Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2022/12710 E. 2023/1116 K. 09.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/12710
KARAR NO : 2023/1116
KARAR TARİHİ : 09.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/367 E., 2022/133 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, nakil aracının müsaderesi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usûlü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İskenderun 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.11.2014 tarihli ve 2013/1059 Esas, 2014/883 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet
suçundan, 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 9 ay 20 gün hapis ve 500,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, suça konu kaçak mazotun 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca müsaderesine, suçta kullanılan … plakalı aracın 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca müsaderesine, karar verilmiştir.

2.İskenderun 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.11.2014 tarihli ve 2013/1059 Esas, 2014/883 Karar sayılı kararının sanık ve sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 24.02.2021 tarihli ve 2019/17411 Esas, 2021/2100 Karar sayılı kararı ile;
“1.Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu’nun (7242 sayılı Kanun) 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmi ikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddenin ikinci fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması,
2. Suça konu eşyanın taşıma aracı yüküne göre miktar ve hacim bakımından tamamını veya ağırlıklı bölümünü oluşturup oluşturmadığının ve aracın değeri ile eşyanın gümrüklenmiş değeri belirlenerek müsaderenin hakkaniyete uygun olup olmadığının tespitinden sonra sonucuna göre nakil aracının müsaderesi ya da iadesi yönünde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde müsadere kararı verilmesi,
Kabule göre;
1)Temel gün adli para cezası tayin edilip, artırım ve indirim nedenleri uygulandıktan sonra gün adli para cezasının paraya çevrilmesi gerektiği kuralının gözetilmemesi,
2)Gün adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına aykırı davranılması,
3)24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4)Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceği ihtaratına yer verilmesi gerekirken, “Sanığa 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince gerekli ihtaratın yapılmasına,” şeklinde karar verilmesi,
5) Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin sekizinci fıkrası gereğince denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde cezanın infaz edilmiş sayılacağı ihtaratına yer verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
6) Suça konu akaryakıtın 5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası yollamasıyla 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca müsaderesine karar verilmesi
gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,”
Nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.Bozma üzerine İskenderun 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.02.2022 tarihli ve 2021/367 Esas, 2022/133 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan, 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrasının son cümlesi yollamasıyla aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci, onuncu ve yirmiikinci fıkraları, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis ve 40,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, hapis cezasının 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca ertelenmesine, 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 1 yıl 3 ay denetim süresi belirlenmesine, suça konu kaçak mazotun 5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası yollamasıyla 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca müsaderesine, suçta kullanılan … plakalı aracın 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca müsaderesine, katılan … İdaresi lehine 5100,00 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak müdahil kuruma verilmesine karar verilmiştir.

4.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 09.11.2022 tarihli ve 2022/89633 sayılı, bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin hükmü temyiz etmesi iradesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Olay tutanağına göre, önleme araması kararına istinaden kolluk görevlilerince yapılan uygulama esnasında temyiz incelemesi dışında kalan sanık …’in sürücüsü, sanık …’in ise içinde olduğu araçta yapılan aramada, aracın kasasında 60 litrelik mavi bidonlar içinde toplam 3600 litre kaçak akaryakıt ele geçirildiği anlaşılmıştır.

2. Kaçak eşyaya mahsus tespit varakası dava dosyasında bulunmaktadır.

3.Ele geçen akaryakıtın ulusal marker ölçümünde marker seviyesinin geçersiz bulunduğu görüşünü belirten 13.12.2013 tarihli TÜBİTAK MAM raporu dosya arasında bulunmaktadır.

4…. plakalı araca ait araç ruhsat belgesi ile araç takyidat bilgilerini içerir belge dosya arasında bulunmaktadır. Anılan belgelere göre … plakalı aracın sanık … adına kayıtlı olduğu görülmüştür.

5.Bozma kararı sonrası makine mühendisi bilirkişi tarafından 23.11.2021 tarihli rapor düzenlendiği ve bu raporda “araçta gizli bölme olmadığı, ele geçen kaçak eşyanın, taşıma aracının yüküne göre miktar ve hacim bakımından ağırlıklı bölümünü oluşturduğu, aracın suç tarihi itibariyle kasko değerinin 29.935,00 TL, ikinci el satış değerinin 30.000 TL olduğu” görüşünün belirtildiği görülmüştür.

