Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2022/12249 E. 2023/5925 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/12249
KARAR NO : 2023/5925
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/313 E., 2022/7 K.
SUÇ : 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, müsadere
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.10.2012 tarihli ve 2012/505 Esas, 2012/539 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na (5015 sayılı Kanun) muhalefet suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

2.Sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine Osmaniye 1. Asliye Ceza
Mahkemesinin 04.03.2015 tarihli ve 2014/591 Esas, 2015/111 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5015 sayılı Kanun’un Ek 5 inci maddesinin birinci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci, aynı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 51 inci ve 53 üncü maddeleri uyarınca erteli 1 yıl 8 … hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve müsadereye karar verilmiştir.

3.Anılan kararın sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 05.04.2021 tarihli ve 2018/15861 Esas, 2021/5181 Karar sayılı ilâmıyla;
“…Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olmasının Anayasa’nın 141/3. ve CMK’nun 34, 230 ve 289/9. maddelerinin amir hükmü olduğu dikkate alınarak; iddia, savunma, sanığın leh ve aleyhindeki kanıtların tartışılması, sanığın savunmalarına neden itibar edilmediğinin denetime imkan verecek şekilde açıklanması, sübutu kabul edilen ve suç oluşturan eylemlerin belirlenmesi ve yasal öğelerinin gösterilmesi gerektiği gözetilmeden sadece mahkemenin 05/10/2012 tarihli, 2012/505 Esas ve 2012/539 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararına atıf yapılarak gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
Kabule göre ise;
1. Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/11 ve 3/12. maddeleri kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/11 ve 3/12. maddeleri ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 5015 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin yollamasıyla aynı Yasanın 3/5, 3/10, 3/22 ve 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2. 5271 sayılı CMK’nun 231/11 madde ve fıkrasında “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir” hükmü düzenlenmiş olup, buna göre sanığın deneme süresi içinde yeniden suç işlemesi durumunda açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmekle yetinilmesi gerektiği halde cezasının ertelenmesine karar verilmesi,
3. Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK’nun 62/1. maddesi yerine fıkra numarası gösterilmeksizin TCK’nun 62. maddesinin yazılması, yine gün adli para cezasının paraya
çevrilmesi sırasında uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK’nun 52/2. maddesi yerine TCK’nun 50/1-a. maddesi olarak gösterilmesi suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
4. Sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen hapis cezasının kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirileceğine ve yine denetim süresinde herhangi bir yükümlülük yüklenmemesine veya uzman kişi görevlendirmemesine karar verilirken uygulanan kanun ve maddelerinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
5. 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53.maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından uygulanmamasına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.01.2022 tarihli ve 2021/313 Esas, 2022/7 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun (5607 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin onbirinci ve yirmikinci fıkraları ile 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, aynı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesi ve 5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası yollamasıyla 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 6 … 20 gün hapis ve 20,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına, kaçak akaryakıtın müsaderesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği, sanığın tüm aşamalarda akaryakıtı temizlik işinde kullandığını beyan ettiğine, sanığın suç kastının bulunmadığına ve ticari amacının olmadığına, re’sen dikkate alınacak nedenlerle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.15.05.2012 tarihinde kolluk tarafından istihbari çalışma yapmak amacıyla gidilen dinlenme tesislerindeki yıkamacı önünde bidonlar ve yakıt tahliye düzeneğinin görülmesi üzerine söz konusu iş yerinin işletmecisi …’ın bidonlar içindeki eşyaların faturasının olmadığını beyan etmesi üzerine söz konusu akaryakıttan alınan numunenin marker seviyesinin geçersiz olduğunun tespiti ile sanığın rızaen teslim ettiği 1286 litre akaryakıtın muhafaza altına alındığı anlaşılmıştır.

2.Sanık savunmalarında akaryakıtı yıkama işlerinde temizlik malzemesi olarak kullandığını beyan etmiştir. Bozma sonrası sanığa 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince etkin pişmanlık hususunda ihtarat yapıldığı ve ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.

3.Kaçak eşyaya mahsus tespit varakası dosyada mevcuttur.

IV. GEREKÇE
Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia
ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, aşağıda yer alan hukuka aykırılıklar dışındaki temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
1.10.12.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasının “yirmiüçüncü” fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek; 15.04.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin, 6545 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesi ile değişik 5607 sayılı Kanun’da hüküm altına alınması nedeniyle, suç tarihinde yürürlükte olan 5015 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesinin birinci fıkrası ile 6545 ve 7242 sayılı Kanunlar ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrası delaletiyle 3 üncü maddesinin beşinci, onuncu ve yirmiikinci fıkraları ile aynı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası somut olaya ayrı ayrı uygulanarak lehe kanunun tespiti yerine, 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrasına göre belirlenen temel cezayla birlikte 7242 sayılı Kanun ile değiştirilen 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasının uygulanması suretiyle karma uygulama yapılması,

2.05.04.2021 tarihli bozma ilâmı öncesinde sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği, hükmün yalnıza sanık müdafii tarafından temyiz edildiği gözetilmeden, bozma sonrası hükümde hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar verilerek sanığın kazanılmış hakkının ihlal edilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Osmaniye 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.01.2022 tarihli ve 2021/313 Esas, 2022/7 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

12.06.2023 tarihinde karar verildi.