Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2022/14835 E. 2023/5419 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14835
KARAR NO : 2023/5419
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.03.2020 tarihli ve 2019/817 Esas, 2020/166 Karar sayılı kararı ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan sanık hakkında neticeten; 10 … hapis cezasından çevrili 6.000 TL ve doğrudan hükmedilen 50 gün karşılığı 1.000 TL adlî para cezasına karar verilmiştir.

2.İşbu kararın sanık müdafii ve katılan Gümrük İdaresi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 28.06.2021 tarihli ve 2020/1949 Esas, 2021/1861 Karar

sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin mahkûmiyet kararı kaldırılarak sanık hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan, beraat kararı verilmek suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz sebepleri; suç konusu eşyalarla ilgili gerçek beyanın verilmesi ve vergilerin eksiksiz ödenmesi suretiyle geçerli bir gümrük işlemi tesis edilmediğine, kasıtlı olarak gerekli vergiler ödenmeden eşyanın yurda kaçak sokulduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.Davaya konu 29.08.2013 ve 09.09.2013 tarihli Serbest Dolaşıma Giriş Beyannameleri ile Transit Refakat Belgesi muhteviyatı kol saati, çanta, bileklik, yüzük ve aksesuar cinsinde 1106 adet eşya ile ilgili olarak yürütülen soruşturma sürecinde 19.02.2015 tarihli dilekçe ile eşyaların tasfiye edilmek üzere Gümrük İdaresi’ne terk edildiği, şirket temsilcisi sanık hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan yürütülen soruşturma sonucunda, kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararın kesinleştiği, marka hakkına tecavüz suçundan yürütülen soruşturma kapsamında ise el konulan eşyaların adlî emanete alındığı, anılan soruşturma sonucunda da kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararın kesinleşmesi üzerine kararda belirtildiği gibi el konulan eşyaların sanığa iadesine karar verildiği, sanığın vekâletname ile yetkilendirdiği temyiz dışı sanık … tarafından eşyaların 04.05.2015 tarihinde adlî emanetten teslim alındığı, eşyaların gümrük işlemleri tamamlanarak serbest dolaşıma girmediği ve gümrük vergilerinin tahsil edilmediği anlaşılmıştır.

2.Sanık savunmasında, her iki takipsizlik kararı doğrultusunda ithâl eşyanın kaçak ve marka hakkına tecavüz kapsamından çıktığını ve Cumhuriyet savcılığının Gümrük İdaresine takipsizlik kararlarını tebliğ edip Gümrük İdaresinin tarafına ithalât vergisi tahakkuku yapacağını düşündüğünü, Gümrük İdaresine beyanname verdiğini, herhangi bir aldatıcı işleminin olmadığını, suç kastının bulunmadığını beyan etmiştir.

3.Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile iadesine karar verilen eşyanın teslim alınmasıyla gümrük yükümlülüğünün başladığı, sanığın yaptığı iş dikkate alındığında, eşyaların âkıbetinden eşyayı adlî emanetten teslim alma anında bilgi sahibi olduğu, eşyanın gümrük işlemlerinin tamamlanmadığı, vergilerinin ödenmediği konularını teslim anında bildiği, eşyanın terk dilekçesine rağmen Gümrük İdaresi’ne teslim edilmediği, eşyanın Gümrük İdaresi’nin bilgisi ve izni olmadan alındığı, gümrük sahası dışına çıkarıldığı gerekçesiyle sanığın üzerine atılı 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında kalan suçu işlediği İlk derece Mahkemesince kabul edilerek mahkûmiyetine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bir eşyanın kaçakçılık fiiline konu olması için gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın idarece belirlenen gümrük kapılarından veya kapı dışından izinsiz olarak yurda ithâl edilmesi gerektiği, oysa, sanık tarafından ithâl edilen suça konu eşyaların gümrük işlemlerine tabi tutulmaksızın ülkeye sokulmuş olmadığı, suça konu eşyaların ülkeye sokulmak için gümrüğe getirildiği ve hakkında yükümlü şirket

tarafından beyanname düzenlendiği, davaya konu beyannameleri düzenleyen şirket temsilcisi sanık hakkında kaçakçılık ve marka hakkına tecavüz suçlarından yürütülen soruşturmalar sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararların kesinleşmesi üzerine suça konu eşyanın sanığa iadesine karar verildiğinden suçun kanuni tanımındaki unsurların oluşmadığı gibi 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun (4458 sayılı Kanun) 197 nci maddesi birinci fıkrasında yer verilen “Gümrük vergileri, tahakkukundan hemen sonra yükümlüye tebliğ edilir” şeklindeki düzenlemeye nazaran sanık, kendisine vergi tahakkuku tebliği yapılacağını düşündüğünden atılı suçun kast unsuru bakımından da sübut bulmadığı anlaşılmakla Bölge Adliye Mahkemesi tarafından sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen mahkûmiyet kararı kaldırılarak sanığın beraatına karar verilmek suretiyle düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanığın temsilcisi olduğu şirketin dosyada mevcut serbest dolaşıma giriş beyannameleri ve transit refakat belgesine göre suça konu eşyaların yurda kanunî biçimde sokulmaya çalışıldığı, ancak suç soruşturmaları nedeniyle sanığın kusuru bulunmadan gümrük işlemlerinin sekteye uğradığı, nitekim suç duyurusu öncesinde Gümrük İdaresi’nce vergilerin eksik ödendiğine dair bilgilendirme yazısının sanık tarafından geciktirilmeden cevaplandırıldığı, soruşturmalar sonucunda Cumhuriyet savcılığı tarafından iade edilen suça konu eşyalarla ilgili olarak 4458 sayılı Kanun’un 197 nci maddesinin birinci fıkrası gereği Gümrük vergilerinin yükümlüye tebliğinden Gümrük İdaresi’nin sorumlu olduğu anlaşılmakla, geçerli bir gümrük işlemi tesis edilmediğine ve kasıtlı olarak gerekli vergiler ödenmeden eşyanın yurda kaçak sokulduğuna ilişkin temyiz sebebi reddedilip eşyaların kanunî biçimde yurda sokulmaya çalışıldığı kabul edilerek suçun kanuni tanımındaki unsurların oluşmaması ve sanığın atılı suçtan kastı bulunmaması nedeniyle İlk Derece Mahkemesinin mahkûmiyet kararı kaldırılarak Bölge Adliye Mahkemesince kurulan beraat hükmünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin, 28.06.2021 tarihli ve 2020/1949 Esas, 2021/1861 Karar sayılı kararında katılan Gümrük İdaresi vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

31.05.2023 tarihinde karar verildi.