Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2022/15527 E. 2023/1287 K. 07.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15527
KARAR NO : 2023/1287
KARAR TARİHİ : 07.02.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/27 E., 2021/329 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na Muhâlefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, müsadere
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Uludere Asliye Ceza Mahkemesinin 11.02.2010 tarihli ve 2009/101 Esas, 2010/55 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kaçakçılık suçundan 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun (5607 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi, aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 54 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 2 ay 20 gün hapis ve 22.200,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, kaçak eşyanın ve nakilde kullanılan bir adet atın müsaderesine karar verilmiştir.

2.Uludere Asliye Ceza Mahkemesinin 11.02.2010 tarihli ve 2009/101 Esas, 2010/55 sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 11.12.2013 tarihli ve 2013/525 Esas ve 2013/24409 Karar sayılı ilâmıyla; “Suç tarihinde sınırdan at sırtında kaçak sigara ile geçiş yaptığı sırada yakalanan sanık hakkında hakkaniyet ölçülerine aykırı olarak yalnızca dava konusu sigara miktarına dayanılıp yetersiz gerekçeyle teşdiden uygulama yapılmak suretiyle fazla ceza tayini,” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 11.12.2013 tarihli ve 2013/525 Esas, 2013/24409 Karar sayılı ilâmına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.11.2015 tarihli ve 2014/7-370 Esas ve 2015/371 karar sayılı kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir.

4.Uludere Asliye Ceza Mahkemesinin 21.09.2017 tarihli ve 2016/87 Esas, 2017/124 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kaçakçılık suçundan 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 51 inci maddesi ve 54 üncü maddesi uyarınca erteli 1 yıl 4 ay 20 gün hapis ve 2.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, kaçak eşya ve nakilde kullanılan atın müsaderesine karar verilmiştir.

5.Uludere Asliye Ceza Mahkemesinin 21.09.2017 tarihli 2016/87 Esas, 2017/124 sayılı kararının sanık ve katılan Gümrük İdaresi vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 23.12.2020 tarihli ve 2018/13364 Esas ve 2020/19412 Karar sayılı ilâmıyla; “Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 inci ve 62 nci maddeleri ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun kapsamında getirilen lehe düzenlemelerin 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddesinin ikinci fıkrası gözetilerek yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

6.Uludere Asliye Ceza Mahkemesinin 22.06.2021 tarihli 2021/27 Esas, 2021/329 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kaçakçılık suçundan 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi, aynı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 51 inci ve 54 üncü maddeleri uyarınca erteli 1 yıl 4 ay 20 gün hapis ve 2.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, kaçak eşya ve nakilde kullanılan atın müsaderesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri;
1.Sanığın evinin Irak sınırına 200 metre uzaklıkta olduğu, olay yerine yakın yerde hayvan otlattığı için kolluk güçlerinin sahipsiz atın kendisine ait olduğunu düşündükleri ve tutanak tuttuklarını ancak sanığın suçu işlemediği için beraatine karar verilmesi gerektiğine,

2. Sanığa 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasından hüküm tesisine,

3.Dava zamanaşımından kamu davasının düşürülmesi gerektiğine,

4.Sigaralar nedeniyle kamu zararı mevcut olmadığına ve şartları oluştuğu hâlde sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemesine,

5.Gümrüklenmiş değerin 2 katını ödeyebilmesi için sanığa makul bir süre verilmemesine,

6.Mahkemece somut bir gerekçe gösterilmeden hüküm kurulmasına,

7.Alt sınırdan uzaklaşarak hüküm kurulmasına,

8.Katılan kuruma önceki hükme göre daha fazla vekâlet ücretine hükmedilmesine,

9.Re’sen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulması talebine,
İlişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Suç tarihinde sanığın Irak ülkesinden Türkiye’ye yasadışı yollardan bir at ile birlikte giriş yaparken yakalandığı, atının üstünden toplam 3039 paket gümrük kaçağı sigara ele geçirildiği anlaşılmıştır.

2.Sanık savunmasında, atılı kaçakçılık suçunu inkar etmiş ise de; tutanak mümzi tanık beyanlarına göre olay günü sanığın kaçak sigara yüklü at ile birlikte yakaladığı belirlenmiştir.

3.29.01.2010 tarihli keşifte bilirkişi beyanında; sigaraların üzerinde herhangi bir tekel ibaresi bulunmadığı, yurda kaçak yollardan ithâl olunan sigaralardan olduğu bildirilmiştir.

4.Dosyada bulunan kaçak eşyaya mahsus tespit tutanağına göre ele geçen kaçak eşya için gümrüklenmiş değer 12.975,37 TL olarak tespit edilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Sanığa bozma sonrası yapılan yargılamada kamu zararının bizzat tebliğ edildiği cihetle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

2.Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesi kapsamında kaldığı, sanığın eyleminin suç tarihinden sonra 11.04.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası kapsamında kaldığı ve hâlen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun ile değişik 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrasının son cümlesi yollaması ile aynı maddenin birinci ve onuncu fıkraları ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,

10.12.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanunu’nun 8 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasının “yirmiüçüncü” fıkra olarak değiştirildiği gözetilerek, hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması hâlinde verilecek cezalar yarısına kadar,

pek hafif olması hâlinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine yine aynı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hâle geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi hâlinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,

Suç tarihinde yürürlükte olan 5607 sayılı Kanun ile 6545 ve 7242 sayılı Kanunlar ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrasının son cümlesi yollamasıyla aynı maddenin birinci ve onuncu fıkraları ve aynı maddenin yirmiüçüncü fıkrası ile 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukukî durumunun, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi nazara alınarak değerlendirilmesi ve sonucuna göre uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

3.Sanıktan ele geçen kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin hafif olduğu ve hükümde teşdit gerekçesi belirtilmeden alt sınırdan uzaklaşarak hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

4.Suç tarihinde yürürlükte olan 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının “Yedinci fıkrası hariç, 3 üncü maddede tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek, soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hâzinesine ödediği takdirde, hakkında, bu kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde uygulanmaz” hükmünü içerdiği, 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik gereği kovuşturma aşamasında da etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hâle geldiği ve 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi kapsamında “Soruşturma evresinde, ihtar yapılmaması hâlinde kovuşturma evresinde hâkim tarafından sanığa ihtar yapılır” düzenlemesinin getirildiği cihetle, soruşturma aşamasında kendisine etkin pişmanlık hususunda ihtarat yapılmayan sanık hakkında, Dairemizin 23.12.2020 tarihli ve 2018/13364 Esas, 2020/19412 Karar sayılı bozma ilâmı üzerine, mahkemece sanığa yapılan etkin pişmanlık ihtarında suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine ödediği takdirde cezada yapılacak indirim oranının “1/2” olacağının bildirilmesi gerekirken, sanığa “1/3” oranında indirim yapılacağı bildirilmek suretiyle sanığın yanıltılması ve bu itibarla ödeme yapmadığından bahisle hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanmaması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (2, 3 ve 4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle Uludere Asliye Ceza Mahkemesinin 22.06.2021 tarihli 2021/27 Esas, 2021/329 karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

07.02.2023 tarihinde karar verildi.