Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/30621 E. 2023/7627 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/30621
KARAR NO : 2023/7627
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2020/273 E., 2021/523 K.
SUÇ : 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Zamanaşımı nedeniyle düşme

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I.HUKUKÎ SÜREÇ
1.Kocaeli 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.11.2010 tarihli ve 2010/214 Esas, 2010/678 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun (5015 sayılı Kanun) Ek 5 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca neticeten 1 yıl 8 … hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

2.Sanığın denetim süresi içerisinde 26.05.2011 tarihinde kasıtlı suç işlemesi üzerine Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.11.2015 tarihli ve 2014/741 Esas, 2015/679 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmiştir.

3.Mahkemenin söz konusu kararının sanık tarafından temyizi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02.06.2020 tarihli, 7-2016/28390 sayılı kararı ile; “14.04.2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilip 15.04.2020 tarih ve 31100 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 61 ve 62. maddeleriyle değişik 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunun 3 ve 5. Maddelerinde yapılan değişikliklerin, hakkında mahkumiyet hükmü kurulmuş sanık lehine olduğu,
Aynı Kanunun 63. maddesinin “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte bu Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalardan, 3 üncü ve 5 inci maddede bu maddeye ihdas eden Kanunla yapılan düzenlemeler nedeniyle lehe değerlendirme yapılması gereken dosyalar hakkında bozma kararı verilir.
Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığında bulunan dosyalar ise gelişlerindeki usule uygun olarak ilk derece mahkemelerine gönderilir.” şeklindeki ikinci fıkrası uyarınca; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arşivinde mevcut dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
…” şeklindeki gerekçe ile dava dosyasının mahalline gönderilmesine karar verilmiştir.

4.Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.06.2021 tarihli ve 2020/273 Esas, 2021/523 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan, aynı Kanun’un üçüncü maddesinin onikinci ve yirmiikinci fıkraları ile 5237 sayılı Kanun’ un 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve aynı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları, 50 nci maddesi gereği hapis cezasından çevrilme 4.000,00 TL adli para cezası ve 20,00 TL gün karşılığı adli para cezası ile cezalandırılmasına, taksitlendirmeye karar verilmiştir.

5.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 29.11.2021 tarihli ve 2021/113640 sayılı, zamanaşımı nedeniyle düşme görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.

II.TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri; usul ve kanuna ve kamu vicdanına aykırı olan hükmün bozulmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.

III.OLAY VE OLGULAR
1.15.10.2009 tarihinde, sanık …’ün madeni yağ satışı yaptığı, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanıklar Tahir İbiş’e ait işyerinin önünde, sanıklar Ali Osman Maden ile Recep …’nin, park halindeki kamyonun yakıt deposuna yağ tenekesinden dolum yaptıklarının görülmesi üzerine, 16 litrelik 62 teneke içerisindeki toplam 992 litre madeni yağ ele geçirilmiştir.

2.Suça konu akaryakıtın mineral yağ içerdiğine ve motorlu araçlarda akaryakıt olarak kullanılabileceğinin bildirildiği bilirkişi raporu ile analiz raporunun dava dosya içeriğinden anlaşılmıştır.

3.Suça konu akaryakıtın 25.02.2010 tarihinde tasfiyesine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV.GEREKÇE
1.Suç tarihi ve olay tutanağı nazara alındığında, sanığın eyleminin 5015 sayılı Kanun’a muhalefet suçunu oluşturduğu, bu suçtan doğrudan zarar görenin ise … olduğu, bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 16.11.2010 tarihli hükme yönelik Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun itiraz hakkının bulunduğu, ancak söz konusu karar anılan kuruma tebliğ edilmediği için henüz kesinleşmediği ve sanık hakkındaki denetim süresi başlamadığı halde, denetim süresinde suç işlendiğinden bahisle yeni esasa kaydedilen dosyada sanık hakkında verilen önceki hükmün açıklanmasına karar verilerek yazılı şekilde hüküm tesisi mümkün değil ise de, sanığın yargılama konusu eylemi için, 5015 sayılı Kanun’un Ek 5 inci maddesinin birinci fıkrası gereği belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre 5237 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.

2.5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlem olan sanığın savunmasının alındığı 07.06.2010 tarihinden hüküm tarihine kadar 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi hukuka aykırı bulunmuştur.

V.KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.06.2021 tarihli ve 2020/273 Esas, 2021/523 Karar sayılı kararına yönelik sanık …’ün temyiz istemi yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık … hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle oy çokluğuyla DÜŞMESİNE, tasfiyesine karar verilen davaya konu kaçak eşyanın tasfiye bedelinin Hazine adına irat kaydına, tasfiye edilmemiş ise 5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının yollaması ile 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca MÜSADERESİNE,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

Tebliğname’ye uygun olarak, 03.10.2023 tarihinde karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık … hakkında, 5015 sayılı Yasaya aykırılık suçundan suçundan kurulan hükmün, sanığın temyizi üzerine sayın çoğunluğun bozma ve zamanaşımı nedeniyle düşmeye ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 10.11.2010 tarihli kararın suç tarihi itibariyle suçtan zarar gören ve yokluğunda karar verilen …’na gerekçeli karar tebliğ edilmeden kesinleştirildiği, yoklukta verilen kararın tebliğ edilmemesi nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 10.11.2010 tarihli kararın usulüne uygun olarak henüz kesinleşmediği, kesinleştiğinin kabulü ile denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediğinden bahisle dosya ele alınarak hükmün açıklanmasına ilişkin verilen 04.10.2021 tarihli kararın hukuki değerden yoksun yok hükmünde olması nedeniyle temyizi kabil bir karar niteliğinde olmaması ve bu nedenle de zamanaşımının ancak itiraz merciince değerlendirilmesinin mümkün olması karşısında, sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi gereğince (REDDİNE), 10.11.2010 tarihli kararın kesinleşmesi hususunun mahallinde takdir ve ifasına karar verilmesi yerine, yerel mahkemenin yok hükmünde olması nedeniyle temyizi mümkün olmayan 04.10.2021 tarihli kararının bozulmasına ve zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 03.10.2023