Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/1886 E. 2021/3235 K. 03.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1886
KARAR NO : 2021/3235
KARAR TARİHİ : 03.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, nakil aracın üzerindeki şerhin kaldırılmasına
İTİRAZ EDEN : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Dairemizin 20.01.2021 tarih ve 2018/3122 Esas, 2021/348 Karar sayılı kararı ile hükmün katılan … İdaresi vekilinin temyizine göre suçta kullanılan nakil aracının müsaderesine yer olmadığı kararının onanmasına karar verilmiş ise de, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 7-2015/222860 sayılı itirazıyla, Dairemizin anılan ilamına karşı itirazda bulunulması nedeniyle yapılan incelemede;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazı yerinde görüldüğünden, 6352 sayılı Yasa ile değişik CMK’nun 308. maddesi gözetilerek itirazın kabulüne,
Dairemizin 20.01.2021 tarih ve 2018/3122 Esas, 2021/348 Karar sayılı kararının kaldırılması ile yeniden yapılan incelemede;
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-Sanık hakkında takdiri indirim uygulanırken uygulama maddesi olarak TCK’nun 62/1. madde ve fıkrası yerine TCK’nun 62. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
3-Sanığın mesleğinin şoförlük olmasının tek başına suçun işlenmesinde kolaylık sağlayan bir durum olmadığı gözetilmeden ve şöförlük mesleğinin atılı suçun işlemesinde sanığa ne şekilde kolaylık sağladığı da açıklanmadan 5607 sayılı Yasanın 4/4. maddesi uyarınca cezada artırım yapılması,
4-Gün adli para cezasının bir gün karşılığının belirlenmesi sırasında uygulama maddesi olan TCK’nun 52/2. maddesi yerine TCK’nun 52. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
5-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan … İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.