Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2022/13853 E. 2022/19398 K. 26.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13853
KARAR NO : 2022/19398
KARAR TARİHİ : 26.12.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, kaçak sigaraların ve aracın müsaderesine

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1. 10.12.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Yasanın 8. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3. maddesinin 22. fıkrası “23 üncü” fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek, hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2. 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde yapılan değişiklik öncesi anılan maddede öngörülen hapis cezası üst haddinin 2 yıl olduğu gözetilerek;
Anayasa Mahkemesi’nin 25.06.2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesinde hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin aynı Yasanın Geçici 5/1-d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle

belirli bir tarih itibarıyla hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan “…hükme bağlanmış…” ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK’nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin “basit yargılama usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3) Gerekçeli kararın nakil aracı ile ilgili kısmında “…Suçta kullanılan 73DS414 plakalı arasın resmi olarak … adına kayıtlı ancak sanık …’e ait olduğu…” belirtilmiş ise de, sanık …’ın soruşturma aşamasında 07.12.2012 tarihli beyanında aracın abisi Abdi Berk’e ait olduğunu beyan ettiği, talimat mahkemesinde alınan 15.05.2013 tarihli savunmasında önceki beyanını tekrar ettiği, bozmadan sonra ise 14.12.2020 tarihinde talimat mahkemesinde alınan savunmasında nakil aracı hakkında bir beyanda bulunmadığı, malen sorumlu vekilinin ise dilekçeleri ve duruşmadaki beyanlarında müvekkilinin sanıklarla akrabalık bağı olmadığı, aracın haricen satıldığı iddia edilmiş ise de, bedelinin ödenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının geçmediği, aracın malen sorumlunun bilgisi dışında kullandığını beyan ve iddia etmesi karşısında, suçta kullanılan aracın gerçekte kime ait olduğu araştırılmadan, malen sorumludan satın alınmış ve bedeli ödenmiş ise buna dair delil ve belgeler getirtilmeden ve aracın kayden maliki olarak gözüken …’ye ait olduğunun tespiti halinde iyi niyetli üçüncü kişi olup olmadığı değerlendirilmeden eksik inceleme ve araştırma ile nakil aracının müsaderesine karar verilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve malen sorumlu vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.