Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/9699 E. 2022/19282 K. 26.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9699
KARAR NO : 2022/19282
KARAR TARİHİ : 26.12.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜMLER : Hükümlülük, suça konu kaçak eşyaların ve nakil aracının müsaderesine
TEMYİZ EDENLER : Sanık …, sanık … müdafii ve katılan … İdaresi vekili

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Katılan … İdaresi vekilinin vekalet ücretine hasren yaptığı temyiz istemi ile sanık …’nun ve sanık … müdafiinin ise sanıklar hakkında verilen hükme yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanık …’ın adli sicil kaydında yer alan ve tekerrüre esas alınması gereken Hatay 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/12/2009 tarihinde infaz edilen 2008/101 Esas – 2009/767 Karar sayılı ilamın tekerrüre esas alınmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Olay günü sanıklardan, aracın kasa kısmında bulunan 236 adet çuval içerisinde toplam 11.800 kg şeker ve aracın deposunda 400 litre kaçak akaryakıt ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda; ele geçen şekerler hakkında Türkiye’de üretilip, üretilmediği ile yerli olup, olmadığı yönünde Türkiye Şeker Kurumu’ndan rapor alınarak şekerin menşeinin kesin olarak belirlenmesi ve gerekirse dava konusu şekerlere dayanak olarak ibraz edilen faturalar için zincirleme menşei araştırması tamamlanıp, temin edilecek tüm belgeler ve dava konusu eşyalar ile birlikte konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilip miktar, cins ve sair özellikleri itibarıyla ayniyet tespiti yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, zincirleme fatura araştırması tamamlanmadan ve şekerlerin menşei konusunda yeterince tespit yapılmadan yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Kabule göre ise;
1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eylemlerinin TCK’nun 44. maddesi delaletiyle 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
10/12/2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Yasanın 8. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3. maddesinin 22. fıkrası “23 üncü” fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek; hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen

“Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2.maddelerinin ve TCK’nun 44. maddesinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-Sanıklar hakkında 5607 sayılı Yasanın 3/1. ve 3/10. madde ve fıkraları uyarınca cezalandırılması istemi ile dava açıldığı halde, 5271 sayılı CMK’nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan, TCK’nun 44. maddesi delaletiyle 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi uyarınca mahkumiyetlerine karar verilmesi,
3-Anayasa Mahkemesi’nin, TCK’nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı göz önünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerekmesi,
4-Ele geçen kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla TCK’nun 54/4. maddesi gereğince; suçun işlenmesinde kullanılan nakil aracının ise 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla TCK’nun 54/1. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi gerekirken yasal dayanağı gösterilmeden CMK’nun 232/6. maddesine aykırı davranılmak suretiyle müsadere kararları verilmesi,
5-Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum adına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık …’nun, sanık … müdafiinin ve katılan … İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.