Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2022/11928 E. 2023/833 K. 26.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/11928
KARAR NO : 2023/833
KARAR TARİHİ : 26.01.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/1491 E., 2021/2143 K.
SUÇ : 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’na Muhalefet
SUÇ TARİHLERİ : 02.12.2011-27.12.2011
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.(Kapatılan) Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 21.05.2012 tarihli ve 2012/421 Esas, 2012/122 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 02.12.2011-27.12.2011 tarihleri arasında izin tecavüzü suçundan, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun (1632 sayılı Kanun) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendi, 73 üncü maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2.(Kapatılan) Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 21.05.2012 tarihli ve 2012/421 Esas, 2012/122 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine (Kapatılan) Askeri Yargıtay 1. Dairesinin 04.12.2013 tarihli ve 2013/1281 Esas, 2013/1266 Karar sayılı ilamı ile;
“…Anayasa Mahkemesinin, 05.07.2012 tarihli ve 2012/9 Esas ve 2012/103 Karar sayılı kararıyla, 1632 sayılı Kanun’un 47 nci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin birinci ve ikinci cümleleri ile Ek 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının “Sırf askerî suçlar ile bu Kanunun Üçüncü Babının Dördüncü Faslında yazılı suçlar hakkında, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile …” bölümünün ve Ek 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasının, izin tecavüzü suçu yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. İptal kararı, 21.11.2012 tarihli, 28474 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmakla yürürlüğe girmiştir ve böylece 1632 sayılı Kanun’un iptal edilen bu hükümleri izin tecavüzü suçu yönünden 21.11.2012 tarihinde yürürlükten kalkmıştır. Söz konusu kararın yürürlüğe girmesi ile birlikte, yasal şartların oluşması hâlinde, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde düzenlenen izin tecavüzü suçundan tayin olunan bir yıl ve daha az süreli hapis cezalarının, 5237 sayılı Kanun’un 50 nci maddesi gereğince adli para cezasına veya maddede yazılı diğer seçenek yaptırımlardan birine çevrilebilmesi veya iki yıl ve daha az süreli hapis cezalarının, 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi maddesi gereğince ertelenebilmesi ile 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanabilir olması mümkün hâle gelmiştir. Bu nedenle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinin zorunlu olduğu…”
Nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.Bozma üzerine (Kapatılan) Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 02.11.2015 tarihli ve 2013/1505 Esas, 2015/336 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında 02.12.2011-27.12.2011 tarihleri arasında izin tecavüzü suçundan, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, 73 üncü maddesi ve 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8 inci fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş, söz konusu karar yasal süresi içerisinde taraflarca itiraz edilmemek suretiyle 05.01.2016 tarihinde kesinleşmiştir.

4.Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 05.01.2016 tarihinde kesinleşmesinin ardından 5 yıllık denetim süresi içerisinde 13.12.2016 tarihinde bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediğinin Kayseri 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.03.2019 tarihli ve 2018/407 Esas, 2019/115 Karar sayılı kararı ile ihbar edilmesi üzerine Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.11.2021 tarihli ve 2021/1491 Esas, 2021/2143 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında (Kapatılan) Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 02.11.2015 tarihli ve 2013/1505 Esas, 2015/336 Karar sayılı hükmünün açıklanmasına, sanığın 02.12.2011-27.12.2011 tarihleri arasında izin tecavüzü suçundan, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, 73 üncü maddesi, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

5.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 02.11.2022 tarihli ve 2022/55847 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; beraatına karar verilmesi talebine ilişkindir.

III. GEREKÇE
1.Sanık hakkında izin tecavüzü suçu ile ilgili olarak mahkemece verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 05.01.2016 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içinde 13.12.2016 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan kurulan hükmün kesinleşmesi ve ihbarı üzerine hükmün açıklandığı, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasının (c) bendi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarih ile sanığın denetim süresi içinde yeni suç işlediği tarih arasında zamanaşımının durduğu belirlenmiştir.

2.Sanığın yargılama konusu eylemi için, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.

3.5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin 21.05.2012 tarihli mahkûmiyet kararı olduğu ve bu tarihten, karar tarihi olan 30.11.2021 tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu gözetilmeden sanık hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

IV. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Ankara 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 30.11.2021 tarihli ve 2021/1491 Esas, 2021/2143 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

26.01.2023 tarihinde karar verildi.