YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2022/11444
KARAR NO : 2023/850
KARAR TARİHİ : 26.01.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2021/48 E., 2021/2327 K.
SUÇ : 4733 Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun’a muhalefet
HÜKÜM : Sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine, kaçak eşyanın müsaderesine
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Ret
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 31.10.2012 tarihli ve 2012/33144 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 44 üncü maddesi uyarınca 4733 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca cezalandırılmalarına ve suça konu eşyaların 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca müsaderesine ve aynı Kanun’un 53 üncü
maddesi gereği hak yoksunluklarına karar verilmesi talebiyle kamu davası açılmıştır.
2.İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.03.2013 tarihli ve 2012/1289 Esas, 2013/186 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun (5607 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca 5 ay hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine; 4733 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesi uyarınca hapis cezasının ertelenmesine karar verilmiştir.
3.İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 11.03.2013 tarihli ve 2012/1289 Esas, 2013/186 Karar sayılı kararının 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçu yönünden katılmasına karar verilen Gümrük İdaresi vekili ile sanığın temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 25.02.2016 tarihli ve 2014/25926 Esas, 2016/2576 Karar sayılı ilâmıyla;
“…I-4733 sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan verilen hükme yönelik katılan … İdaresi vekilinin temyizine göre yapılan incelemede;
Açılan davanın niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen gümrük idaresinin davaya katılma ve hükmü temyize yetkisinin bulunmadığı gibi katılmasına karar verilmesi de hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, gümrük idaresi adına hazine vekilinin vaki temyiz talebinin 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II- 4733 sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan verilen hükme yönelik sanığın ve 5607 sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan verilen hükme yönelik ise sanık … katılan … İdaresi vekilinin temyizine göre yapılan incelemede;
1-Mahkemece katılan … İdaresi vekilinin de katıldığı 11/03/2013 tarihli duruşmanın 05/06/2013 tarihine ertelenmesinden sonra sanığın aynı gün mahkemeye başvurması üzerine oturum açılıp, savunması alındıktan sonra duruşmanın atılı güne bırakılması gerekirken katılan vekillerinin yokluğunda aynı oturumda karar verilmesi,
2-5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine objektif koşullar bakımından engel hali bulunmadığı anlaşılan sanığın savunmasında hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasını istediğini beyan ettiği gözetilmekle, kaçakçılık suçlarında, yasal olmayan yollardan yurda getirilen veya yurt içinde alım satıma konu edilen eşyanın, ithalinde öngörülen gümrük vergileri ile diğer eş etkili vergiler ve mali yüklerin kamu zararı olduğu gözetilmeden, sanığa gümrüklenmiş değerin kamu zararı olduğu bildirilerek bu zararı ödemediğinden bahisle ve başka gerekçede gösterilmeden yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına hükmedilmesi,
3- Sanığa verilen gün adlî para cezası paraya çevrilirken, uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
4- 4733 sayılı Yasa’ya muhalefet etme suçundan kurulan hükme münhasır olmak üzere;
24/11/2015 günlü 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, mahkum olduğu kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık hakkında anılan maddenin l. fıkrasının (c) bendinde yazılı hak
yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından uygulanmasına yer olmadığına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
4.İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.12.2016 tarihli ve 2016/270 Esas, 2016/1228 Karar sayılı kararıyla, sanığın eyleminin Yargıtay içtihatlarına göre 4733 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında kaldığından bahisle 4733 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, kararın sanık ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu vekiline tebliğ edilip, Gümrük İdaresi’ne tebliğ edilmeden, 27.01.2017 tarihinde itiraz edilmediğinden bahisle kesinleştiği anlaşılmıştır.
5.İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.03.2019 tarihli ve 2018/1012 Esas, 2019/302 Karar sayılı kararıyla, sanık hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediğinden bahisle 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca açıklanmasına karar verilmiştir.
