Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/9250 E. 2022/14239 K. 18.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9250
KARAR NO : 2022/14239
KARAR TARİHİ : 18.10.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Suçta kullanılan nakil araca yönelik yapılan incelemede;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre katılan … İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II) Sanık hakkında kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
1. Suriye sınırından suça konu eşyanın alındığı olayda sanığın eyleminin suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/10.maddesi kapsamında kaldığı ve sanık hakkında anılan madde uyarınca dava açıldığı halde, 5271 sayılı CMK’nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinden yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2. Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/10 maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası nazara alınarak sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3. 5237 sayılı TCK’nun 3/1. madde fıkrasındaki “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” düzenlemesi ile aynı Yasanın 61. maddesi uyarınca alt ve üst sınırlar arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı ve failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı unsurlarının dikkate alınması gerekmekte olup, sanığın benzer olaylarla karşılaştırıldığında fiili ile orantılı olarak asgari hadden hakça oranda uzaklaşılarak ceza tayini gerekirken, hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmayacak biçimde teşdit uygulaması yapılarak fazla ceza tayini,
4. Sanık hakkında tayin olunan adli para cezasının taksitle tahsiline karar verilirken, 5237 sayılı TCK’nun 52/4. maddesine aykırı olarak infazda tereddüt oluşturacak şekilde taksit aralığının karar yerinde gösterilmemesi,
5. 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
6. Dava konusu kaçak akaryakıt tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin Hazine adına irat kaydına, tasfiye edilmemiş ise 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollaması ile TCK’nun 54/4. maddesi gereğince müsaderesine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan … İdaresi vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.