YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5918
KARAR NO : 2023/1962
KARAR TARİHİ : 06.03.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/577 E., 2017/283 K.
SUÇ : 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’na Aykırılık
HÜKÜM : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
(Kapatılan) 5. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 25.01.2017 tarihli ve 2016/936 Esas, 2017/44 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında izin tecavüzü suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Adli müşavirin temyiz istemi, sanığın suç kastı ile hareket etmediğinin kabulünün yersiz olduğuna
ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanık …’in askerlik hizmetini ifa ederken 23.06.2016 tarihinde saat 08.00’da dört gün yol süresi de dahil olmak üzere toplam dokuz gün kanuni izne gönderildiği, 02.07.2016 tarihinde saat 00.00’a kadar birliğine katılış yapmadığı, belli bir süre izin aşımında bulunan sanığın 19.07.2016 tarihinde kendiliğinden gelerek birliğine katıldığı maddi vakıa olarak belirlenmiştir.
2.Sanık savunmalarında; bayram tatili için eve gittiğini, babası ve annesinin ayrı olduğunu, askere gelmeden önce ailesine kendisinin baktığını, askere geldikten sonra ailesinin maddi durumunun kötüleştiğini, gittikten sonra para kazanıp eve bırakmak zorunda kaldığını, bu nedenle geciktiğini, askere gelmeden önce annesine asker yardımı çıkartmaya çalıştığını, dedesinden annesine 200,00 TL. maaş kaldığı için Devletin annesine asker yardımı yapmadığını, anneannesinin kendileriyle birlikte oturduğunu, onun da 400 TL civarında maaş aldığını, bir tane küçük kardeşinin olduğunu, ablasının evli olduğunu, askere gelmeden önce ailesinin maddi sıkıntı çekebileceğini bildiğini, bu nedenle anneannesine yaşlılık maaşı bağlatmaya çalıştığını, anneannesine annesi baktığı için refakatçi aylığı bağlatmaya çalıştığını, ancak engel oranı yetmediği için rapor verilmediğini, bu nedenle aylık bağlatamadığını, izin tecavüzü nedenlerinden birinin de refakatçi aylığı alabilmek için idari işlemleri yapmak zorunda olduğunu, anneannesine rapor alıp belgeleri annesine bırakıp geri döndüğünü, daha sonradan annesine refakatçi aylığının bağlandığını şu anda maddi sorun bulunmadığını beyan etmiştir.
3.Dosya kapsamında bulunan izin belgesi, vak’a kanaat raporu, sanığın kendiliğinden birliğine katılış yaptığına dair tutanak ve diğer belgeler incelenerek değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde düzenlenen suçun unsurları arasında gösterilen özür kavramı (Kapatılan) Askerî Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında yer verildiği üzere, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Yönetmeliğinin 57 nci maddesinde yer alan izinli personelin mazereti nedeniyle izninin uzatılmasına ilişkin (b) bendinde belirtilen, ağır hastalık, ölüm, kaza, doğum, yangın vb. mazeretler ile sanığın zamanında birlik komutanlığına dönmesini engelleyen veya engellemese bile önemli ölçüde güçleştiren ve askerlik hizmetini ikinci planda bıraktırabilecek nitelikte olması gerektiği kabul edilmiştir.
Anılan Yönetmeliğinin 57 nci maddesinde sayılan hâllerin izin tecavüzü suçu açısından özür olarak kabul edileceği hususunda değerlendirme yapılırken, kanun koyucunun anılan suçla korumak istediği hukukî menfaat de dikkate alınarak, özürün, beklenilmeyen bir durum olarak ortaya çıkıp çıkmadığı ve ani olarak gelişip gelişmediği ile failin, yasaya aykırı eylemini bir an evvel sona erdirmeye veya mazereti ortadan kaldırmaya yönelik gayret ve hareketlerinin, kısaca, suç ve dehalet kasıtlarının irdelenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, hayatın olağan akışı içerisinde her zaman karşılaşabilecek olayların haklı mazeret olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde, sanığın savunmalarında belirttiği hususların aniden gelişen durumlardan olmadığı, uzun süredir devam ettiği ve ailenin ekonomik sıkıntı içinde olmasının yerleşik içtihatlar doğrultusunda mazeret olarak kabul edilmediği hususları bir arada değerlendirildiğinde sanığın zamanında birliğine dönmesini engelleyen veya engellemese bile önemli ölçüde güçleştiren ve askerlik hizmetini ikinci planda bıraktırabilecek önem ve ciddiyette olan bir
mazeretin söz konusu olmaması karşısında sanığın mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çorlu 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.01.2017 tarihli ve 2016/577 Esas, 2017/283 Karar sayılı kararına yönelik adli müşavirin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.03.2023 tarihinde karar verildi.