Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/21909 E. 2023/4363 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/21909
KARAR NO : 2023/4363
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 1632 Sayılı Askerî Ceza Kanunu’na aykırılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
(Kapatılan) Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 06.04.2017 tarihli ve 2016/376 Esas, 2017/135 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında firar suçundan, 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun (1632 sayılı Kanun) 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 52 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca hapis cezasından çevrili 6.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; firarda bulunduğu süre boyunca psikiyatrik rahatsızlığının devam ettiğine ve işlemiş olduğu fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin yerinde olmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanığın işlemiş olduğu başka bir suçtan cezaevinde bulunmaktayken 03.10.2007 tarihinde tahliye edilerek birliğine serbest olarak sevk edildiği, ancak sanığın birliğine katılmayarak firar ettiği ve bir süre firarda kalan sanığın 21.01.2016 tarihinde kendiliğinden gelerek birliğine katılış yaptığı maddi vakıa olarak belirlenmiştir.

2.Sanık ifadesinde özetle; firar ettiği dönemde 2 tane … çocuğunun olduğunu, çocuklarına bakacak kimsenin olmadığını, onları büyütmek için firar ettiğini, büyüdüklerinde de gelip teslim olduğunu, daha sonra askerliğe elverişsizlik raporu aldığını, öncelikle beraatini talep ettiğini, mahkeme aksi kanaatte ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair hükümleri ve lehine tüm yasal hükümlerin uygulanmasını kabul ettiğini beyan etmiştir.

3.Gölcük … Hastanesi’nin 04.02.2016 tarihli ve “sağlık kurulu raporu hakkında” konulu rapor ön bildirim belgesinde sanığın uyum bozuklukları tanısıyla barışta askerliğe elverişli olmadığı ve seferde görev yapacağı tespit edilmiştir.

4.Sanık hakkında askerliğe elverişsizlik halinin suç tarihlerini kapsamayacağına dair 04.02.2016 tarihli ve 672 sayılı ek rapor düzenlenmiştir.

5.Yine yargılama aşamasında sanığın suç tarihlerinde ve halen askerliğe elverişli olup olmadığı ve 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarından faydalanıp faydalanamayacağı hususunda psikiyatri uzmanı bilirkişi dinlenilmiş, psikiyatri uzmanı bilirkişinin yapmış olduğu muayene ve inceleme sonucunda vermiş olduğu mütalaasında; “… sanığın, cezai ehliyetinin tam ve işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilecek düzeyde olduğunu, bu kapsamda davranışlarını yönlendirme yeteneğinin de tam olduğunu, dolayısıyla 5237 sayılı Kanun’un 32 nci maddesi kapsamında mütalaasına yer olmadığını, aynı Kanun’un 34 üncü maddesinden de yararlanamayacağını, askerliğe elverişli olduğunu, bu hususun tekrar tespitinin gerekmediğini, adli müşahedesine gerek olmadığı, …” yönünde tespitlerde bulunduğu görülmüştür.

6.Sanığa ait sevk belgesi, olay tespit tutanağı, vaka kanaat raporu ve dosya kapsamında bulunan diğer bütün belgeler incelenerek değerlendirilmiştir.

7.Sanığa ait güncel adli sicil kaydı UYAP üzerinden temin olunarak dava dosyasına eklenmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Sanığa atılı suç kapsamında alınan sağlık raporları ve bilirkişi mütalaası göz önüne alındığında suç tarihlerinde askerliğe elverişli ve cezaî ehliyetinin tam olduğu tespitleri yapılan sanığın bu yöndeki temyiz sebeplerine itibar edilmemiştir.

2.Sanığın firarda kaldığı sürenin uzunluğu göz önüne alındığında temel ceza tayin edilirken makul oranda
teşdit uygulanması yerine alt sınırdan ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.

3.1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının a bendinde yazılı firar suçu, … kişinin, kıtasından veya görevi icabı hazır bulunmak zorunda olduğu yerden bilerek ve isteyerek izinsiz olarak altı günden fazla bir süreyle uzaklaşmasıyla oluşan, özel kastın (saikin) aranmadığı, genel kastla işlenen bir suç olduğu ve unsurları arasında mazeret hâline yer verilmediği, tetkik edilen tüm dosya kapsamına göre, suç tarihleri itibariyle askerliğe elverişli ve cezai ehliyetinin tam olduğu konusunda şüphe bulunmayan sanığın 03.10.2007-21.01.2016 tarihleri arasında kesintisiz süren ve kendiliğinden son bulan, 1632 sayılı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının a bendi kapsamına giren “firar” suçunu işlediği ve savunmasında da suçunu ikrar ettiği belirlenmekle, eylemi sabit görülerek Mahkemece, sanık hakkında ceza tayin edilip ardından takdiri indirim uygulanmasında, yasal imkansızlık sebebiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümlerinin uygulanmamasında, adli para cezası seçenek yaptırımının tercih edilmiş olmasında, bir gün karşılığı olarak adli para cezasının suç tarihinde geçerli olan alt sınırdan belirlenmesi ve adli para cezasının taksitlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.

4.Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların … biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

5.Sanık hakkında kurulan hükümde, Yargıtay tarafından düzeltilmesi mümkün görülen, adli para cezasının bir gün karşılığı belirlenirken 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrasının gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına aykırı davranılması ve 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 81 inci maddesi ile 5275 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik gözetilmeden, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine karar verilmesi dışında bir hukuka aykırılık görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (3) numaralı bendinde açıklanan nedenlerle Sakarya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.04.2017 tarihli ve 2016/919 Esas, 2017/1284 Karar sayılı kararına yönelik ((Kapatılan) Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesinin, 06.04.2017 tarihli ve 2016/376 Esas, 2017/135 Karar sayılı kararı) sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesi gereği hükmün 5. paragrafındaki ”günlüğü takdiren” ibaresinden önce gelmek üzere hükme “5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca” ibaresinin eklenmesi ve hüküm fıkrasında adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin paragrafta yer alan “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine” ibaresinin hükümden çıkarılması suretiyle hükmün, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.05.2023 tarihinde karar verildi.