Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2022/14520 E. 2023/1050 K. 25.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/14520
KARAR NO : 2023/1050
KARAR TARİHİ : 25.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/910 E., 2022/5 K.
SUÇ : 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Zamanaşımı nedeniyle düşme, müsadere, nakil aracının iadesi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.11.2013 tarihli, 2012/1637 Esas, 2013/1286 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kaçakçılık suçundan 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun(5607 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun(5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 51 inci maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesi gereği 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine, hak yoksunluklarına ve suçta kullanılan nakil vasıtası ile eşyanın müsaderesine karar verilmiştir.

2.Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.11.2013 tarihli, 2012/1637 Esas, 2013/1286 Karar sayılı kararının sanık ve katılan … vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 07.05.2019 tarihli ve 2015/16630 Esas, 2019/31062 Karar sayılı ilâmıyla;
“…5237 sayılı TCK’nun 7/2. maddesinin, aynı maddenin 1. fıkrası ile birlikte değerlendirilmesi sonucunda, sonradan yürürlüğe giren kanunun lehe hükümler içermesi halinde uygulanacağı, lehe hüküm içermemesi halinde ise suç tarihinde yürürlükte bulunan kanunun uygulanması gerektiği gözetilerek, sanıkların eylemine ilişkin olarak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11. Maddesinin sanıklar lehin hüküm içermediği anlaşılmakla, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5015 sayılı Yasanın ek 5/1. maddesi uyarınca sanıkların cezalandırılması yerine yazılı şekilde uygulama yapılması,
Uygulamaya göre;
a) 5237 sayılı TCK’nun 51/7. maddesi gereğince sanığın denetim süresi içinde kasıtla bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi gerektiği halde infazı kısıtlayacak şekilde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi,
b)24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, mahkum olduğu kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık hakkında anılan maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından uygulanmasına yer olmadığına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
c) Suçta kullanılan … plaka sayılı aracın ruhsat sahibinin … olduğu ve malen sorumlu Mahmut …’in 26/11/2013 tarihli duruşmada, bahse konu aracın ağabeyi …’e ait olduğunu ifade etmesi karşısında, iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olup olmadıkları ayrıca aracın hakkaniyet açısından durumu belirlendikten sonra müsaderesine ya da iadesine karar verilmesi gerekirken iddianamede müsaderesi talep edilmediği gibi ek savunma hakkı da verilmeden müsaderesine karar verilmesi, yine hüküm fıkrasında suç konusu akaryakıtın 5015 sayılı Kanunun Ek 5/1. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
d) Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan Gümrük İdaresi’nin davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.01.2022 tarihli ve 2019/910 Esas, 2022/5 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na muhalefet suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereği zamanaşımı nedeniyle düşme, suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesi ve eşyanın müsaderesi kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan … vekilinin temyiz sebepleri; zamanaşımına esas sürenin yanlış hesaplandığına, re’sen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Kolluk görevlilerince yurt içinde, 08.08.2012 tarihinde yapılan rutin yol kontrolü sırasında sanığın sevk ve idaresindeki araçta önleme araması kararına istinaden yapılan aramada, aracın kasasına yüklü tanktan yaklaşık 20.000 litre kaçak akaryakıtın ele geçirildiği anlaşılmıştır.

2.Sanık hakkında Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.11.2013 tarihli, 2012/1637 Esas, 2013/1286 Karar sayılı kararı ile mahkumiyet kararı verildiği görülmüştür.

IV. GEREKÇE
1.Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 07.05.2019 tarihli ve 2015/16630 Esas, 2019/31062 Karar sayılı ilâmıyla; sanığa atılı eylemin 5015 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında bulunduğu tespit edilmiştir.

2.Sanığın yargılama konusu eylemi için, 5015 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.

3.5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 26.11.2013 tarihli mahkûmiyet kararı olduğu ve bu tarihten, temyize konu hüküm tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu mahkemece belirlenmiş olmakla katılan vekilinin sürenin yanlış hesaplandığına ilişkin temyiz sebebi yerinde görülmemiş olup, zamanaşımı nedeniyle verilen düşme kararında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.01.2022 tarihli ve 2019/910 Esas, 2022/5 Karar sayılı kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

25.01.2023 tarihinde karar verildi.