YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/12404
KARAR NO : 2023/1135
KARAR TARİHİ : 09.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/1427 E., 2022/365 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Düşme, eşya müsaderesi, nakil aracının iadesi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Gaziantep 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.02.2014 tarihli ve 2013/1201 Esas, 2014/215 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet (5607 sayılı Kanun) suçundan aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237
sayılı Kanun) 62 nci maddesi ve aynı Kanun’un 51 inci ve 52 nci maddeleri uyarınca erteli 1 yıl 3 ay hapis ve 2.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, suça konu kaçak eşyanın ve suçun işlenmesinde kullanılan nakil aracının 54 üncü maddesi gereğince müsaderesine, karar verilmiştir.
2. Gaziantep 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.02.2014 tarihli ve 2013/1201 Esas, 2014/215 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 12.10.2021 tarihli ve 2021/10214 Esas, 2021/12405 Karar sayılı ilâmıyla;
“…1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-5237 sayılı TCK’nun 3/1. madde fıkrasındaki “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” düzenlemesi ile aynı Yasanın 61. maddesi uyarınca alt ve üst sınırlar arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı ve failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı unsurlarının dikkate alınması gerekmekte olup, sanığın benzer olaylarla karşılaştırıldığında fiili ile orantılı olarak asgari hadden hakça oranda uzaklaşılarak ceza tayini gerekirken, yetersiz gerekçe ile ve hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmayacak biçimde cezanın üst sınıra yakın olacak şekilde teşdit uygulamak suretiyle ceza tayini,
3-28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde yapılan değişiklik öncesi anılan maddede öngörülen hapis cezası üst haddinin 2 yıl olduğu gözetilerek;
Anayasa Mahkemesi’nin 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesinde hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin aynı Yasanın geçici 5/1-d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14.01.2021 tarih ve 2020/81 E., 2021/4 K. sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibariyle hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan “…hükme bağlanmış…” ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK’nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin “basit yargılama usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine objektif koşullar bakımından engel hali bulunmadığı anlaşılan, hapis cezasının ertelenmesi sırasında tekrar suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat oluştuğu şeklinde subjektif değerlendirme yapılan ve mahal mahkemesindeki savunmasında kamu zararını taksitle ödeyebileceğini beyan eden sanığın taksitlendirme talebi tartışılmadan, zararı gidermediği şeklindeki gerekçe ile hükmün
açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
5-Sanık hakkında takdiri indirim uygulanırken uygulama maddesi olarak TCK’nun 62/1. maddesi yerine 62. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMUK’nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
6-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Sanık hakkında verilen ve ertelenen uzun süreli hapis cezasının kanuni sonucu olarak TCK’nun 53/1. maddesinin (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun altsoyu dışında kalan kişiler bakımından infaz tamamlanıncaya kadar uygulanmasına, altsoyu bakımından ise uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
7-Dava konusu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nun 54/4. maddesi, nakil aracının ise 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nun 54/1. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi, ” nedenleriyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3.Bozma ilâmı sonrasında yapılan yargılamada; Gaziantep 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.03.2022 tarihli ve 2021/1427 Esas, 2022/365 Karar sayılı kararıyla, 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 67 nci maddesinin üçüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle düşmesine, suça konu kaçak eşyanın müsaderesine, suçun işlenmesinde kullanılan nakil aracının zamanaşımından düşme kararı nedeniyle müsaderesine yer olmadığına karar verilmiştir.
4.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 10.11.2022 tarihli ve 7-2022/82091 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan … İdaresi vekilinin temyiz sebepleri;
Suçun işlenmesinde kullanılan nakil aracının müsaderesi talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Kaçakçılıkla mücadele kapsamında yürütülen çalışmalar kapsamında oluşturulan uygulama noktasında, sanığın kullandığı araç şüphe üzerine durdurulmakla, araçta Gaziantep 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 29.07.2013 tarihli, 2013/1142 Değişik iş sayılı önleme arama kararı ile yapılan aramada, 40 adet araç dış lastiği ele geçirildiği anlaşılmıştır.
2.Sanık dosya kapsamında alınan savunmasında, eşyanın kaçak olmadığını, Şanlıurfa’da bulunan araçlardan sökülen çıkma lastikler olduğunu belirtiyor.
3.Dosyada mevcut 15.08.2013 tarihli bilirkişi raporunda, eşyanın yurt içinde üretilmediği, yabancı menşeili olduğu belirlenmiş, sanık tarafından da dosyaya eşyayı temsil eden belge ya da fatura ibraz edilemediği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Katılan … İdaresi Vekilinin Temyiz Sebepleri Yönünden;
Sanık hakkında kurulan hükmün mahiyeti gereği, suçun işlenmesinde kullanılan nakil aracı hakkında mahkemece verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Gaziantep 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.03.2022 tarihli ve 2021/1427 Esas, 2022/365 Karar sayılı kararında katılan … İdaresi vekilinin öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan … İdaresi vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.02.2023 tarihinde karar verildi.