6.İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.03.2019 tarihli ve 2018/1012 Esas, 2019/302 Karar sayılı kararının sanık vasisinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 19. Ceza Dairesinin 16.03.2020 tarihli ve 2019/35593 Esas, 2020/2920 Karar sayılı ilâmıyla;
“…,Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 25.02.2016 tarihli ve 2016/2576 Karar sayılı ilamında sanık hakkında hem 4733 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan verilen hükme hem de 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan verilen hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde, CMK’nin 231.maddesinin uygulanmasına ilişkin, her iki hüküm bakımından da bozma kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında sadece 4733 sayılı Kanun’a muhalefetten mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
1)Sanık hakkında kurulan ilk hükümde sonuç olarak 1 yıl 8 ay hapis cezasının ertelenmesine hükmedilmesi ve bu hükmün sadece sanığın temyizi üzerine lehe ve aleyhe olan Kanunların bir bütün halinde uygulanması ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun değerlendirilmesi bakımından bozulması karşısında sanığa evvelce tayin edilen erteli 1 yıl 8 ay ay hapis cezasının kazanılmış hak olduğu gözetilmeden sanık hakkında hükmedilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının ertelenmemesi suretiyle CMUK’nin 326/son maddesine aykırı davranılması,
2)Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
3)Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının infazı kabil kesinleşmiş mahkumiyet kararı niteliğinde olmadığı gözetildiğinde, suça konu eşyaların müsaderesi hususunda karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
7.Bozma kararı sonrası İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/580 Esas sayılı dava dosyasının 20.01.2021 tarihli celsesinde, bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılmak üzere 5607 sayılı Kanun yönünden dosyanın ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve yapılan yargılama sonucunda İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 02.11.2021 tarihli ve 2021/48 Esas, 2021/2327 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında “…. Mahkemenin 11/03/2013 tarih ve 2012/1289 esas sayılı dosyasında sanık hakkında 5607 sayılı yasanın 3/5 TCK’nın 62. maddeleri gereğince erteli 5 ay hapis ve 80,00 TL adlî para cezasına hükmedildiği, bu tarihten itibaren zamanaşımını kesen herhangi bir durumun olmadığı, 8 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, sanıklar hakkında açılan kamu davasının, TCK nun 66/1-e ve CMK’nın 223/8 maddesi gereğince DÜŞMESİNE, 5607 sayılı Kanun’un 13/1 maddesi delaletiyle TCK’nun 54/4 maddesi uyarınca suça konu eşyanın müsaderesine,…” karar verilmiştir.
8. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 01.11.2022 tarihli ve 2022/48311 sayılı,
“…Suç tarihi itibariyle davaya konu eşyanın niteliğine nazaran suçtan doğrudan zarar görmeyen ve bu nedenle kamu davasına katılma hakkı bulunmayan müşteki Gümrük İdaresinin hükmü temyize de yetkisi bulunmadığından müşteki vekilinin temyiz isteğinin 1412 Sayılı CMUY’nın 317 nci maddesi gereğince REDDİ…” nedenine dayalı Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan … İdaresi vekilinin temyiz isteği;
1. Zamanaşımı nedeniyle verilen düşme kararının yerinde olmadığına,
2. Re’sen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulması talebine,
İlişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Olay günü yapılan tespit üzerine alınan arama kararına istinaden sanığa ait evde yapılan aramada bilirkişi raporuna göre kaçak olduğu tespit edilen 7 paket United, 4 paket Prestij, 20 paket 2005, 43 paket Ashima marka olmak üzere toplam 74 paket gümrük kaçağı ve bandrolsüz sigara, 1 paket Mahmood marka çay, 5 kutu Nescafe, 18 adet sigara doldurma makinası, 26 adet sigara tablası, 8 adet sigara fitresi ve 65 paket tütün sarma kağıdının ele geçirildiği anlaşılmıştır.
2.Sanık aşamalardaki savunmasında, ele geçirilen kaçak eşyaları satmak ve içmek amacıyla satın aldığına dair ikrarda bulunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. Tebliğnamede Belirtilen Görüş Yönünden
Her ne kadar Tebliğname’de Gümrük İdaresi’nin suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle kamu davasına katılma hakkı bulunmadığından bahisle temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiş ise de, sanık hakkında tefrik edilen iş bu dava dosyasında, sanığın 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçuna yönelik eylemi nedeniyle suçtan zarar gören ve temyize hakkı bulunan kurumun Gümrük İdaresi olduğu anlaşıldığından, Tebliğname görüşüne iştirak olunmamıştır.
B. Düşme Kararı Yönünden
1.İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.12.2016 tarihli ve 2016/270 Esas, 2016/1228 Karar sayılı kararıyla, sanığın eyleminin Yargıtay içtihatlarına göre 4733 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında kaldığından bahisle 4733 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve anılan kararın sanık ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu vekiline tebliğ edilmesine rağmen suçtan zarar gören ve davaya katılmasına karar verilen Gümrük İdaresi’ne tebliğ edilmediği anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçu yönünden usulüne uygun şekilde kesinleşmediği ve sanık hakkındaki denetim süresinin başlamadığı cihetle, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendine göre atılı suçlar için aslî dava zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, zamanaşımını kesen en son işlem olan sanık hakkındaki 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan mahkûmiyet hükmünün verildiği 11.03.2013 tarihinden itibaren 8 yıllık aslî dava zamanaşımının hüküm tarihinden önce gerçekleştiği anlaşıldığından, zamanaşımı süresinin dolmadığına ilişkin katılan … İdaresi vekilinin temyiz isteği yerinde görülmemiştir.
2.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan … İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenlerle İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 02.11.2021 tarihli ve 2021/48 Esas, 2021/2327 Karar sayılı kararında katılan … İdaresi vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan … İdaresi vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
26.01.2023 tarihinde karar verildi.