YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14959
KARAR NO : 2023/2242
KARAR TARİHİ : 13.03.2023
B O Z M A Ü Z E R İ N E
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2018/303 E., 2019/320 K.
MALEN SORUMLU : …
SUÇ : 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Nakil aracının müsaderesi, vekâlet ücreti
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Başkale (Kapatılan) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.03.2011 tarihli ve 2010/102 Esas, 2011/35 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na (5015 sayılı Kanun) muhalefet suçundan aynı Kanun’un Ek 5 inci maddesinin birinci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci ve aynı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 51 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00
TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, ertelemeye ve denetim süresine, hak yoksunluğuna, suça konu kaçak eşya ile nakil aracının 5015 sayılı Kanun’un Ek 5 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince müsaderesine, katılan kurum lehine vekâlet ücretine karar verilmiştir.
2.Başkale (Kapatılan) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.03.2011 tarihli ve 2010/102 Esas, 2011/35 Karar sayılı kararının katılan Gümrük İdaresi vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 30.10.2017 tarihli ve 2015/12181 Esas, 2017/8594 Karar sayılı ilâmıyla;
“…1-Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum adına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekâlet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmolunması,
2-24.11.2015 günlü 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
TCK.nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, mahkum olduğu kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık hakkında anılan maddenin l. fıkrasının (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından uygulanmasına yer olmadığına, alt soyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık … ve katılan … vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince, hüküm fıkrasının (13.) bendinde yer alan “… A.A.Ü.T göre belirlenen 200,00 TL dilekçe ücretinin…” ibaresi çıkartılarak yerine “…karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin…” ibaresinin eklenmesi ve ayrıca hükümden TCK.nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin (11.) bendinin çıkartılması, yerine “24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararındaki iptal edilen hususlar gözetilerek, 5237 sayılı TCK.nun 53/1-2-3. madde ve fıkralarının tatbikine,” ibaresinin eklenmesi ile diğer hususların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Suçta kullanılan nakil aracına yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Araç maliki olduğu belirtilen … malen sorumlu sıfatı ile duruşmadan haberdar edilmeden yokluğunda yargılama yapılarak hüküm verildiği gözetilerek; nakil aracının ruhsat bilgileri getirtilip malen sorumlu belirlendikten sonra, nakil aracının kayden maliki dinlenerek ve aracın iyi niyetli 3. kişiye ait olup olmadığı değerlendirilip, ele geçen suça konu eşyanın değeri ile nakil vasıtasının değeri itibariyle 5237 sayılı TCK.nun 54/3. maddesince müsaderenin hakkaniyete uygun olup olmadığı da tartışılarak sonucuna göre nakil aracının müsaderesi ya da iadesi yönünde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde müsadere kararı verilmesi,…” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
3.Başkale 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.11.2019 tarihli ve 2018/303 Esas, 2019/320 Karar sayılı kararıyla suçta kullanılan nakil aracının 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesi gereği müsaderesine, katılan kurum lehine 2.725,00 TL vekâlet ücretine, karar verilmiştir.
4.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 28.11.2022 tarihli ve 2022/109489 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri; sanığın nakil aracının müsaderesi kararından zarar gördüğüne, müsadere şartının bulunmadığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.19.02.2010 tarihinde, sürücüsü sanık olan malen sorumlu adına kayıtlı açık kasa kamyonun kasa kısmında 70 adet jelikan içerisinde toplam 4.200 litre kaçak motorin ele geçirilmiştir.
2.Sanık bozma öncesindeki savunmasında, nakil aracı ile ele geçirilen kaçak motorinin kendisine ait olmadığını beyan etmiştir.
3.Bozma sonrasında dinlenen malen sorumlu, nakil aracını suç tarihinden önce sattığını, suça konu eşya ve nakil aracıyla bir ilgisinin bulunmadığını, davaya katılmak istemediğini beyan etmiştir.
4.Kaçak eşyanın araçta taşınması, aracın yüküne göre miktar ve ağırlık bakımından ağrılıklı bölümünü oluşturduğuna ve eşyanın nakli için nakil aracının gerekli bulunduğuna dair bilirkişi raporunun dava dosyasında bulunduğu anlaşılmıştır.
5.Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği saptanmıştır.
IV. GEREKÇE
1.Malen sorumlunun suçta kullanılan aracı suç tarihinden önce sattığını beyan etmesi, bilirkişi raporuna göre ele geçirilen kaçak eşyanın, nakil vasıtasının yüküne göre miktar ve hacim bakımından ağırlıklı bölümünü oluşturması karşısında, nakil vasıtasının müsaderesi için 5607 sayılı Kaçakçılıkça Mücadele Kanunu’nun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen şartların oluştuğu, 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinde yer alan hakkaniyet kuralına da aykırı olmadığı dikkate alınarak aracın müsaderesine ilişkin yerel mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2.Sanık hakkındaki mahkûmiyet hükmü ile katılan kurum lehine hükmedilen vekâlet ücretinin, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 30.10.2017 tarihli ve 2015/12181 Esas, 2017/8594 Karar sayılı ilâmıyla düzeltilerek onanmasına karar verilmek suretiyle kesinleşmesi, nakil aracına yönelik kararın güvenlik tedbiri niteliğinde bulunması karşısında, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca katılan kurum lehine vekâlet ücretine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuş, söz konusu hukuka aykırılığın Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, Başkale 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 19.11.2019 tarihli ve 2018/303 Esas, 2019/320 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi
gereği hüküm fıkrasında yer alan “…2-Katılan kurum duruşmada kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’ye göre hesap ve takdir edilen 2.725,00 TL vekâlet ücretinin sanıklardan tahsili ile katılan Gümrük Müdürlüğü’ne verilmesine,…” ifadesinin çıkarılması suretiyle hükmün, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.03.2023 tarihinde karar verildi.