YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/3372
KARAR NO : 2021/17506
KARAR TARİHİ : 16.12.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Sanık … hakkında hükümlülük, müsadere, sanık … hakkında beraat
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Gümrük İdaresi vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Duruşmadan haberdar edilen Gümrük İdaresi’nin kamu davasına katılma talebinde bulunmadığı anlaşılmakla, davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmayan Gümrük İdaresi vekilinin vaki temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II) Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmü ile nakil aracının müsaderesi kararına yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Suçta kullanılan aracın kayıt maliki beraat eden sanık … olduğundan, tebliğnamedeki sanığın hukuki menfaati bulunmadığından temyiz talebinin reddi gerektiği yönündeki görüşe iştirak edilmemiştir.
1)Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2)24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
1)Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 27.02.2015, iddianame düzenleme tarihinin 27.11.2015 olduğu,
Halen derdest olan Gaziantep 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/621 Esas, sayılı dosyasında suç tarihinin 04.06.2015, iddianame düzenleme tarihinin ise 05.06.2015 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerinin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek, suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre sanığın eylemlerinin TCK’nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından sanığa ait dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2)Olay tutanağına göre, nakil aracının gizli bölmelerinde 2568 paket kaçak sigara ele geçtiği anlaşılmakla, beraat eden sanık …’a ait araçtaki zulalı kısımların masrafı sanık …’tan alınmak suretiyle sökülerek nakil aracının sahibine iadesi gerekirken yazılı şekilde müsaderesine karar verilmesi,
3) 5607 sayılı Kanunun 3/18-son cümlesi yollaması ile aynı kanunun 3/5. maddesi gereğince temel ceza 1 yıl 6 ay hapis ve 100 gün adli para cezası olarak belirlendikten sonra aynı kanunun 3/10. maddesi gereğince 1/2 oranında artırım yapılması esnasında cezanın 1 yıl 15 ay hapis ve 150 gün adli para cezası olarak belirlenmesi yerine yazılı şekilde 2 yıl 3 ay hapis ve 150 gün adli para cezası olarak belirlenmesi,
3)Sanıklar hakkında takdiri indirim uygulanırken uygulama maddesi olarak TCK’nun 62/1. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.