YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/6065
KARAR NO : 2023/2297
KARAR TARİHİ : 13.03.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/988 E., 2017/417 K.
SUÇ : 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’na aykırılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
(Kapatılan) 2. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 04.04.2017 tarihli ve 2014/883 Esas, 2017/347 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında firar suçundan, 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun (1632 sayılı Kanun) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca on ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; hakkında verilen hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmemesinin ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğuna ve kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Askerlik hizmetini yapmakta olan sanığın izinsiz olarak 30.12.2013 tarihinde birliğinden ayrıldığı daha sonra 29.04.2014 tarihinde kendiliğinden birliğine katılış yaptığı maddi vakıa olarak anlaşılmıştır.
2.Sanık ifadesinde özetle; askerlik hizmetine başlamadan evvel eşini kaçırarak evlendiğini, eşinin ailesinin kendisinden başlık parası istediğini, imkanı olmadığı için başlık parasını ödeyemediğini, eşinin ailesinin eşini kendisinden almaya çalıştıklarını, bu sebeple firar ettiğini, bu sürede ailevi problemlerini halletmeye çalıştığını, öncelikle beraatini mahkeme aksi kanaatte ise lehine olan tüm kanun hükümleri ile birlikte hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını, kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya muvafakatinin olduğunu beyan etmiştir.
3.Elazığ Asker Hastanesi tarafından sanık hakkında düzenlen 02.08.2016 tarihli rapor ile ileri derecede antisosyal kişilik bozukluğu tanısı konarak askerliğe elverişli olmadığına karar verildiği, askerliğe elverişsizlik halinin suç tarihini kapsamadığı ve 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarından faydalanamayacağı teşhisi konmuştur.
4.Sanığın sabah yoklamasında birliğinde bulunmadığına dair tutanak, kendiliğinden birliğine dönüş yaptığına dair tutanak, vaka kanaat raporu ve dosya kapsamında bulunan diğer bütün belgeler incelenerek değerlendirilmiştir.
5.Sanığa ait güncel adli sicil kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.
IV. GEREKÇE
1.Hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmamasının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.
2.1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yazılı firar suçu, asker kişinin, kıtasından veya görevi icabı hazır bulunmak zorunda olduğu yerden bilerek ve isteyerek izinsiz olarak altı günden fazla bir süreyle uzaklaşmasıyla oluşan, özel kastın (saikin) aranmadığı, genel kastla işlenen bir suç olduğu ve unsurları arasında mazeret hâline yer verilmediği, tetkik edilen tüm dosya kapsamına göre, sanığın 30.12.2013-29.04.2014 tarihleri arasında kesintisiz süren ve kendiliğinden birliğine katılmakla son bulan, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının a bendi kapsamına giren “firar” suçunu işlediği ve savunmasında da suçunu ikrar ettiği belirlenmekle, eylemi sabit görülerek Mahkemece, sanık hakkında alt sınırdan ceza tayin edilip ardından takdiri indirim uygulanmasında, yasal imkansızlık sebebiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümlerinin uygulanmamasında, sanığın suça meyilli kişiliği nedeniyle seçenek yaptırımlara çevrilmemek suretiyle mahkumiyet hükmü kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Malkara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.04.2017 tarihli ve 2014/988 Esas, 2017/417 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle, tebliğnameye uygun olarak hükmün oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.03.2023 tarihinde karar verildi.