Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/5947 E. 2023/1959 K. 06.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5947
KARAR NO : 2023/1959
KARAR TARİHİ : 06.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/783 E., 2017/502 K.
SUÇ : 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usûlü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
(Kapatılan) 3. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 01.02.2017 tarihli ve 2015/674 Esas, 2017/27 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında firar suçundan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun (1632 sayılı Kanun) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi uyarınca on ay hapis cezası ile cezalandırımasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; sebep belirtmeksizin hükmü temyiz etme iradesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanığın daha önce işlemiş olduğu 07.08.2012-03.06.2013 tarihleri arasındaki firar suçu ile ilgili olarak hakkında kamu davası açıldığı, bu suçundan dolayı 03.06.2013-27.06.2013 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, daha sonra 27.06.2013 tarihinde tahliye edildiği, tahliye edildikten sonra Çorlu Askerlik Şubesi Başkanlığı tarafından yol süresi verilerek 29.06.2013 tarihine kadar birliğine katılması için sevk edildiği ancak sanığın birliğine katılmadığı, 17.12.2014 tarihinde Antalya’da yakalanarak 18.12.2014 tarihinde Çorum L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna kapatıldığı maddi vakıa olarak belirlenmiştir.

2.Sanık savunmasında özetle; askerden firar ettiği iddiasını kabul ettiğini, kendisinin rahatsızlığının bulunduğunu, askerlik görevini ifa etmesinin mümkün olmadığını, rahatsızlığından dolayı firar ettiğini, hatta Çorum L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunduğu esnada kolluk vasıtasıyla Ankara Gülhane Askeri Tıp Akademisine sevkinin yapıldığını, kendisine hastanede askerliğe elverişli olmadığına dair rapor verildiğini, suçun unsurlarının oluşmadığını, bu nedenle beraatine karar verilmesi gerektiğini, hakkında mahkumiyet kararı verilmesi halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ettiğini ve kamuya yararlı bir işte çalıştırılmayı kabul ettiğini beyan etmiştir.

3.Sanığın birliğine sevk edildikten sonra katılış yapmadığına dair tutanak, vaka kanaat raporu, yakalama emri, sanığın yakalandığına dair tutanak ve dosya kapsamında bulunan tüm belgeler incelenerek değerlendirilmiştir.

4.Sanık hakkında GATA Baştabipliği tarafından tanzim edilmiş, yetkili üst makam onaylı 13.11.2015 tarihli ve 13824 numaralı rapor ile disosyal kişilik bozukluğu tanısı konarak; “Askerliğe elverişli değildir. Askerliğe elverişsizlik hali suç tarihini kapsamaz” kararı verilmiştir.

5.Yine GATA tarafından tanzim edilen 24.11.2015 tarihli adlî raporda suç tarihlerinde 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarından faydalanamayacağı bildirilmiştir.

6.Sanığa ait güncel adlî sicil kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
1.1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yazılı firar suçu, asker kişinin, kıtasından veya görevi icabı hazır bulunmak zorunda olduğu yerden bilerek ve isteyerek izinsiz olarak altı günden fazla bir süreyle uzaklaşmasıyla oluşan, özel kastın (saikin) aranmadığı, genel kastla işlenen bir suç olduğu ve unsurları arasında mazeret hâline yer verilmediği, tüm dosya kapsamına göre, sanığın 29.06.2013-17.12.2014 tarihleri arasında kesintisiz sürerek yakalanmakla son bulan, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına giren “firar” suçunu işlediği, sanığın suç tarihinde askerliğe elverişliliğini ve cezai ehliyetini etkileyen bir durumun olmadığı anlaşılmakla; eylemi sabit görülerek Mahkemece, sanık hakkında alt sınırdan ceza tayin edilip ardından takdiri indirim uygulanması suretiyle mahkûmiyet hükmü kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık
tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bakırköy 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 01.02.2017 tarihli ve 2015/783 Esas, 2017/502 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

06.03.2023 tarihinde karar verildi.