Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/9158 E. 2022/1993 K. 27.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/9158
KARAR NO : 2022/1993
KARAR TARİHİ : 27.01.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya aykırılık, Görevi Yaptırmamak İçin Direnme
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, nakil aracının müsaderesine yer olmadığına

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I-Katılan … İdaresi adına Hazine vekilinin görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizine göre yapılan incelemede;
Görevi yaptırmamak için direnme suçu bakımından açılan kamu davasının niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müşteki Gümrük İdaresinin davaya katılmasına karar verilmesi hukuken geçersiz olup, hükmü temyize hak vermeyeceğinden, müşteki vekilinin temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanık … hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik müdafiinin temyizine göre yapılan incelemede;
Mahkemenin kaçakçılık suçlarından kaynaklanan davaya ihtisas mahkemesi sıfatıyla bakması nedeniyle, Yargıtay CGK’nun 2007/10-85 Esas, 2007/109 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasasının 17. maddesindeki gibi özel bir düzenleme bulunmayan hallerde ihtisas mahkemelerince yargılanması amaçlanan suçlar ile diğer suçların yargılamalarının birlikte görülemeyeceği gözetilmeden, 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan açılan davanın yargılamasının, görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılan dava yargılaması ile birlikte yapılması,
Yasaya aykırı, sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca sair yönlerin incelenmeksizin BOZULMASINA,
III-Katılan … İdaresi adına Hazine vekilinin 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçunda kullanılan … plakalı nakil vasıtası hakkındaki iade kararına ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre, katılan … İdaresi adına Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün … plakalı araç iadesine ilişkin kısmının ONANMASINA,
IV-Katılan … İdaresi adına Hazine vekili, sanık … müdafii ve sanık …’in 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan anılan sanıklar hakkındaki mahkumiyet hükümlerine yönelik temyizlerine göre yapılan incelemede;
1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18-son maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanık …’in eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 27.07.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 03.12.2013 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasında Dairemizin 2021/7741 Esas sırasında kayıtlı olan … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/433 Esas, 2014/748 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 01.09.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 07.11.2013 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK’nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
3-Olay tutanağı, oluş ve tüm dosya kapsamına göre, sanıkların kullandıkları araçlarla öncü ve artçı şeklinde kaçakçılık yapılacağına yönelik gelen ihbar üzerine suça konu kara yolunda seyir halinde görülen araçlar durdurulmak istenmiş ise de sanık …’un sevk ve idaresi altındaki araçla manevralar yapmak ve arkadan polis aracına çarpmak suretiyle sigara taşıyan aracın yakalanmasını engellemeye çalışması, kaçan aracın yeri sonradan tespit edilerek suça konu sigaraların ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda, sigaraları taşıyan aracı kullanan sanık …’in savunmasında sanık …’un kendisine gözcülük yaptığını beyan etmesi karşısında suç konusu eyleme müşterek fail sıfatıyla iştirak eden … hakkında TCK’nun 39. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
4- Sanık …’un tekerrüre esas alınan adli sicil kaydının 4733 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin olduğu anlaşılmış olup, hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık …’un lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, sanık … hakkında tekerrüre esas alınan ilamla ilgili öncelikle uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı mahkemesinden araştırılarak, neticesine göre söz konusu ilamın tekerrüre esas alınıp alınmayacağının değerlendirilmesi gerekmesi,
5-Sanık … hakkında hem adli para cezası hem de hapis cezası verildiği ve adli para cezaları için TCK’nun 58. maddesine göre tekerrür hükümleri uygulanamayacağı halde tekerrür hükümleri uygulanmasına karar verilirken hiçbir ayrım yapmaksızın sanığın cezasının TCK’nun 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,
6-Suça konu kaçak eşyaların 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaleti ile TCK’nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde TCK’nun 54. maddesi uyarınca müsaderesine ve tasfiyesine karar verilmesi,
7-Kaçak sigaraları taşıyan araca gözcülük etmek gayesiyle kullanılan… plakalı araçta kaçak sigara ele geçirilmediği anlaşılmakla aracın müsaderesine karar verilemeyeceğinin nazara alınmaması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan … İdaresi adına Hazine vekili, sanık … müdafii ve sanık …’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.