Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/24912 E. 2023/4355 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/24912
KARAR NO : 2023/4355
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : 6831 sayılı Orman Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak sanığın mahkûmiyetine, suça konu yerdeki ağaçların müsaderesine
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Akhisar 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 08.02.2018 tarihli ve 2014/707 Esas, 2018/282 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 6831 sayılı Orman Kanunu’na (6831 sayılı Kanun) muhalefet suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraatine ve suça konu yerdeki ağaçların müsaderesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2.Katılan … İdaresi vekilinin istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza
Dairesinin, 14.01.2020 tarihli ve 2018/2023 Esas, 2020/142 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak sanık hakkında 6831 sayılı Kanun’un 93 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi, aynı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddeleri, 6831 sayılı Kanun’un 93 üncü maddesinin üçüncü fıkrası yollamasıyla 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 5 … 5 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluklarına ve suça konu yerdeki zeytin ağaçlarının ve zeytin fidanlarının müsaderesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz isteği; 09.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda suça konu yerin orman olmadığının tespit edildiğine, hükme esas alınan bilirkişi raporunda önceki raporlar ile karşılaştırma yapılmadığına ve raporun denetime elverişli olmadığına, suçun yasal unsurlarının oluşmadığına, sanığın suç kastının bulunmadığına, suç tarihinden sonra bir kısım alanın 2/B olarak orman sınırı dışına çıkarıldığına, orman dışına çıkarılan alan nedeniyle teşdit yapılamayacağına, bu kısma yönelik müsadere kararı verilemeyeceğine, 6831 sayılı Kanun’un 93 üncü maddesinin ikinci fıkrasının uygulanamayacağına, 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası koşullarının oluşmadığına, teşdit yapılmaması halinde lehe hükümlerin uygulanması şartları bulunduğuna, katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
1.25.02.2014 tarihli ve 16 nolu suç tutanağına göre, orman alanında yapılan kontrolde ortalama bir yaşında 460 adet zeytin fidanı dikili olduğu, etrafının tel örgü ile çevrildiği, 12800 m2 lik alanın işgal edildiği tespit edilmiştir.

2.16 nolu suç tutanağına istinaden sanık hakkında 14.04.2014 tarihli iddianame ile açılan kamu davasında Akhisar 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/707 Esas sayılı dosyasında yargılama yürütüldüğü anlaşılmıştır.

3.25.02.2014 tarihli ve 17 nolu suç tutanağına göre, orman alanında yapılan kontrolde 16450 m2 lik alanda 50-60 yaşlarında 208 adet zeytin ağacı dikili olduğu ve alanın etrafının tel örgü ile çevrildiği tespit edilmiştir.

4.17 nolu suç tutanağına istinaden sanık hakkında 21.07.2014 tarihli iddianame ile açılan kamu davasında Akhisar 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.07.2015 tarihli ve 2014/901 Esas, 2015/664 Karar sayılı kararı ile dosyanın Akhisar 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/707 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği anlaşılmıştır.

5.Orman İdaresinin 20.05.2014 tarihli cevabı dosyada mevcuttur.

6.Mahallinde yapılan 27.06.2014 tarihli keşif sonucu orman bilirkişisi tarafından düzenlenen 11.07.2014 tarihli raporda, suça konu yerde orman kadastrosu yapılmadığı, alanın keşif tarihi itibarıyla sürülü nitelikte ormanın devamı ve bütünleyicisi olduğu, açma eyleminin devam ettirildiği, geldisinin
orman toprağı olduğu, amenajman planı ve memleket haritasına göre orman sayılan yerlerden olduğu tespit edilmiştir. Kadastro teknisyeni raporunda suça konu yerin 1939 parsel olarak sınırlandırıldığı ancak itiraz üzerine tescil işlemi yapılmayarak tapulama dışı bırakıldığı belirtilmiştir.
Hava fotoğraflarının temininin ardından orman bilirkişisi tarafından düzenlenen 11.05.2015 tarihli raporda suça konu yerin orman sayılan yerlerden olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporlarına itiraz üzerine yapılan keşif sonucu kadastro teknisyeni tarafından düzenlenen raporda suça konu yerin itiraz üzerine tapulama harici yerde kaldığı, orman kadastro çalışmalarına göre orman olarak belirlenen yerde bulunduğu tespit edilmiştir. Ziraat bilirkişisinin hazırladığı raporda suça konu yerin uzun yıllardır tarımsal faaliyette kullanıldığı belirtilmiştir. Orman bilirkişisi tarafından hazırlanan raporda alanın orman sayılmayan yerlerden olduğu tespitine yer verilmiştir.

7.Sanık savunmalarında suça konu yerin miras kaldığını, 460 adet zeytin ağacı dikip tel örgüyle çevirdiğini beyan etmiştir.

