YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/30435
KARAR NO : 2023/920
KARAR TARİHİ : 06.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2019/21 E., 2019/302 K.
SUÇ : 1632 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun)260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.(Kapatılan) 1. Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 25.06.2012 tarihli ve 2012/477 Esas, 2012/148 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında firar suçundan, 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun (1632 sayılı Kanun) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 73 üncü maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi uyarınca 5 ay hapis cezası ile
cezalandırılmasına ayrıca 1632 sayılı Kanun’un 71 inci maddesi uyarınca onbaşı rütbesinin geri alınmasına karar verilmiştir.
2.(Kapatılan) 1. Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 25.06.2012 tarihli ve 2012/477 Esas, 2012/148 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine (Kapatılan) Askeri Yargıtay 2. Dairesinin 25.12.2013 tarihli ve 2013/1573 Esas, 2013/1555 Karar sayılı kararı ile Anayasa Mahkemesinin, 17.01.2013 tarihli ve 2012/80 Esas ve 2013/16 Karar sayılı kararı ile, 1632 sayılı Kanun’un 47 nci maddesinin birinci fıkrasının A bendinin birinci ve ikinci cümleleri ile Ek 8 inci
maddesinin ikinci fıkrasının “Sırf askerî suçlar ile bu Kanunun Üçüncü Babının Dördüncü
Faslında yazılı suçlar hakkında, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile …” bölümünün
“…kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile …” ibaresinin ve 1632 sayılı Kanun’un Ek 10 uncu
maddesinin ikinci fıkrasının, Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması
karşısında, uygulamaya yönelik bu konularda, yeniden değerlendirme ve tartışma yapılması gerekliliği nedeniyle mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
3.Bozma üzerine (Kapatılan) 1. Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 21.03.2014 tarihli ve 2014/042 Esas, 2014/108 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında firar suçundan, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 73 üncü maddesi ve 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi uyarınca beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin sekizinci fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş, söz konusu karar yasal süresi içerisinde taraflarca itiraz edilmemek suretiyle 16.04.2014 tarihinde kesinleşmiştir.
4.Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 16.04.2014 tarihinde kesinleşmesinin ardından 5 yıllık denetim süresi içerisinde 23.06.2018 tarihinde trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçunu işlediğinin Kastamonu 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.12.2018 tarihli ve 2018/430 Esas, 2018/674 Karar sayılı kararı ile ihbar edilmesi üzerine Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.05.2019 tarihli ve 2019/21 Esas, 2019/302 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında (Kapatılan) 1. Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Mahkemesinin açıklanması geri bırakılan 21.03.2014 tarihli ve 2014/042 Esas, 2014/108 Karar sayılı hükmünün açıklanmasına, sanığın firar suçundan, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 73 üncü maddesi ve 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ve 53 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; Tabur Komutanı yüzünden firar etmek zorunda kaldığına, kendisine psikolojik baskı uyguladığına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Olay tarihinde askerlik hizmetini sürdüren sanığın; 21.05.2012 tarihinde saat 03.00 sıralarında birliğini izinsiz terk edip, 29.05.2012 tarihinde saat 09.00 itibarıyla birliğine kendiliğinden gelerek katıldığı maddi vakıa olarak belirlenmiştir.
2.Sanığın 25.06.2012 tarihinde alınan savunmasında özetle; firar etmesinin sebebinin tabur komutanı
Yarbay Mustafa … ile tartışmasının olduğu, kantin soyulma olayından kendisinden şüphelenerek hakaretler ettiği, bunun üzerine dayanamayarak firar ettiğini, esrar ve hap kullandığını, pişman olduğunu ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını istediğini beyan etmiştir.
3.Bozma sonrası alınan 14.03.2014 tarihli beyanında; Yargıtay Bozma ilâmına uyulmasını mahkemenin takdirine bıraktığını, olay tarihinde tabur komutanı ile tartıştığını, ailevi sorunları olduğunu beyan ederek hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep etmiştir.
4.Sanık 01.03.2019 tarihli savunmasında özetle; gelen ihbar yazısı ve mahkeme ilâmına bir diyeceğinin olmadığını ve pişman olduğunu ifade etmiştir.
5.Dosya kapsamında bulunan sanığa ait nüfus ve adli sicil kaydı, sevk belgesi, 21.05.2012 tarihli firar ettiğine dair tutanak, 29.05.2012 tarihli birliğine katıldığına dair tutanak, vak’a kanaat raporu, ihbar yazısı ile mevcut bilgi ve belgeler okunup, incelenerek değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.(Kapatılan) 1. Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Mahkemesince; sanığın ruhsal durumu bilirkişi dinlenilmesi suretiyle araştırılıp, suç tarihlerinde ve hâlen askerliğe elverişliliğini etkileyecek ruhsal rahatsızlığının bulunmadığı, cezai ehliyetinin tam olduğu, adli gözlem altına alınmasına gerek olmadığı belirlenmiştir.
2.1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen firar suçunun mazeret kabul etmeyen suçlar arasında bulunduğundan sanığın tabur komutanıyla tartışmasından ötürü firar ettiği şeklindeki beyanlarının mahkemece mazeret olarak kabul edilmeyerek suça konu eylemin sabit görülmesinde ve denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği anlaşılan sanık hakkındaki açıklanması geri bırakılan hükmün aynen açıklanmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
3.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
4.5237 sayılı Kanun’un 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak; hükümden sonra 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la yapılan değişikliklerin, infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.
5.Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 21.05.2012 – 29.05.2012 yerine yalnızca 21.05.2012 olarak yazılması yerinde düzeltilmesi olanaklı bir husus olarak görülmüştür.
V.KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bilecik 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.05.2019 tarihli ve 2019/21 Esas, 2019/302 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate
alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
06.02.2023 tarihinde karar verildi.