Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/5882 E. 2023/2291 K. 13.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/5882
KARAR NO : 2023/2291
KARAR TARİHİ : 13.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2013/434 E., 2017/420 K.
SUÇ : 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’na aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî onama, kısmî bozma

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
(Kapatılan) 2. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 15.03.2017 tarihli ve 2013/893 Esas, 2017/270 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında tehlikeli aletle üste fiilen taarruz ve üste hakaret suçlarından, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun (1632 sayılı Kanun) 91 inci maddesinin ikinci fıkrasının az vahim hal cümlesi, 85 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi uyarınca ayrı ayrı bir yıl sekiz ay ve iki ay on beş gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; sebep belirtmeksizin hükmü temyiz etme iradesine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.23.04.2012 tarihinde saat 19.00 civarında Karargah dershanesinde sanık Top.Er Kenan ile P.Onb.Gökberk’in tartışmaya başladığı, sanık …’ın Gökberk’e senin ananı sinkaf ederim dediği, bunun üzerine Gökberk’in sanık …’ın suratına yumruk attığı, orada bulunanlarca ayrıldıkları, kavganın sona erdiği sırada sanık … üzerinden çıkardığı ekmek bıçağını Gökberk’in sağ diz kapağının üzerine sapladığı, bıçağın ucunun 0,5 cm kadar Gökberk’in dizine girdiği ve sanık …’ın bıçağı alarak olay yerinden kaçarak uzaklaştığı, mağdurun birlik revirine kaldırıldığı, yapılan muayenesi sonrası, “uvital bulguları stabil olan hastanın sağ diz patella bölgesinde yaklaşık 3 cm’lik yara dudakları düzenli 0.5 cm derinliğinde yüzeysel hafif kanamalı kesi görüldü. Kesi suture edilerek tedavisi düzenlendi. Nörolojik ve diğer sistem muayeneleri doğaldır. Basit tıbbi müdahale ile giderilebilir. Kalıcı iz bırakmaz Hayati öneme haiz değildir…” şeklindeki raporun tanzim edildiği maddi vakıa olarak anlaşılmıştır.

2.Sanık ifadesinde özetle; olay günü başka bir arkadaşı cep telefonu taşıdığı için komutanlarına şikayet ettiğini, Gökberk’in yanına gelerek kendisine niye böyle yaptığını sorduğunu ve seninle dershanede görüşelim oraya gel dediğini, kendisine bir şey yapacağından korkarak yemekhaneden aldığı ekmek bıçağıyla dershaneye gittiğini, Gökberk’in tekrar kendisine niye böyle bir şey yaptığını sorduğunu, biz alt tertipken bize de yapıyorlardı diyerek karşılık verdiğini, bunun üzerine Gökberk’in hiçbir şey demeden kendisine yumruk attığını, kendisinin de cebinden bıçağı çıkartıp hem Gökberk’e hem de yanındaki ismini hatırlamadığı arkadaşlarından korunmak için onlara doğrultarak gelmeyin diye bağırdığını, o sırada Gökberk’in diziyle karın bölgesine doğru vurmaya çalışırken elindeki bıçağın dizine girdiğini, bunun üzerine korkarak bıçağı alıp nöbetçi amirinin yanına koştuğunu ve psikiyatrik rahatsızlığının olduğunu beyanda etmiştir.

3.Balıkesir Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 21.11.2012 tarihli …’in olay sebebiyle hayati tehlikesinin bulunmadığına ve yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebileceğine dair kati hekim raporu dosya içerisinde mevcuttur.

4.Mahkeme huzurunda usulüne uygun olarak alınmış yeminli ifadelerine başvurulan tanıklar Emre … ve Gökhan…, sanık …’ın mağdur …’e sinkaflı küfürler ettiğini, Gökberk’in küfür üzerine sanığın yüzüne yumruk attığını ve sanık …’ın Gökberk’in dizine bıçak sapladığını ifade etmişlerdir.

5.Isparta Asker Hastanesi Baştabipliği tarafından sanık adına düzenlenmiş 18.12.2014 tarihli askerliğe elverişli olmadığına dair rapor ve yine aynı hastane tarafından sanığın askerliğe elverişsizlik halinin suç tarihlerini kapsamadığına ve müsnet suçtan 5237 sayılı Kanun’un 32 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarından faydalanamayacağına dair 31.05.2016 tarihli ek rapor düzenlenerek temyize konu dava dosyasına dahil edilmiştir.

6.Sanığa ait güncel adli sicil kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Anayasa’nın 129 uncu maddesinin beşinci fıkrası ile suç tarihinde yürürlükte bulunan 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nun 8 inci ve 95 inci maddeleri uyarınca; asker kişilerin askerî suçları ile bunların asker kişiler aleyhine yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlar hakkında soruşturma yapılması, teşkilatında askerî mahkeme kurulan kıta komutanı veya askerî kurum amirinin iznine bağlı kılındığından, 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin yedinci fıkrası gereğince basit yargılanma usulünün uygulanamayacağı anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

2.Sanığın olay sırasında üstü konumunda olan mağdura yönelik olarak senin ananı avradını sinkaf ederim şeklinde sarfettiği sözlerin toplum içerisinde mağduru alçaltıcı ve haksız nitelikte olduğunun kabulüyle Mahkemece sanık hakkında üste hakaret suçuna konu eyleminin sabit görülerek kurulan hükümde,

3.Olay tarihinde sanığın rütbesiz asker er, mağdurun ise onbaşı rütbesine haiz olduğu, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanun’un 10 uncu ve 1632 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre aralarında ast-üst ilişkisinin bulunduğu, sanığın rütbece üstü olan mağdurun dizine bıçak saplamak suretiyle doğrudan onun vücut bütünlüğüne ve üstlük nüfuz ve otoritesine yönelik fiili saldırı gerçekleştirdiği, dosya kapsamında bulunan ve usulüne uygun ifadeleri alınmış mağdur ve tanık ifadelerinin bu yönde olduğu, mağdurun dizine ekmek bıçağını sapladığına ilişkin düzenlenen sağlık raporu da göz önüne alınıp, sanığın eylemini gerçekleştirirken kullandığı bıçağın tehlikeli alet olarak nitelendirilmesinde ve Mahkemece tehlikeli alet ile üste fiilen taarruz suçuna konu eyleminin sabit görülerek sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

5.Hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmamasının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Malkara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.03.2017 tarihli ve 2013/434 Esas, 2017/420 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.03.2023 tarihinde karar verildi.