6.Sanığın aşamalardaki savunmalarında suça konu kaçak akaryakıtın kendisine ait olmadığını ve suçsuz olduğunu ifade ettiği belirlenmiştir.

7.Mahkemece, Hukukî Süreç başlığı altında (2) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği saptanmıştır.

IV. GEREKÇE
1.Temyiz incelemesi dışında kalan sanık …’in sürücüsü, sanık …’in ise içinde yolcu olduğu araçta yapılan aramada suça konu 3600 litre kaçak akaryakıt ele geçtiği, ulusal marker tespit tutanağı ve TÜBİTAK MAM raporuna göre ele geçen akaryakıtın ulusal marker ölçümünde marker seviyesinin geçersiz bulunduğu, her ne kadar sanık … suçlamayı kabul etmemiş ise de; sanıkların amca-yeğen olup önceden birbirlerini tanıdıkları, akaryakıtın aracın kasasında 60 litrelik bidonlara yüklenmiş vaziyette ele geçtiği, ele geçen akaryakıtın 3600 litre olduğu, ayrıca sanık …’in “Yol kenarında ucuza mazot satıldığını gördük. Amcam bu mazotlardan kendi aracında kullanmak üzere almak istedi. Yol kenarında durduk. Amcam gitti. Oradaki şahısla görüştü. Davaya konu yakıtı aldı. Arabaya yüklediler. Daha sonra yolda yapılan aramada mazot ele geçirildi.” şeklinde kaçamaklı ikrarı bulunduğu, buna göre “Olay ve Olgular” başlığı altında ayrıntılarına yer verilen delillere, Yargıtay 19. Dairesinin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, Mahkemece, sanığın eylemi sabit görülerek hakkında mahkûmiyet kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.

2.Sanık müdafinin aşağıda belirtilen hususların dışında yerinde görülmeyen diğer temyiz sebeplerinin reddine karar verilmiştir.

3.Suç tarihinde yürürlükte olan 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının “Yedinci fıkrası hariç, 3 üncü maddede tanımlanan suçlardan birini işlemiş olan kişi, etkin pişmanlık göstererek, soruşturma evresi sona erinceye kadar suç konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hâzinesine ödediği takdirde, hakkında, bu kanunda tanımlanan kaçakçılık suçlarından dolayı verilecek ceza yarı oranında indirilir. Bu fıkra hükmü, mükerrirler hakkında veya suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde uygulanmaz” hükmünü içerdiği, 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında da etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi kapsamında “Soruşturma evresinde ihtar yapılmaması hâlinde kovuşturma evresinde hâkim tarafından sanığa ihtar yapılır” düzenlemesinin getirildiği, sanığa hazırlık aşamasında 20.11.2013 tarihinde ifadesi alınmadan önce 5607 sayılı Kanun’daki etkin pişmanlık hususundaki kanuni haklarının anlatılıp açıklanmış ve sanığın da ifadesinde maddi durumu zayıf olduğu için etkin pişmanlık yasasından yararlanmak istemediğini beyan etmiş ise de, 21.11.2013 tarihli … varakasının sanığın ifadesinin tespitinden sonra dosyaya girdiği ve bu haliyle kanun gereğince sanığa ihtar edilmesi gereken gümrüklenmiş değerin 2 katı tutarın belli olmadığı cihetle; soruşturma aşamasında
kendisine etkin pişmanlık hususunda usulüne uygun ihtarat yapılmayan sanık hakkında, mahkemece suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı kadar parayı Devlet Hazinesine ödediği takdirde cezada yapılacak indirimin “1/2” olacağının bildirilmesi gerekirken, “1/3” oranında indirim yapılacağı belirtilmesi suretiyle sanığın yanıltıldığı gözetilerek, sanık hakkında ödeme yapmadığından bahisle etkin pişmanlık hükmünün uygulanmaması hukuka aykırı bulunmuştur.

4.Sanık hakkında kurulan hükümde, suçta kullanılan aracın 5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası delaletiyle 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca müsaderesine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

5.Sanık hakkında kurulan hükümde, bozma öncesi hükmün sadece sanık ve sanık müdafi tarafından temyiz edildiği ve Yargıtay bozma ilamının sanık lehine olduğu gözetilmeksizin, bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin sanıktan tahsiline karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (3,4 ve 5) paragrafında açıklanan nedenlerle İskenderun 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.02.2022 tarihli ve 2021/367 Esas, 2022/133 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

09.02.2023 tarihinde karar verildi.