Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2022/15463 E. 2023/5505 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/15463
KARAR NO : 2023/5505
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : İlk derece mahkemesinin hükmü kaldırılarak, sanık hakkında
mahkûmiyet kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 12.03.2021 tarihli ve 2019/140 Esas, 2021/62 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kaçakçılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan davada 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

2.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 01.03.2022 tarihli ve 2021/2474 Esas,
2022/1515 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik katılan vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme neticesinde aynı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan anılan Kanun’un 3 üncü maddesinin ikinci ve yirmiikinci fıkraları uyarınca neticeten 3 yıl 1 … 15 gün hapis ve 37.500,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, resmi belgede sahtecilik suçundan ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 204 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca neticeten 2 yıl 1 … hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz nedenleri; ana dava dosyası yönünden yerel mahkemenin gerekçeli kararında, bilirkişi raporunda, istinaf incelemesinde de aynı tespitlerle sanığın cezai sorumluluğunun bulunmadığına kanaat getirildiği halde ana dava dosyası yönünden sanığın beraat kararının onanması ve vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine, birleşen dava dosyası yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılmasının eksik ve hatalı tespitlere dayandığına, bilirkişi raporunda beyanname konusu eşyaların kırmızı hattan işlem gördüğü ve uyumlu olduğunun, beyanname eki faturalar ile bankaya ibraz edilen faturaların tutarlarındaki farklılığın 5607 sayılı Kanun kapsamında olmadığının belirtildiğine, beyanname konusu eşyanın pilli fener olduğu ve gerçek değerinden ithal edildiğine, eşyaların gerçek değeri araştırılmadan doğrudan banka hareketleri dikkate alınarak mahkumiyet kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğuna, gümrük açısından önemli olanın ülkeye giren malların gerçeğe uygun beyan edilip edilmediği hususu olduğuna, beyanname ve eki faturalar uyumlu olduğundan resmi belgede sahtecilik suçunun da oluşmadığına, kararın bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
1.Ambarlı Gümrük Müdürlüğünce, sanığın yetkilisi olduğu Murat Group Gümrükleme İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi isimli firma adına tescilli, 16.01.2017 tarihli ve IM007894 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesinde yer alan evraklar ile eşyanın ülkemize getirildiği Yunanistan ülkesinden transit refakat belgesi ve eklerinin onaylı örneğinin temin edilerek incelenmesinde, beyannamede eşya kıymetinin düşük gösterilerek eksik vergi ödemek suretiyle sanık hakkında kaçakçılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından iddianamenin düzenlendiği, dosyanın Mahkemenin 2019/140 Esas sayısına kaydedildiği, aynı firma tarafından muhtelif tarih ve sayılı 14 adet serbest dolaşıma giriş beyannamelerine ekli olup, gümrük idaresine sunulan faturalar ile fatura numarası bire bir örtüşen ve bankaya ibraz edilen faturalardaki tutarlar arasında farklılıklar olduğunun tespit edildiği, böylelikle sanığın beyannamelerde eşya kıymetini düşük gösterdiği, eşya bedelinin ise ihracatçı firmaya bankaya ibraz edilen faturalar üzerinden yapıldığı, sonuç olarak gümrük idaresine yapılan yanlış beyan ve ibraz edilen sahte faturalar ile gümrük vergileri eksik ödenerek eşyanın serbest dolaşıma sokulduğu iddiası ile kaçakçılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından iddianame düzenlenerek Mahkemenin 2019/165 Esas sayısında hukuki ve fiili irtibat nedeniyle 2019/140 Esas sayılı dava dosyasında birleştirilmesi kararı verilmiştir.

2.Sanık aşamalarda alınan savunmalarında, mahreç firmadan şarjlı el feneri sipariş ederek ödemeleri gerçekleştirdiklerini, şarjlı el feneri için tareks belgesinin gerekmesi, iç hukuktaki prosedürlerle

uğraşmamak için siparişi pilli el feneri olarak değiştirdiklerini, beyanname ve eki faturaların bununla uyumlu olduğunu, eşyaların kırmızı hatta işlem görerek kapandığını, banka kanalıyla fazla ödemeleri mahsup ettiklerini, suçu kabul etmediğini beyan etmiştir.

3.Dosyaya alınan bilirkişi raporuna göre, dava konusu 12 adet beyannamenin kırmızı hat fiziki muayene kriterine göre, 2 adet beyannamenin ise sarı hat fiziki muayene kriterine göre işleme alındığı, gümrükte yapılan kontrollerde eşyaların beyanlara uygun olduğu, herhangi bir eksikliğin olmadığı, satış bedeli yöntemine göre ibraz edilen faturaların beyanlara uygun olduğunun tespit edildiği, beyannamelere ekli olan faturalar ile bankaya ibraz edilen faturalardaki farkın vergi farkı olduğu ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu kapsamında kaldığı belirtilmiştir.

4.Mahkeme sanığın suç kastıyla hareket ettiğine dair kesin kanaate varılamadığından atılı suçlardan beraatine karar vermiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
1.Ana dava dosyası yönünden; 16.01.2017 tarihli IM007894 sayılı beyanname muhteviyatı eşyanın kırmızı hat fiziki muayene kriterine göre beyana uygun olduğu ve onaylandığı, eşyanın beyan edildiği şekliyle miktar, adet, kg, eşya ve kıymetin fatura ve evraklara uygun olduğu tespit edildiğinden sanığın cezai sorumluluğunun bulunmadığına karar verilmiştir.

2.Birleşen dava dosyası yönünden; toplam 14 adet muhtelif tarih ve sayılarda idareye sunulan serbest dolaşıma giriş beyannamelerinde gümrük idaresine beyan edilen evraklardaki faturalarda yapılan kontrol sonucunda bankaya ibraz edilen faturalar arasında miktar farklılıklarının olduğu ve toplamda tespit edilen farklar nedeniyle eksik ödenen vergi miktarının 148.400,58 TL olduğu, böylece sanığın Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesine ekli faturaları düşük göstererek münderecatı itibarı ile gerçeğe aykırı resmi belge niteliğindeki Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesini kullanarak 5237 sayılı Kanun’un 204 üncü maddesinin birinci fıkrası anlamında resmi evrakta sahtecilik suçunu işlediği sabit olup, bu şekilde gerçekleştirdiği eylem nedeniyle belirtilen şekilde eksik vergi ödemek suretiyle gerçeğe aykırı belge kullanarak 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası kapsamında kaçakçılık suçunun da sübut bulduğu gerekçesiyle mahkumiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Bölge Adliye Mahkemesince gerekçe kısmında ana dava dosyası yönünden sanığın cezai sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmiş ise de, hüküm fıkrasında bu hususta karar verilmediğinden, temyiz inceleme dışı bırakılarak mahallinde her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür.

2.5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasının 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasından önce uygulanması sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Bölge Adliye Mahkemesinin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 01.03.2022 tarihli ve 2021/2474 Esas, 2022/1515 Karar sayılı kararında sanık müdafiince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bakırköy 1.Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

31.05.2023 tarihinde karar verildi.