Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/21009 E. 2023/4042 K. 02.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/21009
KARAR NO : 2023/4042
KARAR TARİHİ : 02.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/79 E., 2016/8 K.
SUÇ : 1632 sayılı Askerî Ceza Kanunu’na aykırılık
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : O yer Cumhuriyet savcısı, sanık
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Çınar Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.01.2016 tarihli ve 2015/79 Esas, 2016/8 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında bakaya kalmak suçundan 1632 sayılı Askerî Ceza Kanunu’nun (1632 sayılı Kanun) 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin son cümlesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi, 58 … maddesi ve 53 üncü maddesi uyarınca 3 … 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.O Yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği; sanık hakkında ek savunma hakkı verilmeden 5237 sayılı Kanun’un 58 … maddesinin uygulanmasının ve Bakırköy 9. Asliye Ceza Mahkemesinin 2008/382 Esas, 2009/49 Karar sayılı hükmü yerine Bakırköy 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/296 Esas, 2014/206 Karar sayılı hükmünün tekerrüre esas alınmasının usul ve kanuna aykırı olduğuna ilişkindir.

2.Sanığın temyiz isteği; ailevi ve psikolojik problemleri sebebiyle yoklama işlemlerini yaptıramadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Askerlik yükümlüsü sanığın yoklama kaçağı olarak kalması nedeniyle Çınar Kaymakamlığı tarafından idarî para cezası ile tecziyesine karar verildiği, sonraki süreçte de yoklamaya ilişkin işlemlerini başlatmayan sanığın yoklama kaçağı olarak aranırken 30.08.2014 tarihinde yakalandığı maddi vakıa olarak belirlenmiştir.

2.Sanık savunmasında özetle; 2008 yılında cezaevine girdiğini, cezaevinden çıktıktan sonra askerlik şubesine uğradığını, kendisine mahiyetini tam olarak hatırlayamadığı bir kağıdın verildiğini, ailesinin durumunun kötü olması nedeniyle gidip teslim olamadığını, suç işlemek istemediğini, öncelikle beraatini talep ettiğini, mahkemenin aksi kanaatte olması hâlinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını kabul ettiğini beyan etmiştir.

3.Çınar Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu Bürosunun, 15.04.2014 tarihli ve 1089 Esas, 36 Karar sayılı idarî para cezası kararı, idarî para cezasının tebliğ edildiğine dair tebligat parçası ve dosya kapsamında bulunan diğer belgeler incelenerek değerlendirilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.1632 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesinde düzenlenmiş olan yoklama kaçağı olmak suçunun oluşabilmesi için, öncelikle suç tarihinde yürürlükte bulunan 1111 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a), (b), (c), (d) veya (e) bentlerinde yer alan kabahatlerin herhangi birinden dolayı kesinleşmiş bir idarî para cezası bulunması gerekmektedir.

2.Somut olayda; sanık hakkında yoklama kaçağı olmak kabahatinden verilen Çınar Kaymakamlığı İlçe İdare Kurulu Bürosunun, 15.04.2014 tarihli ve 1089 Esas, 36 Karar sayılı idarî para cezası kararının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun (7201 sayılı Kanun) bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10 uncu maddesine göre öncelikle sanığın bilinen son adresine tebliğe çıkartılması, ancak bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligatın yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek tebligatın bu adrese yapılması gerekirken doğrudan sanığın MERNİS adresine tebliğe çıkartılması ve bu adreste 7201 sayılı Kanun’un 21 … maddesinin ikinci fıkrasına göre 21.05.2014 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında; doğrudan MERNİS adresinde 7201 sayılı Kanun’un 21 … maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılan idarî yaptırım kararının tebligatının usulüne uygun olmadığı ve dolayısıyla sanık hakkında usulüne uygun şekilde kesinleşmiş bir idarî yaptırım kararının bulunmadığı anlaşılmakla Mahkemece unsurları itibarıyla oluşmayan atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,

3.Sanığa atılı yargılama konusu suçu oluşturan eyleminin, 1632 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan yoklama kaçağı kapsamında değerlendirilmesi gerekirken unsurları farklı olan ve aynı Kanun’un 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde düzenlenmiş olan bakaya kalmak suçundan hüküm kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Çınar Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.01.2016 tarihli ve 2015/79 Esas, 2016/8 Karar sayılı kararına yönelik sanığın ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

02.05.2023 tarihinde karar verildi.