YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/7537
KARAR NO : 2021/10018
KARAR TARİHİ : 08.09.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Sanık … hakkında beraat, sanık … hakkında hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin sanık … hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik kararla sınırlı temyiz itirazları üzerine yapılan incelemede;
Şikayetçi Gümrük İdaresi vekilinin katılma talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden yargılama sonlandırılmış ise de, 5271 sayılı CMK’nun 260. maddesi gereğince, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin hükmü temyize hakkı bulunduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre katılan Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sanık …’ın beraatine ilişkin hükmün istem gibi ONANMASINA,
II) Sanık … müdafinin temyiz itirazları üzerine yapılan incelemede ise;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanık …’ın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise
üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. madde ve fıkraları somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre de;
1) Dosya içerisinde bulunan Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi’nin 11/12/2013 tarihli kurul raporunda sanık …’ın hafif zeka geriliği denilen akıl zayıflığının bulunduğu, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olduğunun, bu nedenle TCK.nun 32/1. maddesinden istifade edeceğinin, suç tarihinde cezai ehliyetinin bulunmadığının tespit edildiği,
Buna karşın aynı hastanenin 17/09/2015 tarihli raporunda ise sanığın cezai ehliyetini etkileyecek düzeyde ruhsal bir rahatsızlığına rastlanmadığının, bu nedenle TCK’nun 32/1 ve 32/2. maddelerinden istifade edemeyeceğinin, cezai ehliyetinin tam olduğunun tespit edildiği,
Dicle Üniversitesi Hastaneleri’nin 10/03/2016 tarihli raporunda ise sanığın sınırda menatal kapasite denilen akıl zayıflığının bulunduğu, mevcut hali ile TCK’nun 32/2. madde kapsamında değerlendirilmesinin uygun olacağının belirtildiği, tüm dosya kapsamına göre yapılan incelemede raporlar arasında bir çelişki oluştuğu cihetle; bu çelişkinin giderilmesi amacıyla 5237 sayılı TCK’nun 32. maddesi uyarınca sanığın suç tarihi itibariyle işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini etkileyen bir akıl hastalığı ya da akıl zayıflığının bulunup bulunmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınarak sonucuna göre sanık …’ın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm tesisi,
2) Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanık …’ın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 01.08.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 20.12.2013 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasında halen derdest olan ve Diyarbakır 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/1892 Esas sırasında kayıtlı dosyasında suç tarihinin 16.08.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 25.11.2013 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre sanığın eylemlerinin TCK’nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından anılan dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.