Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/22595 E. 2023/5369 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/22595
KARAR NO : 2023/5369
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E
(Hükmün açıklanması)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’na Aykırılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.(Kapatılan) Muharebe Hizmet Destek Eğitim Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 06.04.2012 tarihli ve 2012/201 Esas, 2012/54 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında firar suçundan, 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun (1632 sayılı Kanun) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 73 üncü maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi uyarınca 5 … hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

2.(Kapatılan) Muharebe Hizmet Destek Eğitim Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 06.04.2012 tarihli ve 2012/201 Esas, 2012/54 Karar sayılı kararının sanık tarafından temyizi üzerine (Kapatılan) Askeri Yargıtay 3. Dairesinin 02.07.2013 tarihli ve 2013/0887 Esas, 2013/0901 Karar sayılı ilamıyla; Anayasa Mahkemesinin, 17.01.2013 tarihli ve 2012/80 Esas ve 2013/16 Karar sayılı kararı ile, 1632 sayılı Kanun’un 47 nci maddesinin birinci fıkrasının A bendinin birinci ve ikinci cümleleri ile Ek 8 inci
maddesinin ikinci fıkrasının “Sırf askerî suçlar ile bu Kanunun Üçüncü Babının Dördüncü
Faslında yazılı suçlar hakkında, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile …” bölümünün
“…kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar ile …” ibaresinin ve 1632 sayılı Kanun’un Ek 10 uncu
maddesinin ikinci fıkrasının, Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması
karşısında, uygulamaya yönelik bu konularda, yeniden değerlendirme ve tartışma yapılması gerekliliği nedeniyle mahkûmiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.

3.Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; (Kapatılan) Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 09.10.2013 tarihli ve 2013/1208 Esas, 2013/570 Karar sayılı kararı ile; sanık hakkında firar suçundan, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 73 üncü maddesi ve 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 5 … hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve aynı maddenin sekizinci fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiş, söz konusu karar yasal süresi içerisinde taraflarca itiraz edilmemek suretiyle 22.12.2013 tarihinde kesinleşmiştir.

4.Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 22.12.2013 tarihinde kesinleşmesinin ardından 5 yıllık denetim süresi içerisinde 21.01.2016 tarihinde resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediğinin Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.05.2016 tarihli ve 2016/560 Esas, 2016/566 Karar sayılı kararı ile ihbar edilmesi üzerine Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.07.2018 tarihli ve 2017/618 Esas, 2018/522 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında (Kapatılan) Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, açıklanması geri bırakılan 09.10.2013 tarihli ve 2013/1208 Esas, 2013/570 Karar sayılı hükmünün açıklanmasına, sanığın firar suçundan, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 73 üncü maddesi, 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca hapis cezasından çevrili 3.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; ailevi sebeplerle firar ettiğine, para cezasını ödeyecek durumda olmadığına ve hakkındaki davanın düşürülmesi talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanığın, 07.11.2011 tarihinde çarşı iznine çıktığı, aynı gün saat 17.30’a kadar Birliğine dönmesi gerekirken dönmediği; 22.11.2011 tarihinde kendiliğinden Birliğine katıldığı maddi vakıa olarak belirlenmiştir.

2.Sanık savunmalarında özetle; Afganistan asıllı olduğunu, suç tarihlerinde babası Afganistan’da bulunduğu için kardeşlerine bakmak zorunda kaldığı için firar ettiğini, suç işleme kastının bulunmadığını

beyan etmiştir.

3.Aşamalarda usulüne uygun olarak mütalaasına başvurulan psikiyatri uzmanı bilirkişi; sanığın akli-ruhi bir rahatsızlığının bulunmadığı, askerliğe elverişli ve cezai ehliyetinin tam olduğu, kullandığını beyan ettiği antipsikotik ve antidepresan menşeili ilaçların işlemiş olduğu fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamama veya bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltan ya da önemli derece azaltan bir yan etkilerinin mevcut olmadığı, şeklinde yazılı ve sözlü olarak beyanda bulunmuştur.

4.Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının açıklanması için ihbarda bulunan Nevşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.05.2016 tarihli ve 2016/560 Esas, 2016/566 Karar sayılı kararı ve kesinleşme şerhi dosya kapsamında mevcuttur.

5.Sanığa ait sevk belgesi, olay tespit tutanağı, sanığın kendiliğinden birliğine dönüş yaptığına dair tutanak, vaka kanaat raporu ve dosya kapsamında bulunan diğer bütün belgeler incelenerek değerlendirilmiştir.

6.Sanığa ait güncel adli sicil kaydı, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Hükmün 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onbirinci fıkrası gereğince aynen açıklanması gerekirken paraya çevrilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.

2.1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen firar suçu mazeret kabul etmeyen suçlar arasında bulunduğundan; askerliğe elverişliliği ve cezai ehliyeti konusunda şüphe bulunmayan sanığın kardeşlerine bakmak için firar etmek zorunda kaldığı şeklindeki beyanlarının mahkemece mazeret olarak kabul edilmeyerek suça konu eylemin sabit görülmesinde ve denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlediği anlaşılan sanık hakkındaki açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların … biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V.KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 05.07.2018 tarihli ve 2017/618 Esas, 2018/522 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

30.05.2023 tarihinde karar verildi.