Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/17590 E. 2023/6004 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17590
KARAR NO : 2023/6004
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/153 E., 2016/539 K.
SUÇ : 6831 sayılı Orman Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Ordu 3. Sulh Ceza Mahkemesinin, 10.10.2012 tarihli ve 2011/516 Esas, 2012/554 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 6831 sayılı Orman Kanunu’nun (6831 sayılı Kanun) 108 inci maddesinin birinci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi uyarınca 25 gün hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, emvalin müsaderesine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

2.Sanığın denetim süresi içinde kasıtlı suç işlediğinin ihbarı üzerine Ordu 5.Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.04.2016 tarihli ve 2016/153 Esas, 2016/539 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 6831 sayılı Kanun’un 108 inci maddesinin birinci fıkrası ile 5237 sayılı Kanun’un 62 nci, 50 nci 52 nci maddeleri uyarınca hapis cezasından çevrilen 500,00 TL ve 4 gün karşılığı 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri, suçun yasal unsurlarının oluşmadığına, diğer sanığın tapulu arazisinden kendisinin kestiğini beyan etmesi üzerine emvali naklettiğine, sanığın suç kastının olmadığına, ağaçların kesildiği dip köklerin diğer sanık Aydın’ın beyanlarını doğruladığına, sanığın hatır taşımacılığı yaptığına ve beraati gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.09.11.2011 tarihinde yapılan kontrolde üzeri açık orman emvali yüklü aracın görülmesi üzerine durdurularak nakliye belgesinin sorulduğu, belge ibraz edilememesi üzerine sanık ve temyiz dışı sanık Aydın Otur hakkında tutanak düzenlendiği anlaşılmıştır.

2.Sanık savunmasında ağaç kesme ile ilgisinin olmadığını, diğer sanık Aydın’ın tapulu araziden kestiğini beyan ettiği ağaçların taşınmasını rica ettiğini, köy içi taşıma olduğundan nakliyesinin olup olmadığını sormadığını beyan etmiştir.

3.Temyiz dışı sanık Aydın ağaç kestiği yerin babaannesine ait arazi olarak bildiğini, yıkılmış ağaçları kestiğini ve sanık …’den taşımasını rica ettiğini beyan etmiştir.

4.Orman bilirkişi raporunda yapacak nitelikte emval veren ağaçların orman sayılan yerden kesildiği tespit edilmiştir. Fen bilirkişi raporunda dip köklerin orman parseli içinde kaldığı belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
Ordu 5.Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.04.2016 tarihli ve 2016/153 Esas, 2016/539 Karar sayılı kararında; olay tutanağı, sanık savunması, temyiz dışı sanık Aydın Otur’un sanık beyanlarını doğrulaması, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamıştır. Ancak;

1.Hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen tehdit suçu olması, 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaştırma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi, hükmün açıklanmasına neden olan ilama konu tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunması ve yeni düzenleme karşısında, tehdit suçu yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu,

2.02.12.2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6763 Sayılı Kanun’un 12 nci maddesi ile 5237 sayılı Kanun’un önödemeyi düzenleyen 75 inci maddesinde yapılan değişiklik sonucu, 6831 sayılı Kanun’un 108 inci maddesine aykırılık suçunun önödeme kapsamına alındığı ve Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas 2021/4 Karar sayılı ve 25.06.2020 tarihli, 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararları ile 7188 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddesinin birinci fıkrası ile; sadece adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda “basit yargılama usulü”nün uygulanması mümkün hale getirilmiş olduğu olmakla; sanık hakkında önödeme prosedürü ve basit yargılama usulünün uygulanarak, sonucuna göre hukukî durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Ordu 5. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.04.2016 tarihli ve 2016/153 Esas, 2016/539 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

13.06.2023 tarihinde karar verildi.