Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/4238 E. 2023/6356 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/4238
KARAR NO : 2023/6356
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2012/330 E., 2016/328 K.
SUÇ : 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, kaçak eşyanın müsaderesi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Bozma

Sanıklar hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Vakfıkebir Asliye Ceza Mahkemesinin 13.07.2016 tarihli ve 2012/330 Esas, 2016/328 Karar sayılı kararı ile sanıklar …, …, … ve … hakkında 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun (5015 sayılı Kanun) Ek 5 inci maddesinin birinci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 51 inci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca erteli 1 yıl 8 … hapis cezası ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, sanıkların 1 yıl 8 … süreyle denetim süresine tabi tutulmalarına, hak yoksunluklarına ve suça konu akaryakıtın müsaderesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıklar …, …, … ve … müdafiinin temyiz sebepleri; akaryakıtın vergiler ödenmek suretiyle yurda getirildiğine, başka bir yolla ülkeye sokulduğuna dair bir delil bulunmadığına, sanıklar hakkında beraat kararı verilmesine, aksi halde ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Olay tutanağı ve dosya kapsamına göre; kolluk görevlilerince … Petrol (M-Oil) isimli iş yerinin yan tarafından bulunan 61 K …-61 K … plakalı tır aracından 61 HD … plakalı kamyonete akaryakıt aktarıldığı bilgisi edinilmesi üzerine olay yerine intikal edildiği sırada sanık …’ün sevk ve idaresindeki 61 HD … plakalı aracın kavşak üzerinde seyir halinde iken görüldüğü, aracın durdurularak polis merkezine getirildiği ve araç sürücüsünün rızası ile yapılan kontrolde bagaj bölümünde 2 adet içi boş sac varil ve ucunda motor takılı hortum olduğunun tespit edildiği, sanık … ile yapılan görüşmede araç içerisinde bulunan akaryakıtı Karanis Apartmanının altında bulunan depoya boşalttığını beyan etmesi üzerine Cumhuriyet savcısından gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında alınan arama iznine istinaden adreste yapılan aramada plastik tank ve sac variller içerisinden Ulusal Marker Seviyesi geçersiz 3.300 litre akaryakıt ele geçirildiği anlaşılmıştır.

2.Sanık …’in aşamalarda; … Uluslararası Nakliyat firmasında şoför olarak çalıştığını, Gürcistan ve Azerbaycan’dan 600 ila 700 litre akaryakıt alarak yurda giriş yaptıklarını, bu şekilde Ankara’ya gittiklerini, dönüşte kalan akaryakıtı Vakfıkebir’de bulunan evde diğer araçlarda kullanmak üzere depoladıklarını, 61 HD … plakalı aracın …’e ait olup komşusu … tarafından kullanıldığını, firmaya ait 61 K …-61 K … plakalı tır aracından fazlalık olan 200 litre akaryakıtı çekerek varillere yüklediklerini, akaryakıt kaçakçılığı yapmadığını savunduğu belirlenmiştir.

3.Sanık …’ün aşamalarda; … firmasının ortağı olduğunu, … isimli firmada çalışan sanık …’in kendisini arayarak İstanbul’daki firmalarında bulunan fazla akaryakıtı kendilerine ait araçlara aktarıp aktaramayacağını sorduğunu, kendisinin bu teklifi kabul ettiği, 61 K … plakalı aracın şoförü olan sanık …’ı arayarak … firmasına ait 200 litre akaryakıtı kendilere ait tıra aktarmasını istediğini, …’ın Vakfıkebir ilçesine giderek bu akaryakıtı tekrar …’e verdiği sırada kendisinin ilçe dışında bulunduğunu, akaryakıt kaçakçılığı yapmadıklarını, … firmasından aldıkları akaryakıtı yine … firmasına verdikleri sırada yakalamanın gerçekleştiğini beyan ettiği belirlenmiştir.

4.Sanık …’ın aşamalarda; … nakliye firmasına ait 61 K … plakalı araçta şoför olarak çalıştığını, firma sahiplerinden …’ün kendisini arayarak … firmasına ait bir tırın gümrükte beklediğini, bu tırda bulunan fazla mazotun kendisinin kullandığı tıra aktarılacağını söylediğini, firma sahibinden emir aldığı için olaya karışmadığını, ertesi gün de sanık … ile tanımadığı birisinin gelerek depoda bulunan akaryakıtı aldıklarını, söz konusu akaryakıtın neden boşaltıldığını bilmediğini beyan ettiği anlaşılmıştır.

5.Sanık …’ün aşamalarda; olay günü arkadaşı olan diğer sanık …’in isteği üzerine tırın deposunda bulunan akaryakıtı sac varilin içerisine aktardıklarını, varili ve hortumları alarak tek başına …’in oturduğu apartmanın zemin katındaki depoya bıraktığını beyan ettiği belirlenmiştir.

6.Tanık …’ın 17.06.2013 tarihinde; … Kuyumculuk isimli iş yerinin sahibi olduğunu, aynı isim altında kurulan nakliye firması ile dayısı …’in ilgilendiğini, daha önce araçlardan akaryakıt çalındığı için kendisine önlem almasını söylediğini, bu nedenle akaryakıtı araçlardan çekerek evinin altındaki depoya koyduğunu ve bildiği kadarıyla ihtiyaç fazlası akaryakıt getirilerek depodan satılmasının söz konusu olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eylemlerinin 5015 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11.04.2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanun ile 5015 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesinin birinci fıkrasının yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun (5607 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrası kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun ile değişik 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrası ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
10.12.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasının “yirmiüçüncü” fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek, hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar … Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada soruşturma aşamasında ihtarat yapılmamış ise ”1/2”, ihtarat yapılmış ise ”1/3” oranında indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı da dikkate alınarak,
Suç tarihinde yürürlükte olan 5015 sayılı Kanun ile 6545 ve 7242 sayılı Kanun’lar ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin onbirinci fıkrasının son cümlesi delaletiyle anılan Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci, onuncu, yirmiüçüncü fıkraları, dördüncü maddenin ikinci fıkrası ile 5 inci maddesinin ikinci fıkralarının somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri ile 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 12 nci maddenin ikinci fıkrası gereği sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu nedeniyle hukuka aykırılık bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Vakfıkebir Asliye Ceza Mahkemesinin 13.07.2016 tarihli ve 2012/330 Esas, 2016/328 Karar sayılı kararına yönelik sanıklar müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliği ile BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

21.06.2023 tarihinde karar verildi.