YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/18137
KARAR NO : 2023/1118
KARAR TARİHİ : 08.02.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/316 E., 2016/422 K.
SUÇ : 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, müsadere
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.05.2016 tarihli ve 2016/316 Esas, 2016/422 Karar sayılı kararı ile sanığın marka hakkına tecavüz suçundan (mülga) 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A maddesinin birinci fıkrası ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 54 üncü maddesi uyarınca (erteli) 10 ay hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına ve suça konu eşyaların müsaderesine karar verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 11.03.2021 tarihli ve 2016/296223 sayılı, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz sebepleri; hükmü temyiz etme iradesine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Katılan vekili 23.06.2015 havale tarihli şikâyet dilekçesi ile … Tekstil isimli iş yerinde hak sahibi oldukları tescilli markalı ürünlerin, marka haklarına tecavüz edilerek satışa arz edildiği iddiası ve arama yapılması talebi ile şikâyetçi olmuştur. Şikâyet dilekçesine ek olarak o iş yerinden satın aldığını iddia ettiği bir adet Philipp Plein markalı tişört ile 21.06.2015 tarihinde düzenlenen 100,00 TL tutarındaki kredi kartı slibini dosyaya delil olarak sunmuştur.
2.Kemer Sulh Ceza Hâkimliğinin 24.06.2015 tarihli ve 2015/255 değişik iş sayılı kararı doğrultusunda ilgili iş yerinde aynı gün yapılan aramada; üzerilerinde katılan şirket adına tescilli markalar bulunan 23 adet şort, 22 adet tişört ile 6 şar adet kemer ve pantolon olmak üzere toplam 57 adet tekstil ürünü muhafaza altına alınmıştır. Arama tutanağını sanık iş yeri sahibi sıfatı ile imzalamıştır.
3.Dosyada mevcut 08.04.2016 tarihli bilirkişi raporunda; suça konu ürünler ile orijinal ürünler karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve suça konu ürünler üzerinde kullanılan işaretlerin katılan adına tescilli markalar ile aynı derecede benzerlik gösterdiği, bu ürünlerin taklit oldukları ve iltibasa yol açacağından sıradan kişiler tarafından ilk bakışta orijinallerinden ayırt edilmesinin mümkün olmadıkları yönünde görüş bildirilmiştir.
4.Sanık savunmalarında; iş yerinin kendisine ait olduğunu, suça konu ürünleri sokakta satış yapan kişilerden satın aldığını, arama yapılana kadar bu ürünlerin taklit olduklarını bilmediğini, bilerek satışa sunmadığını beyan etmiştir.
IV. GEREKÇE
Tüm dosya kapsamına göre, tekstil ticareti ile iştigal eden sanığın, tescilli markaları taşıyan orijinal ürünleri nereden satın alması gerektiğini ve faturasız olarak veya orijinaline göre uygun fiyatlı satın aldığı ürünlerin taklit ürün olup olmadığını yaptığı iş gereği bilebilecek durumda olduğu gözetilerek; sanığın bir nedene dayanmayan temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
02.12.2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesiyle 5271 sayılı Kanunu’nun 253 üncü maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 61 inci maddesinin yedinci fıkrasının; aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü ve 254 üncü maddelerinin uygulanmasında zorunluluk bulunması nedeniyle sanık hakkında verilen hükmün bozulması gerekmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 13.05.2016 tarihli ve 2016/316 Esas, 2016/422 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
08.02.2023 tarihinde karar verildi.