Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/25386 E. 2023/4348 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/25386
KARAR NO : 2023/4348
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.03.2011 tarihli ve 2010/587 Esas, 2011/83 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında marka hakkına tecavüz suçundan (mülga) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A maddesinin birinci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası, aynı Kanun’un 62 nci ve 52 nci maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis ve 100,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, suça konu eşyaların aynı Kanun’un 54 üncü maddesi
uyarınca zoralımına, iki adet numune ürünün katılana iadesine karar verilmiştir.

2.Sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.04.2016 tarihli ve 2015/703 Esas, 2016/233 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında marka hakkına tecavüz suçundan (mülga) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin ikinci fıkrası, aynı Kanun’un 62 nci, 52 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis ve 100,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği hükmü temyiz etme iradesinden ibarettir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Katılanlar vekilinin şikâyeti üzerine Trabzon 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2010/826 Değişik İş sayılı arama kararı doğrultusunda, ilgili iş yerinde 07.10.2010 tarihinde yapılan aramada katılan firmalar adına tescilli markaları taşıyan toplam 88 adet pantolon ve tişört tespit edilmiştir.

2.Sanık savunmalarında; suça konu ürünleri pazardan satın aldığını, taklit olduğunu bilse alıp satmayacağını beyan etmiştir.

3.Dosyada mevcut 29.11.2010 tarihli bilirkişi raporunda; suça konu ürünlerde katılanlar adına tescilli markaların ayırt edilemeyecek kadar benzeri bulunduğu, ele geçen 88 adet ürünün taklit olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Türk Patent ve Marka Kurumundan suça konu ürünler üzerinde kullanılan markaların Resmi Marka Gazetesinde yayınlanma tarihi ile suç tarihinde geçerli bulunup bulunmadıklarının tespiti açısından marka tescil belgelerinin emtia listesi ile birlikte onaylı ve renkli örnekleri getirtilmeden eksik kovuşturma ile karar verilmesi,

2.Hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen marka hakkına tecavüz suçu olması, 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma kapsamına alınması karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin birinci fıkrası ve 7 nci maddesi hükümleri de gözetilip, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle bu suç yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi lüzumu,
Kabule göre de;
1.02.12.2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesiyle 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin
pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan (suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61 inci maddesinin yedinci fıkrasının aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü ve 254 üncü maddelerinin uygulanması zorunluluğu,

2.İddianamede sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesine yer verilmediği halde, bu hususta ek savunma hakkı verilmeden anılan madde ile uygulama yapılarak 5271 sayılı Kanun’un 226 ncı maddesinin ikinci fıkrasına aykırı davranılması,

3.5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 tarih ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesi ile anılan maddede yapılan değişiklik ve Anayasa Mahkemesinin 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Trabzon 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 07.04.2016 tarihli ve 2015/703 Esas, 2016/233 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.05.2023 tarihinde karar verildi.