Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/19681 E. 2023/5116 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/19681
KARAR NO : 2023/5116
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname’ye muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Sungurlu Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.03.2011 tarihli ve 2010/205 Esas, 2011/199 Karar sayılı kararı ile sanığın marka hakkına tecavüz suçundan (mülga) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 53 üncü

maddesi uyarınca 10 … hapis ve 3.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına hükmedilerek 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 27.06.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

2.Sungurlu Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.05.2016 tarihli ve 2016/241 Esas, 2016/392 Karar sayılı kararı ile sanığın, tabi tutulduğu denetim süresi içinde kesten yeni bir suç işlediğinin ihbarı üzerine 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanması ile sanığın marka hakkına tecavüz suçundan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi uyarınca 10 … hapis ve 3.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebebi; hükmü temyiz etme iradesinden ibarettir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Katılan …, 19.10.2009 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben sunduğu şikâyet dilekçesi ile; … Turizm markasının Türk Patent Enstitüsü nezdinde tescilli sahibi olduğunu ve taşımacılık alanında bu marka ile faaliyette bulunduğunu, Alaca terminalindeki üç numaralı yazıhanede faaliyet gösteren iş yerinde ve Çorum-Alaca hattında çalışan iki ayrı minüsbüste bu markanın haksız olarak kullanıldığını tespit ettiğini, şüphelinin yazıhane camına büyük şekilde … kelimesini yazarak müşterileri aldatmaya yönelik davrandığını ve bu şekilde kendisinin zarara uğratıldığını beyan ederek şikâyetçi olmuştur.

2.Katılan tarafından dosyaya sunulan 2008 06737 numaralı marka tescil belgesine göre; kara, hava, deniz taşımacılığı hizmetleri (39. emtia) sınıfında katılan … adına tescilli olan … Turizm markasının 08.02.2008 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 10.08.2009 tarihinde tescil edildiği ve tescilin 30.09.2009 tarihinde Resmî Marka Gazetesinde yayımlandığı anlaşılmıştır.

3.Katılanın şikâyetine istinaden, Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda kolluk görevlilerince çekilen yazıhane ve 19 TK 515, 19 LH 992 plakalı minibüslere ait fotoğraflar dosya içerisinde mevcuttur.

4.Alaca Cumhuriyet Başsavcılığının 22.04.2010 tarihli iddianamesi ile sanığın 19 LH 992 plakalı aracında … kelimesini kullanmak suretiyle Alaca ilçesindeki otobüs terminalinde yolcu taşımacılığı yaparak katılanın marka hakkına tecavüz ettiği iddiası ile suç tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

5.Sanık … savunmalarında: 2008-2009 yılları arasında kendisine ait 19 LH 992 plakalı araç ile Çorum … Turizm’in sahibi olan … Bayrak ile anlaşarak, kira bedeli karşılığında servisçilik yaptığını, bu firmada sadece kendi aracıyla çalışan konumunda olduğunu, bu nedenle üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini beyan etmiştir.

6.Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilen diğer sanık … Bayrak savunmalarında; … Turizm firmasını 09.11.2007 tarihinde Çorum … A.Ş.’den tüm hakları ile birlikte devraldıklarını, Ticaret Sicil Memurluğuna giderek firma ismini Alaca … olarak tescil ettirdiklerini, bu tescilin ticaret sicil gazetesinde de ilan edildiğini, o günden bu yana da firmayı işlettiklerini, kardeşi Gürcan Bayrak’a ait olan ancak kendisinin kullandığı 19 TK 5151 plakalı araçta bulunan … ibaresini önemsemediği için silmediğini, katılanın … Turizm markasını sonradan tescil ettirdiğini beyan etmiştir.

7.Dosya içerisinde mevcut 11.12.2009 tarihli bilirkişi heyet raporunda; katılan adına tescilli … Turizm markası ile sanıklar tarafından kullanılan … ve Alaca … ibarelerinin aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu ve bu durumun şikâyetçinin marka hakkına tecavüz ettiği yönünde görüş bildirilmiş, 27.01.2010 tarihli bilirkişi raporunda ise; 19 TK 515 ve sanık …’a ait 19 LH 992 plakalı araç üzerinde yer alan….+ şekil markası ile katılan adına tescilli … Turizm markası arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı dolayısıyla araçlardaki marka kullanımının 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında marka hakkına tecavüz sayılan fiillerden olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.

8.Sanık … Bayrak’ın müdafii tarafından 17.09.2010 tarihli celsede dosyaya sunulan 09.11.2007 tarihli devir sözleşmesi, Çorum Ticaret Sicil Memurluğunca düzenlenen ilan metni ve Çorum 1. Noterliği tarafından düzenlenen 16749 yevmiye numaralı acentelik sözleşmesi dosya içerisindedir.

IV. GEREKÇE
Marka hakkına tecavüz suçları kasten işlenebilecek suçlardandır. Failin kastından söz edilebilmesi için, madde metninde yer alan seçimlik hareketlerin marka hakkına tecavüz etmek amacıyla, bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Somut olayda ise; sanık …’in diğer sanık … Bayrak ile anlaşarak kira bedeli karşılığında şoförlük yaptığı, sanıkların savunmaları ve diğer sanık … Bayrak müdafii tarafından 17.09.2010 tarihli celsede sunulan belgelere göre, “…” kelimesinin sanık tarafından katılanın marka tescilinden önce kullanıldığının anlaşılması ve sanığın 19 LH 992 plakalı aracının ön cam üst kısmında yer alan … kelimesini, katılanın marka hakkına tecavüz etme kastı ile kullandığına dair savunmasının aksine delil bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın üzerine atılı suçun manevi unsurları itibarıyla oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Sungurlu Asliye Ceza Mahkemesinin, 16.05.2016 tarihli ve 2016/241 Esas, 2016/392 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

11.05.2023 tarihinde karar verildi.