8.İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, suça konu yerin orman sayılmayan yerlerden olduğunun tespiti nedeniyle atılı suçun unsurları oluşmadığından, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraatine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1.Talimat Mahkemesince yapılan keşif sonucu orman ve ziraat bilirkişileri heyeti tarafından düzenlenen 30.09.2019 tarihli raporda 16 ve 17 nolu suç tutanaklarına konu alanların incelenmesinde, dava konusu yerlerin birbirine bitişik ve toplam 28642 m2 olduğu, dört tarafının … ormanları ile çevrili, orman ile arasında hiçbir ayırıcı unsur bulunmayan, orman içi açıklığı olduğu, suça konu yerde dikili zeytin fidanlarının bakımlarının yapıldığı, orman toprağı vasfında olduğu, toprağın verim gücünden faydalanmak için 60-70 yıldan beri kademeli olarak arazinin açılıp sürüldüğü, işgale ara verilmeden devam edildiği, suç tarihinden sonra yapılan orman kadastrosuna göre orman sınırları içinde kalan taşınmazın krokide A1 ve A2 ile gösterilen kısımlarının 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığı, suça konu yerin tutanak tarihi itibarıyla orman sayılan yerlerden olduğu, krokide A1 ve A2 ile gösterilen yerlerdeki açmanın işgale dönüştüğü, 4153 m2 lik kısımda ise 2013 yılı içinde açma yapıldığı tespit edilmiştir.

2.1939 parsele ilişkin tapu kaydı, tapulama tutanağı ve komisyon kararı dosyada mevcuttur.

3.Sanık savunmasında asıl ve birleşen dosyadaki suça konu yerleri daha önceden babasının işlediğin, babasından sonra kendisinin kullanmaya devam ettiğini beyan etmiştir.

4.130 nolu orman bölmesinde sanığın 12.800 m2 lik alanda açma yaptığı ve zeytin fidanı diktiği, yine aynı mevkiide ve diğer yerin bitişiğinde 16.450 m2 lik alanda işgal ve faydalanmada bulunduğu, bu yerde de 208 adet zeytin ağacı bulunduğu ve bu yerin etrafının tel örgü ile çevrili olduğu tespit edilerek sanık hakkında 25.02.2014 tarihli iki ayrı suç tutanağının tanzim edildiği, ilk derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması nedeniyle yeniden yaptırılan keşif ve bu keşif sonucu düzenlenen 30.09.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre, rapor ekindeki krokilerde B.1, B.2, B.3 ve B.4 harfleriyle gösterilen kısımlarda orman diri örtüsünün henüz yeni kaldırılmış olması ve bu açma
eyleminin üzerinden 8 yıllık zamanaşamı süresinin geçmemesi nedeniyle toplam 4.153.15m2 ‘lik alandaki eylemin açma niteliğinde olduğu, A.1 ve A.2 harfleriyle gösterilen toplam 24.489,21 m2 ‘lik alanın ise açma yapıldığı tarihten sonra 8 yıllık sürenin geçmesi nedeniyle eylemin işgal ve faydalanma niteliğinde olduğu, sanığın aynı zamanda bu alanların etrafını tel çitle çevirmek ve üzerinde zeytin ağaçları yetiştirmek suretiyle tasarrufta bulunduğu, suç tarihleri itibarıyla kesinleşmiş orman kadastrosunun bulunmadığı, sanığın eylemlerinin 6831 sayılı Kanun’un 93 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları kapsamında kalan suçları oluşturduğu, suç tarihinden sonraki 2/B uygulamasının suçun oluşumuna engel teşkil etmediği, 30.09.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporu gerekçeli, denetlebilir ve aynı zamanda dosya kapsamına uygun düştüğü, sanık savunmalarında suç kastının bulunmadığını belirterek suçlamaları kabul etmemiş ise de; suç konusu yerler için sanık ya da miras bırakanlar adına kayıtlı bir tapunun bulunmaması, suça konu yerlerin dört tarafının ormanla çevrili olması ve taşıdığı fiziki özellikler, suç konusu yerlerin bir kısmının tapulama sırasında sonucunda Orman İdaresinin itirazı üzerine 1939 parsel olarak orman niteliği ile tapulama harici bırakılması ve tapudaki bu durumun herkes tarafından bilinmesinin gerekmesi ve bağlayıcı olması karşısında sanığın suç kastıyla hareket ettiği, asıl ve birleştirilen dosyalarda bir suç işleme kararı kapsamında işgal eylemi ile birlikte farklı tarihlerde açma eylemini de gerçekleştirdiğinden sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince cezada arttırım yapılması gerektiği gözetilerek, sanık hakkında 6831 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan mahkûmiyetine ve suça konu yerdeki ağaçların müsaderesine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1.Sanık hakkında kurulan hükümde, 6831 sayılı Kanun’un 82 nci maddesine göre davanın dayanağını oluşturan suç tutanaklarına göre orman muhafaza memurları tarafından yapılan kontrolde orman alanında zeytin ağaçları dikili olduğunun ve tel çit ile çevrildiğinin tespit edilmesi, hükme esas alınan 30.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda suça konu yerin orman sayılan yerlerden olduğunun, alanın bir kısmında 2013 yılında açma yapıldığının, bir kısmında zeytin ağaçları bulunduğunun, toprağın verim gücünden faydalanıldığının tespiti, sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre sanık müdafiinin atılı suçun unsurlarının oluşmadığı ve sanığın suç kastının bulunmadığına yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiş, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

2.İşgal edilen alanın niteliği ve alanın büyüklüğüne göre sanık hakkında alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm tesisi, bilirkişi raporuna göre suça konu yerde 2013 yılında açma yapıldığının tespiti ve tüm dosya kapsamına göre 5237 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin birinci fıkrasının uygulanmasında, suç tarihi itibarıyla orman sayılan yerde kaldığı anlaşılan alandaki ağaçların müsaderesine karar verilmesinde ve katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 14.01.2020 tarihli ve 2018/2023 Esas, 2020/142 Karar sayılı kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Akhisar 3. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.05.2023 tarihinde karar verildi.