YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/13319
KARAR NO : 2023/909
KARAR TARİHİ : 06.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/599 E., 2021/809 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, eşya ve araç müsaderesi
TEMYİZ EDENLER : Sanık ve müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usûlü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İskenderun 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.12.2014 tarihli ve 2014/814 Esas, 2014/1031 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun (5607 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 58 inci maddesinin altıncı ve
yedinci fıkraları, 54 üncü maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 4 gün karşılığı 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, kaçak akaryakıtın ve nakil aracının müsaderesine karar verilmiştir.
2. İskenderun 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.12.2014 tarihli ve 2014/814 Esas, 2014/1031 Karar sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 12.05.2020 tarihli ve 2017/7618 Esas, 2020/4550 Karar sayılı ilâmıyla;
“…Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre de;
Sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5 ve 3/10. madde ve fıkraları gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,…” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
3.İskenderun 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.11.2021 tarihli ve 2020/599 Esas, 2021/809 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrasının son cümlesi delaletiyle aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci ve onuncu fıkraları, 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrası, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları, 58 inci maddesinin altıncı ve yedinci fıkraları, 5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası yollamasıyla 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 10 ay hapis ve 1 gün karşılığı 20,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, kaçak akaryakıtın ve nakil aracının müsaderesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanığın temyiz sebebi, hükmü temyiz etme iradesinden ibarettir.
2. Sanık müdafiinin temyiz isteği, sanığın dava konusu akaryakıtı kullanmak amacıyla aldığını savunmuş olması ve savunmasının aksi de kanıtlanmamış olmasına rağmen beraati yerine cezalandırılmasına karar verildiğine, araç müsaderesinin 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı olduğuna, aracın iyi niyetli üçüncü şahsa ait olduğuna, 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları gereğince aracın iadesine karar verilmesi gerektiğine, sanığın suç işlemediği inancında olduklarına, ancak aksinin kabulü durumunda hapis cezasının ertelenmemesinin, paraya çevrilmemesinin ve seçenek yaptırım uygulanmamasının bozma kararı verilmesini gerektirdiğine, yasal,
yeterli ve geçerli bir gerekçe gösterilmediğine, HAGB kararı verilmemesinin de bozmayı gerektirdiğine, sunulan nedenler yanında görülecek diğer nedenlerle kararın bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Olay tutanağı ve dosya kapsamına göre, kolluk görevlileri tarafından oluşturulan uygulama noktasında saat 04.00 sıralarında sanığın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın durdurulduğu, önleme araması kararına istinaden yapılan aramada, araçta arka teker şase üzerindeki sac ile koltuk altındaki döşeme arasında sacdan yapılı zula tabir edilen gizli bölmenin olduğunun görüldüğü, zula bölme içerisinde 400 litre kaçak akaryakıt ele geçirildiği, akaryakıtın boşaltım yerinin motor kısmında hortum ve vana sayesinde olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
2.Sanık aşamalarda, suça konu akaryakıtı kullanmak için aldığını beyan etmiştir.
3.Sanığa soruşturma aşamasında 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince etkin pişmanlık hususunda usulüne uygun şekilde ihtarat yapılmamıştır. Bozma sonrası yapılan yargılamada ise kovuşturma aşamasında indirim oranı 1/3 olarak bildirilerek ihtarat yapılmıştır.
4.Kaçak eşyaya mahsus tespit varakasına göre, suça konu akaryakıtın gümrüklenmiş değerinin 1.671,48 TL olduğu belirlenmiştir.
5.03.07.2014 tarihli ulusal marker tespit tutanağında; ele geçen akaryakıtın cinsinin motorin, ulusal marker kontrol sonucunun geçersiz, 28.08.2014 tarihli TÜBİTAK MAM raporunda; motorin numunesinin marker seviyesinin geçersiz, teknik düzenlemede yer alan özelliklere aykırı olduğu tespit edilmiştir.
6.Araç için alınan bilirkişi raporuna göre, araçta mazotun taşınması sırasında suçun işlenmesini kolaylaştıracak veya fiilin ortaya çıkmasını engelleyecek şekilde özel olarak hazırlanmış zula bölme bulunduğu, aracın piyasa değerinin 14.000,00 TL olduğu bildirilmiştir.
IV. GEREKÇE
Sanık hakkında kurulan hüküm;
1.5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının “Yedinci fıkrası hariç, 3 üncü maddede tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişi, etkin pişmalık göstererek, soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hâzinesine ödediği takdirde, hakkında, bu kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde uygulanmaz” hükmünü içerdiği, 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik gereği kovuşturma aşamasında da etkin pişmalık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi kapsamında “Soruşturma evresinde, ihtar yapılmaması hâlinde kovuşturma evresinde hâkim tarafından sanığa ihtar yapılır” düzenlemesinin getirildiği cihetle, soruşturma aşamasında kendisine etkin pişmanlık hususunda ihtarat yapılmayan sanığa ödeme ihtaratında indirim oranının 1/2 olarak bildirilmesi gerekirken, yazılı şekilde 1/3 olarak bildirilerek sanığın yanıltılması ve hakkında ödemediğinden bahisle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması,
2.Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince nakil aracının müsaderesinin suça konu eşyanın miktar ve değerine göre hakkaniyete uygun olmadığı dikkate alınarak, nakil vasıtasının masrafları sanıktan alınmak suretiyle zula bölme sökülerek iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi, nedenleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İskenderun 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.11.2021 tarihli ve 2020/599 Esas, 2021/809 Karar sayılı kararına yönelik sanık ve müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.02.2023 tarihinde karar verildi.