Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/27444 E. 2023/6143 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/27444
KARAR NO : 2023/6143
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2017/265 E., 2019/83 K.
SUÇ : 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. (Kapatılan) 9. Kolordu Komutanlığı Askerî Mahkemesinin, 09.12.2014 tarihli ve 2013/1486 Esas, 2014/1199 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 12.08.2012-23.12.2012 tarihleri arasında firar suçundan, 1632 sayılı Askerî Ceza Kanunu’nun (1632 sayılı Kanun) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca 20 eşit taksitte tahsil edilmek üzere 6.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2. Anılan kararın sanık tarafından temyizi üzerine (Kapatılan) Askeri Yargıtay 1. Dairesinin 20.04.2016 tarihli ve 2016/267 Esas, 2016/284 Karar sayılı ilâmı ile;
“Sanığın Ardahan … Hastanesine sevk edilip edilmediği, sevk edilmiş ise hangi tarihte sevk edildiği, sanığın hastaneye müracaat edip etmediği, müracaat etmiş ise hangi tarihte müracaat ettiği, sanık hakkında hastanede ne gibi işlemlerin yapıldığı, muayenesinin tamamlanıp tamamlanmadığı, hastaneden Ardahan Kabul Toplanma Merkezine gönderilip gönderilmediği, gönderilmiş ise hangi tarihte gönderildiği, sanığın Ardaha KTM’den mi yoksa Ardahan … Hastanesinden mi firar ettiği hususlarının araştırılması, varsa bu konulara ilişkin belgelerin dosyaya ithal edilmesi, sonrasında da maddi vakanın hiçbir şüpheye yer vermeyecek bir biçimde ortaya konulması gerekirken sanığın beyanlarına itibar edilerek maddi olay kabulüne gidilmesi; ayrıca sanığın 23.12.2012 tarihinde, yakalanmasına dair tanzim edilen tutanağın aslı veya onaylı sureti dosyaya dâhil edilmeden onaysız fotokopisine ve faks suretine dayanılarak hüküm kurulması…” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bozma üzerine temyize konu edilen Göle Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.09.2019 tarihli ve 2017/265 Esas, 2019/83 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında firar suçundan, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; hükmün temyizen bozulması ve lehine karar verilmesi talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanığın, askerlik hizmetini yapmakta iken rahatsızlığı nedeniyle 10.08.2012 tarihinde önce Göle … Hastanesine, ardından Ardahan … Hastanesine gönderildiği, yapılan muayene ve tedavisini müteakip 11.08.2012 tarihinde Ardahan … Hastanesinden çıkış yapan sanığın, birliğine dönüş için 1 gün yol süresi tanındığında en geç 12.08.2012 tarihi bitiminde birliğine katılması gerekirken katılmayıp firar ettiği, 23.12.2012 tarihinde yakalandığı anlaşılmıştır.

2. Sanığın savunmasında suçunu ikrar ettiği saptanmıştır.

3. Bozma ilâmı sonrası yapılan araştırmada, Ardahan … Komutanlığının 08.08.2016 tarihli yazısı ile KTM kayıtlarının incelendiğinin ve herhangi bir kayıt bulunmadığının bildirildiği; yine TSK Sağlık Komutanlığının 15.04.2019 tarihli yazısı ile sanığın 10.08.2012-14.08.2012 tarihleri arasında Ardahan … Hastanesine müracaatına rastlanmadığının bildirildiği görülmüştür.

4. Göle … Hastanesinin 06.01.2017 tarihli yazısı ve ekindeki belgeler ile Ardahan … Hastanesinin 09.01.2017 tarihli yazısı ve ekindeki epikriz formları dava dosyasına eklenmiştir.

5. Van İl Emniyet Müdürlüğünün 13.01.2017 tarihli yazısı ve ekindeki 12.01.2017 tarihli tutanak dava dosyasına eklenmiştir.

