında müsnet suç nedeniyle tutuklu kaldığına dair tutukluluğa ait infaz bilgilerini gösterir belge dosya arasında bulunmaktadır.

5.Sanığın savunmalarında üzerine atılı suçlamayı kabul ettiğini beyan ettiği belirlenmiştir.

6.Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği saptanmıştır.

IV. GEREKÇE
1.”Olay ve Olgular” başlığı altında ayrıntılarına yer verilen delillere ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın sevk ve idaresindeki araçta yapılan aramada aracın yakıt deposu içinde suça konu 260 litre kaçak akaryakıt ele geçtiği, ulusal marker tespit tutanağı ve Motorin Analiz Raporuna göre ele geçen akaryakıtın Ulusal Marker ölçümünde marker seviyesinin geçersiz bulunduğu, sanığın 08.05.2014 tarihli savunmasında “260 litre kaçak motorini Reyhanlı’dan 180 TL vererek satın aldım. Ben ucuz bulduğum için bu motorini aldım. Tam olarak ne yapacağımı bilmiyordum. Motorini satabilirdim de kendi

ihtiyaçlarım için de kullanabilirdim. Üzerime atılı suçlamayı kabul ediyorum” şeklinde beyanda bulunarak suçunu ikrar ettiği anlaşılmakla, Mahkemece, sanığın atılı suçu işlediğinin sabit kabul edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

2.Sanık müdafinin aşağıda belirtilen hususların dışında yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine karar verilmiştir.

3.Sanık hakkında kurulan hüküm; sanık … hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçu bakımından herhangi bir görüş bildirmeyen Cumhuriyet savcısının, bu suçla ilgili esas hakkında görüşü alınmadan ve/veya bu yönde usulü eksiklikler giderilmeden dava konusu olay ile ilgisi bulunmayan sanıklar Hasan Mazlum, Mustafa Çalışır, Mehmet Bolkan ve Abdülkerim Mazlum hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçu bakımından esas hakkında görüşü alınarak yargılamaya devamla 5271 sayılı Kanun’un 261 ncı maddesinin birinci fıkrasına aykırı davranılması,

4.Sanık hakkında 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı halde, 5271 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrasının son cümlesi delaletiyle aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci ve onuncu fıkraları uyarınca mahkûmiyetine karar verilmesi,

5.15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının “Yedinci fıkrası hariç, 3 üncü maddede tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine;
a)Soruşturma evresi sona erinceye kadar ödediği takdirde, hakkında bu Kanun’da tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında,

b)Kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödediği takdirde, hakkında bu Kanun’da tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza üçte bir oranında indirilir. Bu husus, soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı tarafından şüpheliye ihtar edilir. Soruşturma evresinde ihtar yapılmaması hâlinde kovuşturma evresinde hâkim tarafından sanığa ihtar yapılır.” hükmünü içermesi karşısında;

Bozma ilamından sonra sanığa etkin pişmanlık konusunda usulüne uygun bir tebligat yapılmadığı gibi savunmasının da alınmadığı anlaşılmakla; usulüne uygun olarak tebligat yapılmak ya da savunması alınmak suretiyle etkin pişmanlık hükümleri açıkça anlatılarak soruşturma aşamasında ihtar yapılmayan sanığa gümrüklenmiş değerin iki katı tutarını ödemesi halinde 1/2 oranında indirim yapılacağının açıkça bildirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, savunma hakkı kısıtlanan sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması,

6.Suça konu kaçak akaryakıtın müsaderesi sırasında uygulanma imkanı olmayan 5607 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesinin (A) fıkrasının gösterilmesi,

7.Tek sanık bulunan olayda, katılan … İdaresi lehine hükmedilen vekalet ücretinin sanık …’den alınarak katılana verilmesi şeklinde karar verilmesi yerine sanıklardan ve suça sürüklenen

çocuktan eşit olarak alınarak katılana verilmesi şeklinde karar verilmesi suretiyle hükümde karışıklığa neden olunması,

8.Sanığın 27.04.2014 tarihinde gözaltında geçirdiği sürenin gerekçeli karar başlığında gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendine aykırı davranılması nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.01.2022 tarihli ve 2021/119 Esas, 2022/3 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.02.2023 tarihinde karar verildi.