Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2022/13908 E. 2023/1314 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13908
KARAR NO : 2023/1314
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/1823 E., 2021/443 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, kaçak eşyanın müsaderesi, nakil aracının iadesi
TEMYİZ EDENLER : Katılan … İdaresi vekili, sanık
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.01.2015 tarihli ve 2014/737 Esas, 2015/26 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kaçakçılık suçundan 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun (5607 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 54 üncü maddesi uyarınca suça konu kaçak sigaralar hakkında imha kararı verilmemişse müsaderesine, suçta kullanılan nakil aracının müsaderesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2.Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.01.2015 tarihli kararının sanık ve katılan vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 10.06.2020 tarihli ve 2017/2778 Esas, 2020/8706 Karar sayılı ilâmıyla;
“…Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre de;
Sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. maddesi uyarınca temel ceza belirlendikten sonra, aynı Yasanın 3/10. madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması, yine 3/22. fıkrasının da uygulama şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, doğrudan 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. madde ve fıkrasından yazılı şekilde hüküm tesisi…” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.02.2021 tarihli ve 2020/1823 Esas, 2021/443 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında kaçakçılık suçundan 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci, onuncu ve yirmiikinci fıkraları ile 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 3 yıl 24 ay hapis cezası ve 15.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun’un 53 üncü maddesi uyarınca hak yoksunluklarına, 54 üncü maddesi uyarınca imha edilmeyen suça konu kaçak sigaraların müsaderesine, katılan … İdaresi lehine vekalet ücreti verilmesine, suçta kullanılan nakil aracının müsaderesine yer olmadığına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan … İdaresi vekilinin temyiz sebebi; suçta kullanılan nakil aracının müsadere edilmesi gerektiğine ve re’sen gözönüne alınacak nedenlere ilişkindir.

2.Sanık …’ın temyiz sebebi; lehine hükümlerin uygulanmadığına, yeterli inceleme yapmadan karar verildiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Olay tutanağı ve dosya kapsamına göre; kolluk görevlilerince yapılan kontrollerde durdurulan sanığın sevk ve idaresindeki … plakalı araçta Batman 1. Sulh Ceza Mahkemesinden alınan önleme araması kararına istinaden yapılan aramada 3.600 karton kaçak sigara ele geçirildiği anlaşılmıştır.

2.Sanığın bozma öncesi alınan savunmasında atılı suçu ikrar ettiği, bozma sonrası alınan savunmasında ise önceki beyanlarını tekrar ederek, suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarını ve gümrük vergi miktarını ödeyecek maddi durumunun olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.

3.Sigaralara ilişkin bilirkişi raporunda; … ve GİB logolarını içerir bandrol bulundurmadığı, imhasının uygun olacağı görüşü bildirilmiştir.

IV.GEREKÇE
A.Nakil Aracının İadesi Yönünden
Sanığın savunması, malen sorumlunun beyanı ve tüm dosya kapsamından, nakil aracının sanık tarafından emaneten kullanıldığının anlaşıldığı, 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca müsadere kararı verilebilmesi için suçta kullanılan aracın iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmaması gerektiği, nakil aracının kaçakçılık suçunda kullanılması amacıyla sanığa teslim edildiğine ilişkin dosya kapsamında yeterli delil bulunmadığı gözetilerek araç ile ilgili müsadere talebinin reddine ve şerhin kaldırılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

B.Sanık Hakkında Kurulan Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
Sanık hakkında kurulan hüküm;
1.Suç tarihinde yürürlükte olan 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının “Yedinci fıkrası hariç, 3 üncü maddede tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek, soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hâzinesine ödediği takdirde, hakkında, bu kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde uygulanmaz” hükmünü içerdiği, 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik gereği kovuşturma aşamasında da etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi kapsamında “Soruşturma evresinde, ihtar yapılmaması hâlinde kovuşturma evresinde hâkim tarafından sanığa ihtar yapılır” düzenlemesinin getirildiği cihetle, soruşturma aşamasında kendisine etkin pişmanlık hususunda ihtarat yapılmayan sanık hakkında mahkemece sanığa yapılan etkin pişmanlık ihtarında suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hâzinesine ödediği takdirde cezada yapılacak indirim oranının “1/2” olacağının bildirilmesi gerekirken, sanığa “1/3” oranında indirim yapılacağı bildirilmek suretiyle sanığın yanıltılması ve bu itibarla ödeme yapmadığından bahisle hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanmaması,

2.Ele geçen kaçak sigaraların tümünün müsaderesi yerine imha edilmeyen sigaraların müsaderesine hükmedilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A.Nakil Aracının İadesi Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümünün (A) bendinde açıklanan nedenle Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.02.2021 tarihli ve 2020/1823 Esas, 2021/443 Karar sayılı kararında katılan … İdaresi vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan … İdaresi vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy çokluğuyla ONANMASINA,

B.Sanık Hakkında Kurulan Mahkûmiyet Hükmü Yönünden
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Batman 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.02.2021 tarihli ve 2020/1823 Esas, 2021/443 Karar sayılı kararına yönelik sanığın ve katılan … İdaresi vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

14.02.2023 tarihinde karar verildi.

(K.K.D.)

KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık … hakkında, 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün, sanık ve katılan … İdaresi vekili tarafından temyizi üzerine, sayın çoğunluğun sanığın da temyiz talebi olduğu halde nakil aracının iadesine ilişkin temyiz incelemesinin sadece katılan … İdaresinin temyizine hasredilmesi ile hükmün müsadereye ilişkin fıkrasının onanmasına dair kararı yerinde değildir. Şöyle ki;

1)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2019 tarih ve 2016/10-543 E, 2019/668 K nolu ilamında da belirtildiği üzere, suçta kullanılan ancak müsadere edilmeksizin aracın iadesine dair hükmün, cezayı aleyhe değiştirmeme ilkesi kapsamında değerlendirilemeyeceği dikkate alındığında, işlenen suça bağlı ve suçtan ayrılmayan, sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün sonucu doğrultusunda değerlendirilmesi gereken bir hüküm olduğu, bu nedenle de mahkumiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edildiği durumlarda da temyiz incelemesine konu edilebileceği, kaldı ki 7. Ceza Dairesinin 15.09.2022 tarih ve 2021/1265 E, 2022/12357 K ile 21.09.2022 tarih ve 2021/894 E, 2022/12287 K sayılı ilamları ve bir çok ilamında da sadece sanık temyiz ettiği halde sanığın temyizine göre araç müsaderesiyle ilgili karar verildiği de gözetildiğinde, sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün temyizi kapsamında aracın iadesine ilişkin hükmün sanığın temyizine göre de incelenmesi yerine, sadece katılan … İdaresi vekilinin temyizine hasren nakil aracının iadesine ilişkin hükmün temyiz incelemesine konu edilmesi yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.

2)Yerel Mahkemenin 23.02.2021 tarih ve 2021/443 K sayılı kararıyla sanığın 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan mahkumiyetine, suçta kullanılan aracın müsaderesine yer olmadığına karar verilmiştir. Temyiz incelemesi yapan Dairemiz, hükmün suçta kullanılan aracın müsaderesine yer olmadığına ilişkin fıkrasının onanmasına, mahkumiyete ilişkin kısmının ise bozulmasına karar vermiştir.

Esas hükümle birlikte Yargıtay’ın temyiz incelemesine tabi tutulan müsadere kararının, aynı davanın konusunu oluşturan suça doğrudan bağlı olduğu hallerde suça ilişkin mahkumiyet hükmü bozulduğunda, bu hükme bağlı olarak verilen müsadereye ilişkin hüküm fıkrasının onanması ya da düzeltilerek onanması mümkün değildir. Nitekim doktrindeki görüşler ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları da bu yöndedir. Hükmün bozulması durumunda hüküm tümüyle ortadan kalkar, kısmi kesinleşme olmaz. (Nurullah Kunter, Temyiz Kanunyolunda Reform, Cumhuriyetin Ellinci Yılında Ceza Adalet Reformunun İlkeleri Sempozyumu Kanun Yolları, İstanbul 1973, s 97; Feridun Yenisey, Ayşe Nuhoğlu, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin, 5. Baskı, Ankara, Ekim 2017, s. 963; Veli Özer Özbek, M. Nihat Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin, Ankara 2011, s. 733). Bir karar bozulmakla tümüyle ortadan kalkmış ve hukuki gerekliliğini yitirmiş olacağından mahkeme bozmaya uyarsa yeni bir hüküm kurmak zorundadır. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 14.11.1994 tarih ve 1994/5-262/280 E-K; 26.12.1994, 1994/1-350/375 E-K). Yukarda anlatılan doktrindeki görüşler ve Ceza Genel Kurulu kararlarına göre, özetle, bir karar hangi nedenle ve ne yönde bozulursa bozulsun tümüyle ortadan kalkacak ve hukuki sonuç doğurma özelliğini kaybedecektir. Yine; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11.07.2014 tarih ve 2014/66-365 E-K sayılı ilamı ile birçok ilamında, Dairemiz ile diğer Ceza Dairelerinin ilamlarında belirtildiği gibi müsadere kararı bir güvenlik tedbiri olmakla birlikte hükmün bir parçasını oluşturmaktadır. Müsadere kararı esas hükme konu suç ile doğrudan ilişkili ise, yani incelemeye konu dosyada olduğu gibi suçta kullanılan aracın müsaderesi işlenen suça bağlı olarak talep edilmişse, mahkemenin kurmuş olduğu hüküm bir bütün olup, bozma kararı verilmesi halinde hüküm tüm sonuçları ile ortadan kalkacak, yerel mahkemece bozma sonrası yapılacak yargılamada müsadere ile ilgili yeniden değerlendirme yapılarak bu konuda da karar verilecektir. Müsadere kararı esas hükme konu suç ile doğrudan ilişkili ise ancak asıl suç ve hükümle birlikte sonuç doğurabilir. Bu halde sadece müsaderenin infazı mümkün değildir. Hükmün bölünmek suretiyle, asıl suç ve hükümle birlikte sonuç doğuran müsadere ile ilgili fıkranın onanması, hükmün diğer kısımlarının bozulması halinde yerel mahkeme kararının ceza ve güvenlik tedbiri olarak birbirinden ayrıştırılması sonucunu doğuracaktır. Bunların yanı sıra 5237 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 54/3. maddesinde belirtildiği gibi müsadere kararının verilip verilmeyeceği mahkemenin takdirine bırakılan hallerde ki, dosyamızdaki müsadere hususu hakimin takdirinde olup, takdir yetkisinin ve mahkemenin direnme hakkının elinden alınması sonucuna neden olacaktır. Bunun tek istisnası müsadere kararı esas hükme konu suç ile doğrudan ilişkili olmayıp müsadere konusu eşyanın üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımının suç oluşturmasıdır. Tüm bu anlatılanlar dikkate alındığında hükmün suçta kullanılan aracın müsaderesine yer olmadığına ilişkin kısmının onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 14.02.2023