YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13659
KARAR NO : 2023/702
KARAR TARİHİ : 23.01.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/25 E., 2022/118 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, kaçak eşyanın müsaderesi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği
temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/11/2014 tarihli ve 2014/266 Esas, 2014/482 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında kaçakçılık suçundan 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 52 nci maddesi uyarınca 3 yıl hapis ve 1.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği hak yoksunluklarına, suça konu kaçak sigaranın 54 üncü maddesi gereği müsaderesine, suçta kullanılan nakil vasıtasının müsaderesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2.Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.11.2014 tarihli ve 2014/266 Esas, 2014/482 Karar sayılı kararının sanık ve katılan Gümrük İdaresi vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 10/12/2020 tarihli ve 2019/20678, 2020/18758 Karar sayılı ilâmıyla;
”Yerel Mahkemece mahkumiyet hükmüyle birlikte nakilde kullanılan aracın, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 13. ve TCK’nin 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle iadesine karar verildiği, iade kararının araç hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, 2 nolu bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi hâlinde, yasa yollarının tüketilmesi de dahil bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, yasa yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması hâlinde, bu süre zarfında şahsın aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, bu durumun ise AİHS Ek 1 Protokol 1. maddesi ve Anayasanın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtay’ca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek temyize konu mahkeme hükmü, ceza ve müsadere bakımından iki ayrı başlıkta incelenmekle;
1-Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine ilişkin hükme yönelik incelemede;
Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun’un 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,” karar verilmiştir.
3. Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.03.2022 tarihli ve 2021/25 Esas, 2022/118 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında (kaçakçılık) suçundan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin beş ve onuncu fıkraları ile 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ve aynı Kanun’un 52 nci maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 6.240,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği hak yoksunluklarına, suça konu kaçak sigaraların 54 üncü maddesi gereğince müsaderesine karar verilmiştir.
4.Dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 17.11.2022 tarihli ve 7-2022/79530 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; Cumhuriyet savcısı tarafından verilen arama kararının usulsüz olduğunu, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığını, müvekkili hakkında beraat kararı verilmesini, aksi yönde kanaat hasıl olması halinde gerekçesiz olarak alt sınırdan uzaklaşılarak verilen kararın bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Elde edilen istihbari bilgiler neticesinde, Cizre İlçesi Nusaybin Yolu üzerinde icra edilen yol kontrol ve arama faaliyeti çerçevesinde, saat 20.25 sularında, sanığın sevk ve idaresindeki …plakalı araca dur ihtarında bulunulduğu ancak ihtara rağmen aracın durmayarak kaçmaya devam etmesi üzerine yola kapan atıldığı, aracın lastiklerinin patlaması nedeniyle aracın yoldan çıkarak tarlaya girdiği ve çamura saplandığı, araç sürücüsünün havanın karanlık olmasından yararlanarak kaçtığı olayda, aracın arka koltuk üzerinde ve bagajında gözle görünür şekilde çuvallar içerisinde kaçak sigara olduğunun görüldüğü, Cumhuriyet savcısı tarafından verilen arama ve el koyma kararına binaen araçta yapılan aramada toplamda 1200 karton kaçak sigara ele geçirildiği, sanığın bozma öncesinde alınan savunmasında …plakalı aracı rent a car şirketinden kiraladığını, araçla Silopi’ye taziyeye gittiğini, ucuz olduğu için sigaraları kamyoncudan satın aldığını beyan ettiği; bozma sonrası alınan savunmasında ise önceki beyanlarını tekrar ederek Yargıtay bozma ilamına karşı diyeceğinin olmadığını beyan etmiştir.
2. Kaçak eşyaya mahsus tespit varakası dava dosyasında bulunmaktadır.
3. 19.03.2014 tarihli Tütün Teknoloji Mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu dosya arasında mevcuttur.
4. Malen sorumlunun bozma öncesi ve bozma sonrası beyanları dosya içinde mevcuttur.
IV. GEREKÇE
1.Hükmün esasını oluşturan kısa kararda teşdiden ceza verildiği belirtilmesine rağmen, gerekçeli kararda alt sınırdan ceza tayin edildiği belirtilmesi suretiyle gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki yaratılması, hukuka aykırı bulunmuştur.
2.Suç tarihinde yürürlükte olan 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında “Yedinci fıkrası hariç, 3 üncü maddede tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek, soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hâzinesine ödediği takdirde, hakkında, bu kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde uygulanmaz” hükmünü içerdiği, 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik gereği kovuşturma aşamasında da etkin pişmalık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi kapsamında “Soruşturma evresinde ihtar yapılmaması hâlinde kovuşturma evresinde hâkim tarafından sanığa ihtar yapılır” hükmünü içerdiği, sanığa soruşturma aşamasında etkin pişmanlık konusunda ihtarat yapılmadığı, kovuşturma aşamasında ise talimat mahkemesince sanığa çıkarılan duruşma tebligatında gümrüklenmiş değerin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine ödediği takdirde cezada yapılacak indirim oranının “1/3” olacağının belirtildiği ancak esas mahkemece Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla dinlenen sanığa gümrüklenmiş değerin 2 katını ödeyip ödemeyeceğinin sorulduğu, indirim oranının ise belirtilmediği görülmekle, mahkemece sanığa suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine ödediği takdirde cezada yapılacak indirim oranının “1/2” olacağının bildirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
3.5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereğince, sanığın taksitlerden birisini zamanında ödememesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edilebileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrilebileceğine dair ihtar yapılması gerekirken adli para cezasının ödenmemesi halinde ödenmeyen kısmın kamuya yararlı işte çalışmasına karar verileceğinin belirtilmesi suretiyle infazda yetkinin kısıtlanması, hukuka aykırı bulunmuştur.
4.Sanık hakkında hem adli para cezası hem de hapis cezası verildiği ve adli para cezaları için 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesine göre tekerrür hükümleri uygulanamayacağı halde tekerrür hükümleri uygulanmasına karar verilirken hiç bir ayrım yapmaksızın sanığın cezasının 5237 sayılı Kanun’un 58 nci maddesinin altıncı fıkrası gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Cizre 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.03.2022 tarihli ve 2021/25 Esas, 2022/118 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
23.01.2023 tarihinde karar verildi.