6. Sanığa ait güncel adlî sicil kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
1. 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yazılı firar suçu, … kişinin, kıtasından veya görevi icabı hazır bulunmak zorunda olduğu yerden bilerek ve isteyerek izinsiz olarak altı günden fazla bir süreyle uzaklaşmasıyla oluşan, özel kastın (saikin) aranmadığı, genel kastla işlenen bir suç olduğu ve unsurları arasında mazeret hâline yer verilmediği, buna göre “Olay ve Olgular” başlığı altında ayrıntılarına yer verilen deliller, sanık savunması, bozma ilâmı ve tüm dosya içeriği karşısında, sanığın 13.08.2012-23.12.2012 tarihleri arasında temadi eden “firar” suçunu işlediği belirlenmekle, sanığın tüm unsurları ile oluşan atılı suçtan hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasında bir isabetsizlik görülmediğinden hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2. 11.08.2012 tarihinde Ardahan … Hastanesinden çıkış yapan sanığın, birliğine dönüş için 1 gün yol süresi tanındığında en geç 12.08.2012 tarihinde saat 24.00’e kadar Birliğine katılabileceği dikkate alındığında suç başlangıç tarihinin 13.08.2012 tarihi olarak belirlenmesi gerekirken, Mahkemece, suçun başlangıç tarihinin hatalı olarak 12.08.2012 tarihi olarak belirlenmesi ve gerekçeli karar başlığında sanığın tutuklulukta geçirdiği sürelerin gösterilmemesi mahallinde tamamlanabilir eksiklik; gerekçeli karar başlığında suç tarihlerinin “13.08.2012-23.12.2012” yerine “12.08.2012” olarak gösterilmesi ise mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.

3. 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanması ile ilgili olarak; hükümden sonra 7242 sayılı Kanun’la yapılan değişikliklerin, infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir.

4. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların … biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

5. Sanık hakkında kurulan hükümde; (Kapatılan) 9. Kolordu Komutanlığı Askerî Mahkemesinin 09.12.2014 tarihli mahkûmiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) Askerî Yargıtay 1. Dairesinin 20.04.2016 tarihli ve 2016/267 Esas, 2016/284 Karar sayılı ilâmıyla bozulduğu ve sanık hakkında tayin edilen hapisten çevrili 6.000,00 TL adlî para cezasının sanık lehine kazanılmış hak oluşturduğu, bozmadan sonra kurulan incelemeye konu kararda ise 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası gereğince sanığın kazanılmış hakkı gereği önceki hükümde yer alan sonuç cezanın infazına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi ve mülga 353 sayılı Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nun (353 sayılı Kanun) “Yargılama giderleri” başlıklı 256 ncı maddesinin “Askeri mahkemelerde görülecek davaların ve askeri makamlar aracılığı ile uygulanacak cezaların giderleri, Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden ödenir.” hükmü gereğince bozma öncesi Askeri Mahkemelerde yürütülen yargılama sırasındaki yargılama giderlerinin sanığa yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi hukuka aykırı bulunmuş ise de söz konusu hukuka aykırılıklar Yargıtay tarafından giderilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Göle Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.09.2019 tarihli ve 2017/265 Esas, 2019/83 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz istemi yerinde

görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hüküm fıkrasının 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinin uygulanmasına ilişkin yedinci maddesinden sonra gelmek üzere ”İlk hüküm sanık tarafından temyiz edilmiş olup aleyhe temyiz bulunmadığından ve bu durum sanık lehine 1412 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca kazanılmış hak oluşturduğundan, sanığın cezasının 6.000,00 TL adlî para cezası üzerinden infazına, bozma öncesi karardaki gibi 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca para cezasının 1’er aylık sürelerle 20 eşit taksitle ödenmesine, taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsiline ve ödenmeyen adlî para cezasının hapis cezasına çevrilebileceğinin sanığa ihtarına” ibarelerinin eklenmesi, yargılama giderlerine ilişkin dokuzuncu maddesinin çıkartılarak yerine gelmek üzere “Bu dava nedeniyle bozma ilamı sonrası yapılan 29,40 TL yargılama giderinin sanıktan tahsili ile hazineye gelir kaydına, Askerî mahkemelerde görülecek davaların giderleri, Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden ödeneceğinden bozma ilamı öncesi yapılan yargılama giderlerinin mülga 353 sayılı Kanun’un 256 ncı maddesi gereğince, Milli Savunma Bakanlığı üzerinde bırakılmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

15.06.2023 tarihinde karar verildi.